Sema Denker yazdı: "Dizi sektöründeki çeteler kimler?"

"...Vazgeçilmez oldukları için mi, çok iyi senarist-yönetmen-yapımcı oldukları için mi, iyi oyuncu oldukları için mi, reytingi olduğu için mi? Tabiiki hayır..."

Sema Denker yazdı: "Dizi sektöründeki çeteler kimler?"
Meydan Gazetesi'nden Sema DENKER'in yazısı...

Onbinlerce set işçisinin çalıştığı, binlerce oyuncunun olduğu ve milyon dolarların döndüğü dizi film sektöründe, hiç durmadan, ara vermeden, işsiz kalmadan para kazananların sayısı, inanın 100-200 kişiyi geçmiyordur... Bunu hem yapımcı hem oyuncu hemde yönetmen-senarist anlamında söylüyorum... Ha bir de 2 ya da 3 tane menajer ve kastçılar var, o kadar. Peki, sayıları yüzbinler ile telafuz edilen sektörde neden bir avuç kişi hiç durmadan çalışıyor, neden ekranda sürekli aynı isimleri görüyoruz?  Vazgeçilmez oldukları için mi, çok iyi senarist-yönetmen-yapımcı oldukları için mi, iyi oyuncu oldukları için mi, reytingi olduğu için mi? Tabiiki hayır... Reytingi olduğu düşünülen kaç oyuncunun işi kalktı, sizler daha iyi biliyorsunuz... Sürekli ekranda olanlardan çok çok daha iyi oyuncular, yönetmenler, senaristler, yapımcılar ve set çalışanları var... Ama onlara asla ne bir şans veriliyor ne de fırsat...

AÇIKLARSAM AYIP OLUR

Çünkü çetelere ait değiller. Bakın sektörde TV yöneticisi, yapımcı, yönetmen, kast direktörü ve oyuncuların bulunduğu 3 tane çete var... Hadi çete demeyelim de gruplar var diyelim. Bunların kim olduğunun hiç önemi yok. Herkes neyin ne olduğunu çok iyi biliyor zaten. İstedimki siz de kıyısından köşesinden bilin... Ayrı gruplar olmasına rağmen bu üç çete, kendi aralarında çok iyidirler. Biri işe başlarsa diğer grupraki arkadaşının işe alınmasını ister. Kastçılar kendi gruplarının dışındaki oyuncuları, senaristleri, yönetmenleri asla yapımcıya sunmazlar. Yapımcı-TV yöneticisi ve menajerler-kast direktörleri arasında inanılmaz grift bir ilişki vardır. Bunun nedenini burada açıklarsam, ayıp olur şimdi... Bu ekiplerin bu kadar iyi geçinmelerinin en büyük nedeni de, hepsinin birbirinin açığını bilmesidir. Zorunlu olarak, (korkudan) sevmeseler de seviyormuş gibi yapıp, o çirkin, ahlaksız, adaletsiz dünyalarında yaşayıp giderler. Hatta öyle yaşarlarki, sanırsınız dünyanın en temiz, en iyi, en ahlaklı, en hümanist insanları onlardır. Kendinizden utanırsınız yani, o derece rol yaparlar...

İNSANLARIN EKMEĞİYLE OYNUYORLAR

İşte bu 200 kişilik grup, az öncede dediğim gibi birbirinin ciğerini bildiği için dışarıdan kimseyi içlerine sokmazlar... Sokmadıkları gibi, insanların ekmeğiyle de oynarlar. Evet ne yazıkki sektör, bunların elindedir. Güçlü onlardır... Ya bu gruplar içinde neler neler olmuyorki; Senarist, oyuncu sevgilisi için özel sahneler yazar, yönetmen diğer gruptaki sevgilisini çekeceği diziye ister. Kastçılar kendi oyuncusuna iş ayarlamak için, sistemin dışındaki oyuncuya iftira atar, menajer yapımcıya türlü güzellikler yapar, yapımcı TV yöneticisine teklifler sunar vs... İnanın buraya yazdıklarım yaşananların yüzde 1'i... Çok daha vahim şeyler oluyor... Kimin eli kimin cebinde belli değil... Bütün bu kötülükleri, çirkin yaşamları nasıl kaldırabiliyorlar, nasıl başlarını yastığa koyup da rahat uyuyabiliyorlar? Mesleklerinde o kadar acı çeken insan varken... İşlerinde çok iyi olmasına rağmen, sadece bu gruplara dahil olmadıkları ve olmak istemedikleri için çalışamayanlar varken... Sistemi tabiiki ben düzeltemem. Sadece şunu söyleyebilirim; biraz vicdan!

SEMA DENKER - MEYDAN GAZETESİ / [email protected]