Şevket Çoruh: "Tatil yapan oyunculardan değilim"

Yaz aylarında sinema filmi çeken Şevket Çoruh, “Bizi çalışmak kurtarıyor. Yazın dinlenmeye pek fırsatım olmuyor. Tatil yapan oyunculardan değilim” dedi.

Şevket Çoruh: "Tatil yapan oyunculardan değilim"
Milliyet Gazetesi'nden Sercan Kısmet'in röportajı...

- ‘Canavar Gibi’ filmi Frankenstein’dan esinleniyor. Bu yapımda yer alınca ne hissettiniz?

Frankenstein, sinemanın kültlerinden... Hem Türkiye’de hem de dünyada ses getirmiş bir karakter. Bizim projemiz de hayata mizahla yaklaşıyor. Böyle bir yapımda yer almak, benim için farklı bir duyguydu.

- Senaryoyu okuduğunuzda neler düşündünüz?

Bir bilim insanının uğraşıp, tekrar hayata döndürdüğü bir karakter ve onun yaşadıkları, filmin ana hatlarını oluşturuyor. Senaryoyu merakla okudum, mizahı çok yüksekti.

- Projede zorlandınız mı?

Sıcakta makyajı yapmak çok meşakkatliydi. Bu karakteri canlandırmak da enteresan bir durumdu.

- Makyaj 6.5 saat sürmüş... Peki çekimler yorucu muydu?

İşini çok iyi yapan insanlarla çalışıyoruz. Makyaj gayet iyiydi, ama oyuncu için kabus. Çıkarması bile iki saat sürüyordu.

- Sinemada birçok yeni iş var. Rekabet için neler düşünüyorsunuz?

Sektör hareketli... Sinemaya gitme oranı yükseldi. Ama ticari olarak çekilen filmler, bazen amacına ulaşamıyor. Yapımlar izleyiciyle buluşamıyor.

- Yazın pek sinemaya gidilmiyor. ‘Canavar Gibi’nin bu dönemde vizyona girmesi sizce dezavantaj mı?

Alternatif bir mizah yaptığımız için, filmimiz kendine özel bir yer buldu. Bence yazın insanlar bu sıcaklarda AVM’lerde dolaşıyor. Serin serin film izlesinler.

- Yakın çevreniz bu rolünüze nasıl bir yorum yaptı?

‘Niye seni seçtiler ve benzerlik mi var?’ diye espri yaptılar.

- Gişe beklentiniz var mı? Devam filmi çekilmesini ister miydiniz?

Gişe beklentisi daha çok yapımcıyı ilgilendiriyor. Ama biz devamı çekilsin isteriz. Absürt mizahı sevenlerin eğleneceğini düşünüyorum.

- Çok yoğun çalışıyorsunuz. Hiç ara vermiyor musunuz. Zor olmuyor mu?

Bizi çalışmak kurtarıyor. Tiyatroyu ayakta tutmak için bu lazım. Yazın dinlenmeye fırsatım olmuyor. Tatil yapan oyunculardan değilim.

- ‘Baba Sahne’yi hayata geçirebilmek için arabanızı bile sattınız. Sizin gibi fedakârlık yapan az oyuncu var.

Ustalarımızdan öğreniyoruz. Özel tiyatro açan meslektaşlarımız da var. Yapmak zorundayız. Çünkü bizi var eden mekanlar buralar.. Bizim adımıza bunu başkası hazırlamıyor. Olsa bile, özgür ve bağımsız değiliz. Sanatımızı icra edebilmemiz için, bu tip mekanların bize ait olması gerekiyor.

- Halkın ilgisi nasıl, izleyiciniz arttı mı?

Halkın tiyatro sevgisini hissediyoruz ve çok iyi bir ekibimiz var. Başarılı bir sene geçirdik. Baba Sahne ve onun dışındaki ekipler de oyunlar oynadı. Seyircinin büyük ilgisiyle karşılaştık ve turnelere gittik.

- Peki tiyatroda durumlar nasıl?

Tiyatroda da arttı. Ama bunu genele yaymak gerekirse, İstanbul’da değil, Türkiye’nin her yerinde olması lazım. Bu tip yerleri kapatmak yerine, sahne sanatlarına elverişlilerini açmak gerekiyor. Eskiden yapılmış salonları restore etmeli ve günümüz teknolojisine uydurmalıyız.

‘Yıllardır evlere misafiriz’

- ‘Arka Sokaklar’da canlandırdığınız Mesut karakteri çok seviliyor...


13 yıl bir karakteri ayakta tutuyoruz. Bu hem zor hem de güzel... 485 bölüm oldu. Uzun soluklu işlerde yer aldığın zaman, bu durum gayet doğal. Yıllardır insanların evlerine misafiriz.

- Fenerbahçe’yi yakından takip ediyorsunuz. Yeni sezonla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Fenerbahçe, bizim için özel ve bu yıl umutluyuz. Ekip olarak her maça gitmeye çalışıyoruz. Bu seneden çok büyük beklentimiz var. Ama biraz da sabırlı olmamız lazım.

- Evlilik nasıl gidiyor? Hayatınızda bir değişiklik oldu mu?

İyi gidiyor. Yaşantımda çok bir şey değişmedi.
Konular Röportaj