Sinem Öztürk: "Hayatım külkedisi masalı gibi"

‘Paramparça’da "Selma" karakterine hayat veren Sinem Öztürk, geçtiğimiz Mayıs ayında Mustafa Uslu’yla dünyaevine girmişti. Oyuncu, “Tanıştığımız gün olan 9 Mart’tan beri hayatım Külkedisi masalı gibi” dedi

Sinem Öztürk: "Hayatım külkedisi masalı gibi"
Milliyet'ten Senem Aydın'ın röportajı...

- Sizinle en son ‘Kiralık Aşk’ döneminde bir araya gelmiştik. Evlendiniz, şimdi de yeni bir
diziyle karşımızdasınız.


Hayatım Mart ayında evlenmemle birlikte bir anda değişti. Bir şeye doğru karar verdiğin zaman, her şey doğru gidiyor. Evliyim, köpeklerimizle birlikte mutlu ve huzurluyuz. ‘Paramparça’ da hep içimden geçirdiğim bir projeydi. Yapımcısı Endemol Shine Türkiye’den teklif gelince, hayran olduğum bu ekiple çalışma fırsatı buldum.

- Ekibe sonradan dahil olmanın zorluğunu yaşadınız mı?

Tanıtım çekimine giderken ilkokul çocuğu gibi heyecanlıydım. Eşim, “Ne kadar heyecanlısın, seni ben götüreyim” dedi. Üç sezondur ekranda olan bir dizi. İnsan, oturmuş bir projeye dahil olunca biraz geriliyor tabii. Ama sete gidince rahatladım. Ekipteki birçok kişiyle daha önce çalışmıştım. Erkan’la (Petekkaya) zaten uzun zamandır tanışıyorduk, hatta nikah şahidimizdi.

- “Dram oynamanın heyecanını yaşıyorum” demişsiniz. Canlandırdığınız Selma nasıl bir kadın?

‘Kiralık Aşk’ta rolüm güçlü bir kadındı, ‘Paramparça’da da çok güçlü bir kadını oynuyorum. Bu iki kadının çakışmaması gerek, o yüzden epey çalıştım. Karaktere Bahar Kerimoğlu’yla hazırlandım. Selma, güçlü bir karakter. Ceviz gibi; dışı sert ama içinde çok fazla yaşanmışlık ve kırgınlık var. Keyifli bir rol. Bu rol için imajımı da yeniledim.

- Fettan ve kötü kadın rollerinden sıyrıldınız sanırım.

Güçlü ve sert kadınla, kötü kadını ayırmak gerekiyor. Şu an yaşanmışlıkları yüzünden güçlü olan bir kadını oynuyorum. Günümüzde de bu böyle, kadınlar şartlar yüzünden güçlü olmak durumunda kalıyorlar. Bazen bütün dünyayı kucaklamaya çalışıyor ama kendileri için hiçbir şey yapmıyorlar. Her şeyden önce içlerindeki küçük kız çocuğunu mutlu etmeliler. Dengeyi bulmak lazım.

- Siz de canlandırdığınız karakterler gibi güçlü bir kadın mısınız?

Kendimi emin hissettiğimde, her zaman güçlü dururum. Güçlü olduğum kadar kırılganım da. Bir bakmışsın, hüngür hüngür ağlıyorum. Duygularımı içime atmaktansa, anı yaşamayı seviyorum.

- 30’lu yaşlar neleri değiştirdi?

Macera ve hayal peşinde koşmuyorum artık. Kendim için neyin doğru olduğunu biliyorum. Net bir kadınım. Eskiden “Hayır” demeye çekinirdim, şimdi rahatlıkla söyleyebiliyorum. Daha dengeliyim.

- Hızlı bir şekilde evliliğe karar verdiniz.

Gerçekten çok hızlı oldu. Benim hislerim kuvvetlidir. Rüyalarım bile çıkar. 9 Mart’ta eşimle tanışacağımı, benim hayatımda o tarihte önemli bir şey olacağını hissetmiştim. Görür görmez, onun benim için doğru adam olduğunu anladım. O gün yanımda Onur Büyüktopçu da vardı. “Sizin aranızda kesin bir şey olacak” dedi. Enerjimiz çok tuttu. Yemeğe çıktık ve 5-6 gün sonra ev bakmaya başladık. Bir şeyler varmış zaten, bir tek tanışmamız eksik kalmış. 9 Mart’tan beri hayatım Külkedisi masalı gibi.

- Mustafa Bey’in sizi en çok etkileyen özelliği ne?

O heybetli duruşu, yürüyüşü, bakışı, ses tonu ve kendinden emin halleri. Aslına bakarsanız, hiçbir özelliğini diğerinden ayıramıyorum. Baktığımda bir bütün olarak “İşte o!” dedim. Hayatımın aşkını buldum.

‘Hafta sonları Almanya’dayız’

- Çocuk düşünüyor musunuz?

Eşimin yarış atları var. Ben de küçüklüğümden beri atları çok severim ama bir araya gelebileceğim bir ortam olmamıştı. Onlarla eşim sayesinde tanıştım diyebilirim. Şimdi bir çiftliğimiz var. Birkaç sene sonra Almanya’da, kendimize ait hayvanlarımızın olduğu bir çiftlik daha kuracağız. O dönemde çocuk da istiyorum. Doğayla iç içe, altında beziyle tarlalarda büyüsün.

- Almanya’ya temelli mi yerleşeceksiniz?

Zaten hafta sonları gidip geliyoruz. Bu durumu biraz tersine çevirmek istiyoruz. Hafta sonları Türkiye’de, hafta içi orada olmak gibi bir düşüncemiz var.

- Orada bir gününüz nasıl geçiyor?

Sabah çiftliğe gidiyoruz. Orada 22 tane atımız var. Onların bakımını yapıyoruz. Sonra bisiklete ya da atlara binip ormanda geziyoruz. Akşamları binicilerle güzel sofralar kurup, yemek yiyoruz. Saat 23.00 gibi de uyuyoruz. Stres atıp, enerji depolayıp ertesi gün geri geliyoruz.

‘Hadsizliğe varan yorumlar yapıldı’

- Eşiniz yapımcı, onun projelerinde rol alacak mısınız?

‘Ayla’ filminde birlikte çalışıyoruz. Çetin Tekindor, Arsen Gürzap ve Altan Erkekli gibi isimler var kadroda. Başka projelerimiz de olacak.

- Instagram hesabınızı neden kapattınız?

Fotoğraflarımın altına türlü türlü hakaretler yazılıyordu. Takma, takma ama nereye kadar? Eleştirmek güzel ama hadsizliğe varan yorumlar yapıldı. Görmek istemedim ve kapattım. Eşimle ortak Twitter ve Facebook hesabımız var sadece.