Şirin Ediger'in ferah yuvası
Okan Bayülgen'in eski eşi Şirin Ediger, kızı İstanbul’la yaşadığı evinin kapılarını ELLE Decoration dergisine açtı.
Ediger, Levent’te bir sitede yer alan apartman dairesini sanattan
ilham alarak, bitkiler ve hayvan karakterleriyle bir masal diyarına
dönüştürmüş.
Hayatın karşımıza ne zaman ne çıkaracağını bilmek imkansız. Sadece
güzel sürprizlerle karşılaşma ihtimali bile yaşamdan keyif almamızı
sağlıyor. Şirin Ediger’in 2014 sonbaharında taşındığı yeni evi de
işte böyle güzel bir sürpriz. Karşısına şans eseri çıkmış. Ediger,
sitenin merkezi konum ve pratik kullanım gibi avantajlı yanlarını
düşünerek, hızlıca onaylayarak taşınmış ama bize acele de olsa çok
doğru bir karar olduğunu anlatıyor.
EVDE FONKSİYONEL DEĞİŞİKLİKLER
YAPTIK
Ediger sıcakkanlı yaşam kozasını kızı İstanbul Bayülgen ve toy
poodle cinsi Çikolata isimli köpeğiyle paylaşıyor. Evin kullanım
alanı yaklaşık 140 metrekare. Salon, mutfak, banyo, ebeveyn odası,
çocuk odası ve yardımcı odasından oluşuyor. Dekorasyonu için
Ediger, mimar Yavuz Çelenk’ten destek aldığını söyleyen Ediger,
“Evin dekorasyonunu ben yönettim ama gereken yönlendirmeler
için mimarımızla beraber hareket ettik. Yavuz Çelenk daha çok
kırma-dökme işleriyle ilgilendi. Tüm tadilat ve dekorasyonun
bitişini iki ay olarak planlasak dahi çalışmalar 4-5 ay sürdü. Eve
ilk girdiğimizde çok hamdı ve düzen olarak bana uygun değildi.
Dolayısıyla odalar birleşti, formasyonları ve fonksiyonları
değişti. Büyütmek amaçlı değil ama daha çok fonksiyonel olarak
değişiklikler yapıldı. Örneğin giyinme odası olarak ek bir oda,
benim yatak odama bağlandı” diye konuştu.
YENİ HAYATIM, KIZIM VE ÖZGÜRLÜKTEN İLHAM
ALDIM
Dekorasyonda ilham kaynaklarını ise ünlü reklamcı, şöyle anlattı:
“Evin dekorasyonunda ilhamım yeni hayatım, kızım ve özgür
olmak oldu. Belli bir tarzı özellikle dekorasyonda uyguladım diye
bir şey yok çünkü giyimimde de olduğu gibi sadece sevdiğim
parçaları bir araya getirdim. İçimden geldiği gibi hareket ettim.
Elbette ki fonksiyonelliğe, konfora ve göze hoş görünmesine de
dikkat ettim. Sonuçta çocuklu bir ev olduğu için düzenimiz pratik
olmalıydı. Mobilyaların hem rahat, hem de göze hitap eder olmasını
tercih ettim. Evin hazırlıklarını yaptığımız dönem bir mavi merakım
vardı. O yüzden renk seçimleri biraz onun çerçevesinde gelişti.
Aydınlatmalarda mimarımızla beraber çalıştık. Aplik, abajur, sarkıt
ve spotlarla aydınlatma sistemini çözdük.”
DEKORASYONA VE TASARIMA
MERAKLIYIM
Ediger, her ne kadar dekorasyonda belli bir tarza sahip olmadığını
söylese de 50’lerin ve 60’ların retrospektif duygusunu objeleri
sevdiğini dile getiriyor. “Aslında dekorasyona ve tasarıma
meraklıyım. Bu konudaki yayınları da takip ederim. 20’nci yüzyılın
başında yaşamış Marcel Breuer ve Ray&Charles Eames gibi
tasarımcıların işlerini ve Case Study Houses denilen 1945 ile 1966
arası yıllara ait tek katlı mimari yapıları çok beğeniyorum. Belki
bu 15 yıldır reklam sektöründe olduğum içindir” diyen
Ediger, evin perdelerinde kadife ve keten tercih etmiş. Antre,
mutfak, koridor ve banyo hariç alanlar parke ile kaplanmış. Salonda
bir ipek ve ebeveyn yatak odasında kenarı bordürlü bir halı
mevcut.
SANAT İSTANBUL'LA HAYAT
BULUYOR
Sanat ise evde Ediger’in kızı İstanbul Bayülgen’in eserleriyle
hayat buluyor. Küçük yaştan sanatçı ruhunu ve kişiliğini belli eden
resimlere salonda rastlıyoruz. Salonda Hunt Slonem’a ait tabloya
yer verilmiş. Ayrıca, yemek bölümündeki 1972 yapımı Semiha Berksoy
tablosu da anne-çocuk temasıyla dikkat çekiyor. Şirin Ediger,
sözlerini “Şu sıralar sadece İstanbul, iş ve sporun
etrafında dönen bir yaşam sürüyorum” diyerek
tamamlıyor.