Şöhret yönetimi zor iş!..

Celebrity Management (Şöhret Yönetimi) gitgide zorlaşıyor, özellikle büyük paralar ödedikleri ünlülerle yapımcıların derdi derinleşeceğe benziyor, aynı risk işin bir başka bağlantısı reklamcılar içinde geçerli.

Ününü bira şişelerini dizip karşısına geçip osurarak komedi yapan bir adamın şöhret ve itibarını yönetmek eşyanın tabiatına aykırı. Şöhret maalesef ucuz yollardan elde edilirken reklam itibar istiyor.

Bu şöhretin yönetimini nasıl yapacaksın, gel de çık işin içinden, başlıyorlar saçma sapan işlere.

Adam doğacak bebeğine çeşitli firmaların yolladığı hediyeleri fakir fukaraya dağıtıyormuş, takdir mi edilmesi bekleniyor, epey gaz verilmiş durumda ama olmaz.

1) Sponsorlu hayır hasenat kimseye itibar getirmez. Sana verilen armağanları sağa sola dağıtmak öncelikle ayıp, bununla öğünmek daha da ayıp, bıgüne kadar sponsorlu hayır sahibi ise görülmemiş. Hayır cebinden çıkardığın para ile olur, bedavadan başkasının para, malını dağıtarak olmaz, buna sponsorlu hayırsever diyelim geçelim.

2) Eğer çocuğunu bu malların reklamı için kullandırmayacaksan hepsini iade eder prensip olarak bu konuda duruşunu söylersin. Sana o malları hediye edenlerde bilir fakir fukaraya dağıtmasını değil mi?

Askerimize konser verirsin, moral gecelerine katılırsın amenna, ancak Ağrı''ya gidip askerle poz verip çocuk yuvasını araya sokuşturup itibar arıyorsan işte o yanlış, Sanki Dağlıca Karakolunda yuva açıyorsun gibi oluyor, bir taşla üç kuş vurulmaz hanımefendi! sapı samana karıştırmak vatansever, iyiliksever, cesur falan derken sonra yuhalanma riski var.

Adam film yapmı, gösterimde güzel. Filmde anlatamadığını ekranda konuk olduğu programda nasıl anlatır? Artık filmin üretim aşamasını hatta evveline dair anlatıyor da anlatıyor, ancak film ne anlatıyor o meçhul. Çevirdiği film hakkında bu kadar çok konuşan aktör, senarist, yapımcı, yorumcu olur mu, eğer meseleni filmde anlatamadınsa neden yazdın, neden oynadın?.. Sette mutluymuş bana ne kime ne!  Eğer derdini filme dökemedinse ne diye çevirdin o filmi? Şimdi gel de bunun şöhretini yönet... Zor iş vesselam.

Şöhretlerin yer aldığı reklamları izliyorum bir tanesi çıkmış, 'İstediği her şeye kolayca sahip olanlar bu videoyu geçebilirsiniz' diye başlıyor... Bu ne demek şimdi? İstediğim hiç bir şeye kolay sahip olmadım ama söz konusu arabaya sahip olmak kolay değil demek, birde onunla mı uğraşacağım atladım reklamı, geçtim ne uğraşacağım.

Erdal Beşikçoğlu'na da teşekkürler beni uğraştırmadı. Oyuncu bey, epey gerilimli bir reklama imza atmış, zannedersin MI6 ajanı James Bond arabayı bilmediğim için beni tutuklayacakmış gibi geldi. Ama şöhretini güzel idare etmiş de arabaya faydası var mı bilemem.

Velhasıl büyük paralara oynayanların artık şöhret yönetimi çıkmaz sokakta gibi görünüyor. Esasen samimiyeti kaybedenler halkı da kaybediyor, şöhret işin ucunda sallanan bir parça ha koptu ha kopacak kimileri için.

Sacit ASLAN