Şüküri Çavuşay: "Aşk sürprizleri sever"

Başarılı ve yakışıklı oyuncu Şüküri Çavuşay, Nişantaşı’nda ‘Tiyatro Teras’ı açmanın haklı gururunu yaşıyor.

Şüküri Çavuşay: "Aşk sürprizleri sever"
Şüküri Çavuşay'ın Akşam'da yayınlanan röportajı...

Oyunculuğa ilgi nasıl başladı?


Oyunculuğa ilk adımlarım, herhalde daha bebekken ailemin ilgisini çekmek için sergilediğim davranışlar ve hayallerimde kurguladığım yolculuklardı. Bunları Chaplin taklitleri izledi, ta ki Arnavutluk Güzel Sanatlar Akademisi Rejisörlük bölümüne girmeye hak kazanmama kadar. Orada kendimi Rus akademisi disiplini ve müfredatı altında, Stanislavski sistemini (gerçekçiliği) ele alan profesyonel bir dünyanın içinde buldum. Bu yolculuğum önce Avrupa ülkeleri, Amerika ve eski Sovyet ülkelerindeki atölyelerle, daha sonra ise Türkiye’de tamaladığım oyunculuk yüksek lisansı ve sinema üzerine yaptığım doktora eğitimiyle aralıksız sürdü ve hep sürecek.

‘Göç Zamanı’ dizisinde ve çes¸itli tiyatro oyunlarında rol aldınız. Yeni projeler var mı?

Yeni dizi veya sinema projeleri konusunda doğru projeyi değerlendirmek için acele etmiyorum. Doğru’dan kastım rolün büyüklüğü veya küçüklüğünden ziyade, sadece içinde bulunmak istediğim iyi bir hikaye olmasıdır. Şu sıralar yeni bir tiyatro oyunu hazırlıyorum. Usta oyuncuların yanı sıra genç yetenekli oyunculara da yer vereceğim.

ESNAFLARIN HİKAYESİ SAHNEDE

Nasıl bir oyun hazırlıyorsunuz?


‘Esnaflar’ adı. Shakespeare’ın ‘Bir Yaz Gecesi Rüyası’ adlı eserinden uyarlanan oyunda seyirci önünde ilk defa tiyatro sahneleyecek esnafların hikâyesi anlatılıyor. 3 bölümden oluşan bu oyun, bir oyuncunun neler yapmaması gerektiğini komik ve esprili bir dille anlatılıyor. Oyunda Burcu Şahin, Defne Kar, Erdi Kökerer, Ozan Kaya, Shpresa Gerxhaliu ve Yüksel Özer rol alıyor.

Nişantaşı’nda ‘Tiyatro Teras’ı açma fikri nereden geldi?

Türkiye şartlarının birçok anlamda yorucu olduğunu söyleyebilirim. Bu sebeple bundan sonra kurmuş olduğum Tiyatro Teras Oyunculuk Atölyesinde kendi projelerimi üretme kararı aldım.

Tiyatronuzun sloganı nedir?

‘İki Deli İş Yapar’
sloganımız bu. Aslında bulunduğumuz dönem koşullarında sanattan bahsetmek, sanat üretmek, hele ki bir alan kurmak için deli cesareti ile birlikte genis¸ bir vizyona sahip olmayı gerektirir. Tiyatromuz açılalı 3 ay oldu.

Ne tür aktiviteler yer alıyor? Kimlerin desteğini alıyorsunuz?

İlk olarak, 9 ay süren yoğun eğitim programımız; “Bir Oyuncu Doğuyor”, Rus akademisi müfredatı, Stanislavski sistemi ve öğrencilerin kendi yöntemleri çerçevesinde 3 kurdan oluşuyor. Bennu Yıldırımlar, Devrim Evin, Veli Çelik, Rana Cabbar, Çetin Sarıkartal, Yasemin Erkan gibi isimler destek veriyor. Kimi söyleşilere katılıyor, kimi ders veriyor. 

Oyuncu koçluğu da yapıyorsunuz.

İlk oyuncu koçluğum 2013 yılında, Reha Özcan ile ‘Rainman’ oyunundaki otizim hastası bir karakterin çalışmasıyla başlamıştı. Kendisi bu rol ile yılın en iyi erkek oyuncusu seçilmişti. Tabii bu durum; “Gecenin Kraliçesi”, “Adı Efsane” adlı iki dizide ve “İstanbul Kırmızısı” adlı sinema filminde de oyuncu koçluğu yapmamı beraberinde getirdi. Birebir özel ders verdiğim birkaç öğrencim oldu.

Bu kadar yoğunluğun arasında özel hayatınıza vakit ayırabiliyor musunuz? Size göre aşk nedir?

Şu sıralar tamamen işime odaklandım. Aşk tabi sürprizleri sever ne zaman kapıyı çalacağı bilinmez. Büyük bir aşkla çalışıyoruz.
Konular Röportaj