Suphi Altındöken'in annesinden şok açıklamalar!
Özgecan Aslan'ın katili Ahmet Suphi Altındöken'in annesi Naciye Tan, yaşananların arkasında yatan nedenleri ve Özgecan’ın ölümünden sonra yaşadıklarını ilk kez Habertürk'e anlattı...
Habertürk'ten Kübra Par'ın röportajı...
‘SOKAKTA BAKIŞLARIYLA ‘O KADIN’
DİYORLAR’
Oğlunuzun Özgecan’ı katlettiğini duyunca ne
düşündünüz?
O an ne düşündüğünüzü bilemiyorsunuz. Kendinize
anlatamıyorsunuz. Hiçbir anne bunu istemez. Ben de anneyim. Hiçbir
zaman böyle bir şey olmasını istemezdim.
Cinayetten nasıl haberiniz oldu?
Olaydan 2 gün sonra jandarmadan neler olduğunu öğrendik.
Söylenenlerin bu kadar derin olmasına inanmak istemiyordum. Olaydan
sonra işe devam etmek zorunda kaldım.
Canınız acısa da müşteri geldiği an başka bir maskeye
bürünüyorsunuz. Akşam el ayak çekilince canım o kadar çok yanıyordu
ki... Bir hayat gitmiş. Yeni hayatta herkes bana yabancı. Attığım
adım bile tam değil, boşluktayım. Kimseye bir şey anlatamıyordum.
Sokakta bakışlarıyla “O kadın”
diyorlardı. Hiç kimseye bir şey söylemeye hakkım yok. İşyerim eski
Ankara yolundaydı.
“Acaba kamyonun altına mı girsem”
diyordum. Sonra “Bana çarpana yazık olur”
diye yapamadım. Beynim o kadar kalabalıktı ki. Sabah uyanıp
kendimi çimdikliyordum. Rüyada olmak benim için daha iyiydi. Hiç
uyanmak istemiyordum.
Suphi’nin cinayet işlediğini duyunca kendinizi
sorguladınız mı? Onu iyi yetiştiremediğinizi düşündünüz
mü?
Benim de hatalarım olmuştur. Çocuklarımın yanında kavga
etmeseydim belki bu hale gelmezdi. Bir ömür verip
yetiştiriyorsunuz, elinizde kocaman bir sıfır kalıyor.
Daha önce problemli bir evliliğiniz olduğunu
söylemiştiniz...
İletişim problemimiz vardı. Benim ailem özgürdü. Kısıtlama
nedir bilmedim. Eşimin ailesi özgür değildi. Bütün sorunlar
çocuklarımın yanında yaşandı.
Ne zaman ayrıldınız? Ayrıldıktan sonra nasıl bir hayat
kurdunuz?
2009’da ayrıldım. Kızımın üniversite sınavından bir gün
önceydi. Eşya almadan çıkmıştım o evden. Küpelerimi satıp yol
parası yaptım. Kızımı okula yazdırmaya götürdüm. Çok şükür kızım
okudu.
Suphi neden babasıyla kaldı?
O sırada oğlum evliydi. Ayrıldıktan sonra maddi imkânsızlıklar
nedeniyle o evde kaldı.
Küçükken nasıl bir çocuktu?
Hareketli bir çocuktu ama kimseye zarar vermezdi. Eşimle kan
uyuşmazlığımız vardı. İlk bebeğimi düşürmüştüm. Üzerine çok
titredim. Çok sevimli bir çocuktu. Herkes öpmek isterdi. Kimseye
kendini öptürmek istemezdi.
Problemli bir çocuk muydu?
Ortaokula kadar ona ‘süt çocuğu’ derlerdi. Boyu kısaydı. Bunu
kompleks yapardı. Problemleri vardı.
Kaçıncı sınıfa kadar okudu?
Lise 1’de terk etti. Günlerce ağladım. Gizlice rapor aldık.
Vazgeçer de okula döner diye. Babası kuyumcuydu, ona güvendi. Biz
daha ayrılmadan babasının işleri kötüye gitmeye başladı. Orayı
satıp, taksitle otobüs aldı.
‘17 YAŞINDA KAZA GEÇİRDİ SONRA BÖYLE
OLDU’
Suphi’nin şiddet eğilimi ne zaman
başladı?
17 yaşında feci bir motor kazası geçirdi. Kafası ağır hasar
aldı. Günlerce hayat ünitesinde kaldı. Kafatasındaki bir kemiğini
çıkarıp platin taktılar. İki kez ağzından ameliyat geçirdi. İkinci
ameliyat olduğunda doktoruyla anlaştım, “Suphi’ye psikolojik tedavi
görmesi gerektiğini söyleyin” dedim
Neden psikiyatra gitme gereği duydunuz?
Kazadan sonra davranışları değişmişti. Agresifleşti. Normal
bir hareketi yoktu. Akşamları kızıma ve bana su sıkıyordu. Gece
üstümüze ışıldak tutuyordu. Şiddet uygulayıp “Oh
be” diyordu.
Bir gün sırf sigarası yok diye darbe aldım. Savcılığa bile
gittim. Bize şiddet uyguladığını söyledim.
“Yapabileceğimiz bir şey yok. Polis zoruyla beyaz önlük
giydirip götürmeniz gerekiyor” dedi. Onu yapamadım.
Keşke yapsaydım.
‘DÜĞÜN GÜNÜ BABASININ ÇENESİNİ
KIRDI’
Babasına da şiddet uyguladığı, hatta bıçakladığı doğru
mu?
Suphi evlenmeden bir gün önce, kına gecesinde babası içmişti.
İçince saçma sapan şeyler söyler. Suphi’nin huyunu da biliyordum.
Eve gelince Suphi’yi aradım “Kurban olayım sarhoşluğuna
ver” dedim. Aradan 10 dakika geçti. Telefonla arayıp
olay çıktığını söylediler. Çenesini kırmış...