Tahliye edilen babadan acı sözler!

Tartıştığı oğlunu öldüren işadamı Nimet Tarlak, 3. evre kanser hastası olması ve suçu tahrik altında işlediği gerekçesiyle tahliye edildi. “Ben canımı, kendi parçamı öldürdüm. Bu benim için en büyük ceza” diyen Tarlak, yaşadıklarından tüm anne ve babaların ders çıkarmasını istedi.

Tahliye edilen babadan acı sözler!
Yeni Asır'dan Fatih Şendil'in haberine göre İzmir'in Bornova ilçesinde, tartıştığı oğlunu öldürdükten sonra 15 yıl hapis cezası alan işadamı Nimet Tarlak, ağır derecede hasta olması ve suçu tahrik altında işlediği gerekçesiyle tahliye edildikten sonra ilk kez Yeni Asır'a konuştu. Tarlak "Tahliye oldum ama zaten yaşayan bir ölüyüm. Allah kimseyi evladı ile sınamasın. Ben oğlumu, canımı, kendi parçamı öldürdüm. Bu benim için en büyük ceza. 15 değil, 155 yıl verseler ne olur?" dedi.

FABRİKADA CİNAYET

Evlat cinayeti 2017 yılının Aralık ayında Bornova'da bir ayakkabı imalathanesinde meydana geldi. Tarlak Ayakkabı'nın sahibi Nimet Tarlak, oğlu Burak Tarlak ile tartışmaya başladı. İddiaya göre, Burak Tarlak babasına bıçakla saldırdı. Nimet Tarlak ise ruhsatlı tabancası ile oğluna 2 el ateş etti. Babasının silahından çıkan kurşunlarla ağır yaralanan Burak Tarlak, olay yerinde yaşamını yitirdi. Sevk edildiği adliyede tutuklanan Nimet Tarlak hakkında 'kasten öldürme' suçundan dava açıldı. Davanın ilk duruşmasına tutuklu sanık Nimet Tarlak, eşi Vesile Tarlak, gelini Özge Tarlak ve avukatları katıldı.

Akciğer kanseri olduğu için oturarak savunmasını yapan Nimet Tarlak ve eşi Vesile Tarlak, oğullarını uyuşturucudan kurtarmak için çok çaba gösterdiklerini, ancak başaramadıklarını dile getirdi. Mahkeme heyeti, sanığın suçu tahrik altında işlediğine kanaat getirip, 15 yıl hapis cezası verdi. Ancak akciğer kanseri hastalığının 3'üncü evrede olmasından dolayı Tarlak tahliye edildi. Geçtiğimiz pazartesi akşamı Buca Kapalı Cezaevi'nden tahliye olan Nimet Tarlak, o gün yaşananları ve sonrasını Haber Müdür Yardımcımız Fatih Şendil'e anlattı: "Oğlum Burak olay günü de yine uyuşturucu kullanıp, benden para istedi. Sonra da bıçakla saldırdı. Kendimi korumak isterken ateş ettim. Aslında ben orada kendimi öldürdüm. Ben de canlı canlı mezara girdim."

"ÖNCE SABRI ÖĞRETİN"

Çocukların her istediğini yapmanın doğru olmadığını ve kendisinin bu hatayı yaptığını söyleyen Tarlak, "Para ve isteklerini karşılamak tabii ki bir anne ve babanın asli görevi. Ama dozunu ayarlamak gerekir. Bir ihtiyacı olduğunda bir süre koyun, anında isteklerini yapmayın. İstediği şeye kolayca sahip olmamayı öğrensin. Önce sabrı öğretin" diye konuştu.

"AKILLARINA KAZISINLAR"

Tarlak duygularını şöyle dile getirdi: "Evlat, senin canın, kanın, bir parçan... Ama ben ne yaptım? O canı kendi ellerimle aldım. Bu yüzden ben en ağır cezayı kendi kendime verdim. Bugünkü aklım olsa, bunlar yaşanmazdı. Ama treni kaçırdık. Tek isteğim; bu haberi okuyan anne ve babalar bu kötü örneği akıllarına kazısınlar ve ona göre davransınlar."

"TAHLİYE ETSEN NE, ETMESEN NE..."

Burak Tarlak'ın eşi Özge Tarlak'ın da davada, kayınpederinden şikayetçi olmadığını belirten Avukat Ömer Ayebe, "Müvekkilim 'Beni tahliye etsen ne olur, etmesen ne olur' diyen bir baba. Kendisini hayatını bitmiş olarak kabul ediyor. Akciğer kanserinde 3. evrede olduğu için mahkeme heyeti yurt dışı yasağı koşulu ile tahliye etti. Belki de ilk kez böyle bir dosyada baba tahliye oluyor. Allah kimseyi bu duruma düşürmesin" dedi.