Tayyar Işıksaçan yazdı: 'Gazeteci İzzet mi, Gazinocu İzzet mi?'

"...Merak etmeyin İzzet’inde Sacit’in de mesleğimizi elimizden almak gibi bir uğraşları yok. Dünyanın her yerinde mesleğinde popüler olmuş, eli kalem tutabilen popüler insanlar gazete eklerinde ve magazin ilavelerinde yazı yazarlar bu onların haberci olduğu anlamına gelmez."

Tayyar Işıksaçan yazdı: 'Gazeteci İzzet mi, Gazinocu İzzet mi?'
İzzet Çapa ismini bizim camiada bilmeyen yoktur. İşletmesini üstlendiği, kurduğu konsept mekanları ile eğlence sektörünün dahi çocuğudur İzzet Çapa.

Son birkaç yıldır da medya sektöründe cesur röportajları ile boy gösteriyor İzzet. Hafta sonları keyifle okuduğum birkaç özel isimden biri açıkcası. Çünkü medya sektöründe röportaj nasıl yapılır, nasıl kaleme alınır, anlatanın anlattıklarına nasıl sadık kalınır ve bunlar okuyucuya nasıl keyifle okutulur konusunda adam kalmadığı için İzzet Çapa kaleme aldığı özel röportajları ile gazete okuyucusunun beğenisini ve ilgisini çekmeyi başarmış bir isimdir.

Çok sıkı fıkı bir dostluğumuz olmamasına rağmen İzzet’in insanlığını, iş ahlakını, sabrını, azmini, arkadaşlığını çok severim ve taktir ederim.

İzzet, bu hafta kaleme aldığı köşe yazısında medyanın içinde yıllardır kördüğüm haline gelen hacı yatmaz yatarsa kalmaz ilişkiler, pr şirketlerinin gazeteciler üzerindeki egemenliğine, kalemlerini halkla ilişkiler ve pr şirketleri için oynatanlara bir vurmuş pir vurmuş. İsim yazmamış ama yazısı adrese teslim olmuş.

Gün içinde medya dünyasının kilometre taşları aldılar sazı ellerine vurdularda vurdular tellerine. Efendim gazinocudan, pavyoncudan gazeteci mi olurmuş. İzzet Çapa kimmiş gazetecilik kimmiş gibi eleştirilerin sonu gelmek bilmedi.

İzzet Çapa’nın avukatlığına soyunmuş değilim İzzet’inde buna pek ihitiyacı yok zaten. Adam yazısının daha henüz ilk satırlarında bu mesleğin içinde birkaç yıldır bulunduğunu, kendince birşeyler yapmaya çalıştığını ve dahası gazeteciyim gibi naralar atmadığını açık saçık beyan ediyor zaten.

İzzet’e gösterilen bu tepkiyi keşke hafta sonları gazete eklerinde köşe kapmış, genel yayın müdürlerinin, yazı işleri müdürlerinin, magazin müdürlerinin eteğine yapışmış kızlarıda yazsaydılar. O köşeleri hangi bar köşelerinde cıvıldaşarak aldıklarından bahsetselerdi. Semt pazarından giyinip sonra moda ikonu olanlara bir iki kalem oynatsalardı. Evde makarna haşlamayı bilmeyenlerin gurme olup köşe yazmalarına diklenselerdi, mahallede gazozuna maç yapmamış adamların spor yazarı diye cukkayı cebe indirdikleri hela kapısına yazılmış mani tadındaki köşeleri için tepki gösterselerdi sanırım ceplerinde taşıdıkları sarı basın kartına ve duayen gazeteciliklerine daha yakışırdı.

Bir süre önce aynı yaygarayı Sacit Aslan için de yaptılar. Adam kendi adına bir site kurdu, geçmişten tanık olduğu ve kimseye müdanası olmadığı için yaptığı cesur konuşmalarından dolayı ekranda yer almaya başlayınca veryansın etmişlerdi. Ne pavyonculuğu kaldı ne gazinoculuğu. Sacit Aslan, ben gazeteci değilim bu site kendi adıma açılmış bir paylaşım sitesidir, kendi görüşlerimi yazar, diğer site ve gazetelerin haberlerini kaynak gösterip paylaşırım ama ben gazeteci değilim dedikçe yazdılar çizdiler hakkında. Sonra pes edip sustular. Şimdi baltalar topraktan İzzet için çıkartılmış anlaşılan. Yine aynı terane devam ediyor payvoncu, gazinocu, barcı falan filan.

Merak etmeyin İzzet’inde Sacit’in de mesleğimizi elimizden almak gibi bir uğraşları yok. Dünyanın her yerinde mesleğinde popüler olmuş, eli kalem tutabilen popüler insanlar gazete eklerinde ve magazin ilavelerinde yazı yazarlar bu onların haberci olduğu anlamına gelmez. Bu satten sonrada ne Sacit’in ne de İzzet’in haber peşinde koşmaya takatleri yetmez zaten.

Korkmayın, ürkmeyin mesleğimiz İzzet ve Sacit yüzünden elden gitmiyor. Giden gitmiş zaten farkında değilsiniz bu yüzden boş yere fırtına koparmayın. Sizin gazetecilik dediğiniz mesleğin itibarı yitip gideli çok oldu. Cebimizde taşıdığımız sarı basın kartının belediye otobüsünde bile saygınlığı yok. Bu mesleği buruşturup çöpe atan ustalarınıza, çıtır sevgililerine köşe veren yöneticilerinizde, otel barlarında, lüks restoranlarda keyif çatan, elalemin parasıyla seyahate gidip sonra yazı dizisi yapanlardan hesap sorun. Beleşe cep telefonu hediyesi alıp sonra köşesinde analiz yazısı yazanlara tepki gösterin. Kızım senin meslek geçmişin ne ki bu gazetenin bu sayfasında köşe yazarı olmuşsun sorusunun cevabını arayın.

Tayyar Işıksaçan / [email protected]