Tuğçe Işınsu'dan kadınlara yol haritası!..
Spritüel yaşam danışmanı Tuğçe Işınsu ‘Onu kendine aşık et’ ismindeki yeni kitabında kadınlara ruh eşini bulma konusunda yol haritası çiziyor...
Tuğçe Işınsu, Hürriyet'ten Aslı Barış'a konuştu...
Kendinizi ‘Melek terapisti’ olarak tanımlıyorsunuz. Ne demek
bu?
- Türkiye’de bilinen sadece 2 kişi yapıyor. Ben biraz daha İslami
öğeleri katmaya çalışıyorum çünkü bu konularla ilgilenen azınlıklar
dışında daha çok İslami kesim. Bu doksanlı yıllarda patlayan
spiritüel bir akım. Bu konuyla ilgili ilk kitabımı 5 sene önce
yazdım; arınma, farkındalık ve kişisel koruyucu meleğimizden yardım
alabilme, bununla ilgili sezgilerinizi güdümlendirme ile ilgili.
İlk önce teorik bilgileri veriyoruz: arınma nasıl olur, hangi
ritüellerde uyumlanırsınız onu gösteriyoruz. Bilinçaltı temizliği
yapıyoruz. Çünkü Kişinin korku ve kaygılarından arınmış olması
gerekiyor. Sonrasında da bir yaşam amacı belirliyoruz. Ruh eşini
bulmak, bereketini artırmak gibi... Sonra evinde melek köşesi ve
melek günlüğü oluyor ve konuyla ilgili çalışmaya başlıyor.
‘Melek köşesi’ derken?
- Bir yol haritası oluyor. Kişi mucizevi olaylar yaşıyor, ışık
çakmaları ve renkler görüyor. Meleklerle ilgili aldığı bilgileri
melek günlüğüne yazmasını istiyoruz. Bunu kişisel gelişim defteri
gibi düşünün: sekiz ay içinde ne rüyalar görmüş, sezgileri nasıl
kuvvetlenmiş bunların günlüğü tutuluyor. Melek köşesi de işin
ritüel bölümü. Evin bir köşesinde kartlar, dört elemente dair
öğeler oluyor. Özel kristaller koyuyor, orayı evin enerji köşesi
haline getiriyoruz. Yoğunlaşmak, mesaj istediğinde
gittiği,meditasyonlarını yaptığı bir köşe oluyor orası.
Bu konular nedense hep kadınların ilgisini çekiyor.
Erkekler neden hiç kafa yormaz bu tip şeylere?
- Erkeklerin umurunda bile değil. Bizim danışmanlık yaptığımız
erkeklerin 10 tanesinden bir tanesi aşk için gelir. Erkekler para
için, biraz da cinsellik için geliyorlar. “Daha seksi bir erkek
nasıl olabilirim? Nasıl terfi edebilirim?” sorularının cevabını
arıyorlar. Erkeklere bir rahatlama geldi aşk- meşk konularında.
“Ben hiçbir şey yapmıyorum, gittiğim mekanda kadınlar bana o kadar
ilgi gösteriyorlar ki” diyor. Hatta bunu ortalama bir erkek
söylüyor, çok yakışıklı ya da çok parası olan değil. Erkekler
kendilerini geri çektiği için de kadınlar çok mutsuz. Kadınların da
beklentisi çok yüksek erkeklerden. Romantizm, aşk, büyük bir
bağlılık, bunların peşindeler. Olmayan bir şeyin beklentisi içinde
olduklarından iş çok zorlaştı.
Verdiğiniz tavsiyelere bakınca da kadınlardan
beklentileriniz de bir hayli yüksek. ‘Kama Sutra öğrenin’den ‘Namaz
kılın’a çok çeşitli görevler var…
- Evet, tantra ve kama sutra’yı anlatıyorum. Çünkü erkekleri de
anlamak lâzım. Kadınların seks performansından mutlu
değiller. “Eşim çok kötü sevişiyor ya da hep çocuklarla
ilgileniyor” ya da “Kız arkadaşım başlarda çok iyi bir seks
partneriydi, özgür ve seksiydi. Şimdi ise derdi gücü ‘evlenecek
miyiz, ailemle tanışacak mısın’ derdine düştü” gibi şikayetler
alıyoruz. Türk kadını son 10 yılda bu işlere biraz daha kafa
yorsa da, silikon taktırıp daha vamp giyinse de şöyle bir gerçek
var: Sevişmeyi bilmiyorlar. Yatakta kötüler. Bize aşk ve
cinsellikle ilgili gelen erkeklerin şikayetleri hep böyle. Adam da
mecburen çok eşli oluyor.
TERK EDENİ GERİ GETİRMEK MÜMKÜN
Kitapta ‘ruh eşi’ konusuna çok değiniliyor. İki taraf da ayrı
telden çalarken, nasıl olacak bu ‘ruh eşini bulma’
hikâyesi?
- Ruh eşi iki türlü: Ya hayatınıza giren ve sizi çok mutlu
eden biri, ya da size yaşam dersi vermek için gelen biri. Mesela
ilişkinin çok önemli bir yerinde ölüyor, ya da yurtdışına gitmek
zorunda kalıyor. Bu da sizin güçlü olmanızı sağlıyor ve
tekâmülünüzü artırıyor. Onun dışında gerçekten bulacağınız ruh
eşlerine yakınlaşmak için yanlış insanlara ‘Hayır’ diyebiliyor
olmamız lazım. Bize gelen kadınlarda şöyle durumlar var: Adam 3
aydır aramıyor, seansa gelip “Ben onun ruh eşim olduğunu biliyorum,
onu bana geri getirebilir misin?” diyor. Adam ruh eşi filan
değil. Zaten gitmiş, ya da ayda yılda bir cinsellik için
kullanıyor. Evlenmeyi düşünmüyor, hediye almıyor, belirtilerin
hiçbiri yok. Ama o anlam yüklüyor. Kadınlara şunu söylüyoruz:
Gerçekten bir ruh eşiniz var. Zaten dünyaya gelmeden önce bir
anlaşma yapıyor ve eşzamanlı olarak düşüyorsunuz. O yüzden
ruh eşiniz olan insanı ilk görüşte tanıyorsunuz. İçiniz ısınıyor,
bir enerji geçişi oluyor. Ama kadınlar şunu anlamıyor, ne
kadar çapkın, dışa dönük, aramayan erkek varsa bu insana ‘ruh eşi’
etiketini yapıştırıyor. “Ben onu istiyorum, başta beni
istiyordu, şimdi istemiyor, bana onu geri getirebilir misin?”
diyor. Tabii ki bunlar yapılabiliyor, böyle bir çalışma var.
Nasıl oluyor bu?
- Bir takım tılsımlar ve telepatik bağ kurma yöntemleri var. Ama
karşı tarafın yüzde 1 bile olsa sizi istiyor olması gerek. Aşık
olması şart değil, ama hiç alakasız bir adamı getiremeyiz, bir açık
kapı olması gerek. 1 ile 4 çalışmada geri döndürebiliyoruz, aylar
süren bir çalışma da değil. Çok uzun süredir aramayan, evlilik
teklif eden ama sonradan ortadan kaybolan adamların geri dönmesi
sağlanabiliyor.
Kitapta büyü konuları da işleniyor…
-Büyü özgür ifadeyi bloke etmek demek. Kur’an da da var zaten
Hazreti Muhammed’e bile yapılmış. Bu konuyla ilgili o kadar şikayet
geldi ki büyü bozma çalışmalarıyla ilgili de bir bölüm oluşturmak
zorunda kaldım. Kadınlar çok ilgili bu büyü işleriyle. Hiç
ummadığınız, yurtdışında eğitim almış kadınlar bile büyü
yapıyorlar. Sanat dünyasında da çok fazla var.
İlişkilerin kötü gitmesiyle ilgili ‘karma borcu’ diye bir
şey var. Daha önceki ilişkilerde karşımızdakine kötü davrandığımız
için mi terk ediliyoruz?
- 3 türlü olabiliyor. Birincisi, aileden geçen. Sizin hiçbir
suçunuz yoktur, büyük büyük babaanneniz zamanında erkeklere kötü
davranan birisidir, onun karma kayıtları nesiller boyu gelir, sizin
ruhsal hafızanıza sıkışır, o yüzden siz sürekli size haksızlık
yapan erkeklere denk gelirsiniz. İkincisi reenkarnasyon. Ortaçağ’da
eşini öldüren bir kadındınız, orada bir karma borcu yarattınız. Bu
hayatınızda da sizi öldürmeye teşebbüs eden birine denk
gelebilirsiniz. Diğeri de ayrılma teorisi. Doğum anında bizden önce
yaşamış kişilerin anılarını çekiyoruz bilgi havuzundan. Mesela
60’lı yıllarda yaşayan bir kadının aşk acısı size doğumda
geçebiliyor.