Türk yönetmen Guinness Rekorlar Kitabı'na girdi
Türk Yapımcı ve yönetmen Stare Yıldırım, hiç İngilizce bilmeyen yaşlı komşusunu kamera karşısına geçirdiği "50 Öpücük"le (50 Kisses) Guinness Rekorlar Kitabı'na girdi.
Daha önce yapımcısı olduğu projelerle Altın Portakal, New York Film
Festivali ve dünyanin farklı ülkelerinden ödüller kazanan Stare
Yıldırım, 50 Öpücük filminin "en fazla senaristin görev
aldığı yapım" olması nedeniyle rekorlar kitabına adını
yazdırdı.
Yıldırım, yaptığı açıklamada, filmin İngiliz Film ve Televizyon
Sanatları Akademisi'ndeki (BAFTA) galası gerçekleştirilen filmle en
iyi yönetmen ödülünü aldığını da anlattı.
Uzun metraj yapımda yer alan 25 filmden birini Türk oyuncularla
İngilizce çektiğini ve iki önemli rolün oyuncu olmayan kişilerce
paylaşılmasının ilgi gördüğünü kaydeden Yıldırım, filmin geçtiğimiz
aylarda Londra'da yapılan ön gösterimle eş zamanlı olarak dünyanın
farklı noktalarında da seyirciyle buluştuğunu belirtti.
Sevgililer Günü'ndeki 50 Öpücük
beyazperdede
Yıldırım, 2 yıl önce Londra Senaryo Yazarları Festivali tarafından
hazırlığına başlanan film için dünyanın her köşesinden 2 bine yakın
senaryo yazıldığını bildirdi.
Sevgililer Günü'ndeki bir öpücüğün tema olarak seçildiğini dile
getiren Yıldırım, "Senaryoların türü önemli değildi. Korku,
dram, komedi, melodrama hepsi olabilirdi. Bu 2 bin senaryonun
içinden 50'si seçildi ve dünyanın farklı yerlerinden değişik
yönetmen ve yapımcılar tarafından çekildi. Bu projeyle yapılmak
istenen, yetenek keşfederken, senaristlerle yönetmenleri bir araya
getirmek ve senaristlerin hayalindeki yönetmeni oluşturmaktı çünkü
çoğu senarist yazdıkları senaryonun çekimlerde değişmesinden dolayı
sıkıntı yaşayabiliyor" diye konuştu.
Karşı komşu başrol oyuncusu
oldu
Yıldırım, projeye yaklaşık 140 filmin gönderildiğini belirterek,
bazı popüler senaryoları bir kaç kişinin yönettiğini böylece
senaryoların farklı yönetmenlerin gözünden nasıl çekildiğini de
izleme şansı bulduklarını vurguladı.
Çalışmanın sonunda en iyi 25 filmin birleştirilerek 100 dakikalık
bir film yapıldığını anlatan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Filmin çekimleri için bana ulaştıklarında seçilen
senaryolara baktım ve Amerikalı Kenneth Lemm'in 'O Güzel Gece'
(That Good Night) adlı senaryosunu seçtim. Senaryoyu kimse
istemiyordu çünkü kısa film için çok zor bir prodüksiyondu.
2000'lerde huzurevinde yaşayan yaşlı bir adamın geçmişini
hatırlamasıyla çocukluğuna dönüşü, çocukken tanıştığı karısı,
gençlikleri, kızları ve kızlarının çocukluğu ve gençliğini görmemiz
gerekiyordu. Bayramda çektiğimiz için zaten herkes tatildeydi,
bulduklarımızın da hem birbirlerine benzemeleri gerekiyordu hem de
İngilizce bilmeleri.
Dönem kıyafetleri kiralanacak yerler dahi kapalıydı. Zaten ne
kostümlerle ilgilenen ne de dekoru yapan kimse vardı. Kostümleri de
ben hazırladım, dekoru da. Kısa film de olsa, dönem filminde bunu
yapmak bir tür delilik aslında yönetmen için ama kalbimin sesini
dinlerim, hep doğru yere çıkarır beni ve anlatılmayı hak eden bir
hikaye bir şekilde mucizeleriyle gelir. Bu filmde mesela karşı
komşum Haldun abiyi (Haldun Resuloğlu) başrolde oynattım. 64
yaşında Haldun abi ve İngilizce bilmiyor, hobi olarak da bir kaç
filmde çok küçük rollerde görev almış."
Zombilerin aşkından kusursuz android
sevgiliye
Yıldırım, başlarda kaygılanan komşusunu daha sonra ikna
edebildiğini anlattı.
Ekonomik nedenlerle hiç prova yapmadan çekimlere başladıklarını
kaydeden Stare Yıldırım, "Tarlada bir yandan çarşaf gerip
oyuncum İpek'e seçtiğim kıyafetleri giydirirken, bir taraftan
görüntü yönetmenim Olcay'a seslenerek kamerayı nerede istediğimi
anlatıyordum. Senaryoda olmayan ancak benim eklediğim eski bir
radyo ve eski bavul gibi aksesuarları mahallemin taksi durağından,
kıyafetleri de aynı sokakta oturduğum eski dönem kostümlerinin
satıldığı mağazadan edindim" dedi.
Yıldırım, hiç beklemediği ödülü kazanmasının da "duyguyu
iyi aktarabilmesine" bağlandığını dile getirerek,
"Eserde, aşık bir zombiden kusursuz android sevgili ve
oyuncak ayıların imkansız aşkına kadar pek çok farklı film bir
araya getiriliyor" ifadesini kullandı.