Tuvana Türkay aşkı 'ciğerden' yaşıyor!

Televizyonun sevilen dizisi Deli Gönül'de oynayan güzel oyuncu Tuvana Türkay, Alper Potuk ile aşk yaşadıkları iddialarıyla ilgili konuştu. Bir ilişkileri var mı? Türkay, hayatına dair merak edilen soruları cevapladı.

Tuvana Türkay aşkı 'ciğerden' yaşıyor!
Tuvana Türkay'ın Hürriyet'te yayınlanan röportajı...

”Dokuz yaşında reklamlarda oynamışsınız. Bir çocuk o yaşta bu kararı veremez, ailenizin ‘projesi' miydiniz?


Ben yedi yaşındayken annemle babam ayrıldı. Annem kafam dağılsın, bir altın bileziğim olsun diye beni bir ajansa kaydettirdi. Bir şeker reklamıyla başladım, bunu diğer reklamlar takip etti.

Boşanmanın ardından siz kimde kaldınız?

– Ablamla birlikte annemde kaldım. Babamla kopuk bir ilişkimiz vardı.

Ünlü olduktan sonra değişmedi mi?

– Hayır. Babam zaten hep vardı. Ve bu işi yapmamı da istemiyordu. İlk reklamda oynadığımda büyük bir kriz yaşandığını hatırlıyorum. Şimdiyse gurur duyduğunu biliyorum. İnsanların düşündüklerinin aksine bu mesleğin yanlış bir tarafı yok.

ARTIK BİRİLERİNE GÜVENMEYE İHTİYACIM VAR

Babasız büyümek sizi hayatınızın daha sonraki döneminde nasıl etkiledi?


– Çok zordu. Şu an özel hayatımda arkadaşlarıma, sevgilime karşı güvensizliğim varsa bunun kaynağı tamamen baba eksikliği. Kopukluğumuzun bir sebebi de belki içimdeki kırgınlıklar. Yaşım ilerledikçe olup bitenleri düşünüp yalnızlaştım. Artık birilerine güvenmeye ihtiyacım var. Hiçbir şey uzaktan göründüğü gibi değil.

Peki bütün o güvensizliklere rağmen şimdi âşık mısınız?

– Aşk, benim için her şeyin önünde. Ama bir şeylerin söylendikçe azaldığına inanırım.

Fenerbahçeli Alper Potuk'la birlikte olduğunuz doğru mu?

– Böyle şeyleri konuşmayı sevmiyorum.

Ama üzerinde ‘Alper' yazan yedi numaralı formayı giyip maç izlemeye giderseniz, bu konuşulur…

– Evet, bir ilişkimiz var. Her şey güzel. Ama seviyorsam bu bana özel kalmalı diye düşünüyorum. Bir insanla beraberken onu herkese reklam etmek istiyorsan, gerçekten seviyor olmuyorsun. Dört duvar arasında seviyorsan, esas sevgi bu. Ben de bunu yaşamaya çalışıyorum.

BELANIN KOKUSUNU ALIP UZAKLAŞIYORUM

“Genelde meslektaşlarım tarafından pek sevilmem” dediğinizi okudum. Sizi neden sevmezler?


– Aslında sevilmemekten ziyade arkadaş ortamlarımda tercih edilen biri değilim. Ailemle yaşıyorum. Bu yüzden meslektaşlarımın özgür hayatlarına ayak uyduramıyorum. Ayrıca geçmişte insanlara daha toleranslı davranmaya çalışan biriydim.

Şimdi hiçbir şeyin canımı sıkacak kadar değerli olduğunu düşünmüyorum. Birini sevmediğimde, “Sen ne iğrenç bir insansın” diyerek oradan uzaklaşıyorum.

Setlerde uzun saatler geçiriyorsunuz. Bunları bir oyuncu arkadaşınıza karşı hissederseniz ne oluyor?

– Onunla konuşmuyorum. Çünkü birini sevmek değil, saygı duymak zorundayım. İnsan beyni birini sevip sevmediğini sekiz saniyede anlarmış. Ben de belanın kokusunu alıp uzaklaşıyorum.

Yanlış meslek seçtiğinizi düşünmüyor musunuz?

– Oyunculuğu kalbimle seçtim. Bu yüzden bana ne kadar zarar verirse versin, kabulüm. Benim başıma gelen her şeyin sebebi aslında hayallerimdi sanırım. O kadar çok hayal kuruyorum ki… Belki bu insanlara kolay ulaşabilecekleri bir meslek gibi duruyor olabilir ama öyle değil, bu noktaya gelene kadar çok şey yaşadım.

Ne gibi?

– Hırpalandım, ezildim, bastırıldım, ruhum adına çok özveride bulundum. Bunları yakın zamana kadar da yaşıyordum. Hâlâ yaşatmaya cüret eden insanlar oluyor ama artık dişlerim uzadı.

BİRİNİ SEVİYORSAM ONDA CİĞERİMİ BIRAKIRIM

Sizle ilgili yapılan her yorumda mutlaka fiziğinizle ilgili bir eleştiri var…


– Olumlu şeyler kadar olumsuz şeyler de söyleniyor. Güzellik göreceli. Başarımda tabii bunun payı var. İnsanlar ekranda kusur görmek istemiyor. Bir bak, ekranda kaç tane çirkin diyebileceğin başrol oyuncusu var?

Söylendiği gibi estetik harikası mısınız?

– Hayır. Ama annem bile bundan emin değil biliyor musun? Burnumu yaptırdım ve bunu asla saklama gereği hissetmedim. Neden ömrümün sonuna kadar mutsuz olacağım bir şeyle yaşayıp bunu kamufle etmeye çalışayım ki? Çirkin olan, bunu saklamak. Bazı oyuncular saklıyor.

Bu neyin korkusu?

Benim estetikten önce de, sonra da başrollerim oldu. Kısaca kariyerim bu sebeple devam etmiyor. Doğru duruşum ve mesleğimi yapış şeklimle bu yolda ilerliyorum.

Kariyer demişken yeni diziniz ‘Deli Gönül'de bir müzik öğretmenini canlandırıyorsunuz. Daha önce ‘Doğa İçin Çal' projesinde yer aldınız ve ‘Enbe Orkestrası'yla müzik çalışmalarınız oldu. Bu rol sizin için mi yazıldı?

– Şans ve tesadüf. Karakterimin adı Fatmanur. Gerçekten şarkı söylemek dışında onunla ortak noktalarımız çok az.

Düşünüyorum da ne olursa olsun, benim sevdiğim insan gidip bir başkasıyla evlense ben de kendime yeni bir hayat kurmak için başka biriyle evlenmem. Ben birini seviyorsam onda ciğerimi bırakırım.

Üç sezon ‘Yer Gök Aşk'ta birlikte rol aldığınız Murat Ünalmış'la yeniden partnersiniz…

– Önceki projede onun sevmediği, ailesinin zoruyla evlendiği bir kadını canlandırıyordum. Şimdi roller değişti. İzleyiciler herhalde aramızdaki uyumu sevdi.
Konular Röportaj