Hıncal Uluç: "İstanbul Valiliği'ne talibim.."

Hıncal Uluç: "Evet, Sevgili İçişleri Bakanım Süleyman Soylu, ben vatandaş Hıncal Uluç İstanbul Valiliği’ne talibim!"

Uluç: "İstanbul Valiliği'ne talibim.."
Sabah'tan Hıncal Uluç'un yazısı...

Evet, Sevgili İçişleri Bakanım Süleyman Soylu, ben vatandaş Hıncal Uluç İstanbul Valiliği'ne talibim..
Bunu, en önemli uğraş konusu yaşadığı kentin sorunları olan, sadece yeren değil, ayni zamanda çözümler de öneren, tam 60 yıllık (Kasımda kutlayacağız, inşallah) deneyimli bir gazeteci olarak talep etmiyorum..

Bunu, rozetinin üzerine V ve İ harfleri, yani "Vatan İdaresi" yazan ve bu vatana 158 yıldan beri Vali yetiştiren Mekteb-i Mülkiye'nin, hem de Vali yetiştiren "İdari" şubesinden mezun olduğum, yani Vali nedir, sorumlulukları nedir, gücü, yetkileri nedir, nasıl kullanır çok iyi bildiğim için de istemiyorum.
İstanbul Valisi olmak istiyorum. Çünkü son yıllarda bunun, dünyanın en kolay işi olduğunu görüyorum.
Herhangi bir eğitime de gerek yok. Orta terk birisi de yapar... Ve ben Sayın İçişleri Bakanım, hayatımın son yıllarını klimalı konaklarda koltuğuma yaslanarak, sabahtan akşama hiçbir iş yapmadan, korumalarım, özel kalemlerim, sekreterlerim, her türlü işimi görecek adamlarımla, klimalı salonlarda geçirmek, İstanbul'un insanı çıldırtan trafiğinde, önümde arkamda eskortlarla ve ben daha yola çıkarken açılan caddelerde keyfimle gidebilmek için istiyorum.

Çünkü İstanbul Valisi'nin yaptığı bu, Sayın İçişleri Bakanım..

***
Niye "Orta terk biri de yapar, bu çok kolay işi" dedim, Sayın Bakan.. Çünkü kolayladılar. Amaç kenti yönetmek değil, kendilerini kurtarmak..

Spor dünyanın her yerinde birlik, beraberlik, kardeşlik aracıdır..

Çin- Amerikan gerilimi sonu dünyayı yok edecek Üçüncü Dünya Savaşı'na giderken, minnacık bir pinpon topu her şeyin düzelmesini başlattı. Bilirsiniz..

Samsun, Antalya ve Eskişehir'de olan olaylar, İstanbul'da patlak vermesin de, rahatı bozulmasın diye İstanbul valisi ne yaptı?.

Fener maçında Kadıköy'e Trabzonluların, Beşiktaş maçında İnönü Stadına Bursalıların gelmesini yasakladı..

"Yasak hemşerim" demek, dünyanın en kolay düzen sağlama işidir. On yaşındaki çocuk aklı yeter.. Mekteb-i Mülkiye okumaya falan gerek yok..

Oysa "Yasak" vatandaşın anayasa teminatı altındaki seyahat özgürlüğünü yok eder.. Boş vakitlerini değerlendirme hakkına, hem de en yararlı "Spor" dalında engel koyar. Son dakikada çok ciddi bir ihbar alırsın tamam.. Ama daha lig başlarken yasağı ilan ettin mi, kentler arasına düşmanlık tohumları eker, daha evvel ekilmiş olanları da sularsın..

Vali'nin görevi bölmek değil, birleştirmektir. Bu ülkeyi yönetenler, aylardan beri ağızlarını her açışta "Birlik, beraberlik" diyorlar. Çünkü hemen her dalda bizi bölmeye çalışanların varlığını ve amaçlarını biliyorlar..

Şimdi böyle bir ortamda İstanbul Valisi ortaya çıkmalı yumruğunu masaya vurmalı ve demeli ki..
"Ey Vatandaş İstanbul'da devlet var. O devleti ben temsil ediyorum. Güvenlik güçlerim maça gidecek her vatandaşın fiziksel ve ruhsal sağlığını korumaya yeterlidir. Bize güvenin maçınıza rahatça gidin. Çocuklarınızı korkusuzca gönderin.. Tüm önlemler alınmıştır. Olay çıkarmak isteyen hiçbir gurup ve şahsa göz açtırılmayacaktır."

Hem de OHAL yetkileri bulunan bir Vali, bu açıklamayı yapamaz mı?.

SABAH'TAN HINCAL ULUÇ'UN YAZISININ TAMAMINI BURAYA TIKLAYARAK OKUYABİLİRSİNİZ...