Vahşet Taksimetresi Çalışıyor

Özgecan vahşetinden sonra tvlerde, sosyal medyada bu vahşete reaksiyon gösterenler, içten gelerek bu vahşeti kınayanların elbette seyirci kalmaları düşünülemez yazdıklarım onlara değil hepsini tenzih ederek diyeceklerim var.

Kimi ünlüler aslında bir parçası oldukları veya sustukları vahşeti Özgecan üzerinden kınayarak geçmişlerini aklamaya çalışmaları beyhudedir ve artık toplumun bunlara dur demeden bu utanç vahşetinden kurtulmamız mümkün gözükmüyor.

Geldikleri zor, yoksul, eğitimsiz ortamları bahane ederek ‘Oxford vardı da okumadık mı’ gibi sözlerle ne yaptıksa cehaletten mesajları, bu vahşete karşı çıkan pozisyona gelmelerindeki iki yüzlülük artık bizler tarafından sorgulanmalıdır, bıçak kemiğe dayanmıştır.

Eğer Oxford olsaydı ve okusaydı ne değişecekti sorusu ortadadır, örnekler ortada eşini felç etmiş, komalara sokmuş yüksek okul mezunu adamlar var.

Demek mesele diploma değil, bu heriflerin değerler manzumesinde kadının içindeki insanın erkekle eşit olduğu yazmıyor ister okumuş ister okumamış olsunlar. Örf, adet, zihniyet adını ne koyarsak koyalım bünyeleri almıyor, kabul etmiyor.

Özgecan’ın karşı karşıya kaldığı vahşet budur.

Bu gidişatta medyanın olduğu kadar toplumun payı vardır, Özgecan’ın başına gelenler toplumun vicdan azabı olması gerekir , bunu artık kabul etme zamanı.

Özellikle şöhretler dünyasında artık toplum kimleri baş tacı ettiğini sorgulamak ve hesaplaşmak zorunda yoksa bu iş toplumsal bir ayıp olarak alnımızın ortasında bir damgadır.

Alın bir örnek, İbrahim Tatlıses mesela , sanatını icrada bir sorun yok tamam da, Perihan Savaş’ı dövmedi mi, suratı dağılmış resminde o halinde taktığı veya çıkartmadığı küpeleri hala hatırlarda, Derya Tuna, ardından Asena kurşunlara hedef olduğunda bu toplum İbrahim’i alkışlamaya devam etmedi mi?

Bu kadınlar adamın cezalandırması için mücadele edecek toplumsal desteği bulabildiler mi yoksa susup oturdular mı?

Nasıl bir tecellidir ki evladının cebine tabanca koyup kendine koruma yapan zihniyet sonra esiri olduğu vahşetin kendi de kurbanı olmadı mı?

Toplum bunlara hep sessiz kaldı asıl büyük sorun bu sessizlik onları bu geldikleri yerden indirmeyen toplum .

Nihat Doğan’ı baş tacı edip kulübe alırken hiç düşünmediniz mi, kimdir, nedir diye?

Beren Saat şimdi kendisini bir davette sıkıştıran TV yöneticisini isim vermeden açıklıyor, Neden orada gerekeni yapmadı, tuhaf olan hala yapamıyor halbuki para var, şöhret var ama isim veremiyor, hadi bu korkaklığı da anladık...

Ama Özgecan ile kendisi arasında bir benzerliği nasıl kuruyor bunu anlamak mümkün değil.

Beran Saat bir davetin ortasında, milyarlar kazandığı ortamda bir üst düzey yönetici tacizine susarken Özgecan bir başına bir minibüsün içinde tenhalarda direndi, ve bu uğurda vahşice canından oldu, insaf yahu insaf.

Hem Özgecan üzerinden mağduriyet gösterisi yapacaksın hemde bu düzende kıçına yediğin pandiğe susarak para kazanacaksın, neye güveniyor Beren onu baş tacı eden ve asla cezalandırmayacak olan topluma!

Bırakın bu korkaklığı artık, bu ülkede ilkeleri uğruna bu işlere baş kaldırdığı için yasaklanan adı deliye çıkan, öyle ya parayı al sus deli misin misali, onurlu insanlardan utanın.

Artık şiddet her yerde, meclisimizde şiddetin önüne şiddetle karşı çıkılmaz diyen insanlara uygulanan şiddet var. Kürsülerde güvenlik konuşulurken ‘şaka yaptım’ diye işi şakaya vuran siyasetçiler var, bu ülke Kötü Şakalar ülkesi olmakta.

Özgecan’ın resmi yakasında göbek atılan ekranlar var.

Bütün bunların çaresi eski bir deyimle, affınıza sığınarak, ‘Asın Pezevengi’ değildir.

Öyle olsaydı Pakizeciğim bütün toplumun kendini asması yani intihar etmesi lazım. Toplumun kendisini, baş tacı etttikleri artık sorgulaması ve bilimsel yöntemlerle nasıl kendini ve içinden çıkan vahşeti, vahşi bireylerin yetişmesini önleyeceğinin yöntemlerini bulması lazım. Kolay değil bir zihniyet değişikliğidir söz konusu olan.

Utanmazlık her tarafımızı sardı, Nuri Alço ünlendiği gazoza ilaç karıştırıp kızları istismar ettiği sahnelerden sonra gazoz reklamında oynadı yahu.

Özgecan susmadı, direndi, karşı geldi ve bedelini hayatıyla ödedi, ama vahşete direndi, Beren Saat sende diren bakalım, madem dahil oldun meseleye açıkla kimdir seni taciz edenler, isim isim. Sen Özgecan gibi tenha bir yolda tek başına değilsin, paran, pulun şöhretin, hayranların var.

Yok susacaksan, o zaman sonsuza kadar sus ve asla Özgecan üzerinden kendine mağduriyet payı çıkartma, bu da başka bir vahşet ve aynı zihniyeti besleyen tavrın devamı çünkü, bu zihniyet sonra Özgecan’ın başına gelenleri filim yapar Beren’i oynatır bir bütündürler çünkü.

Zaman, toplumun bu olup bitenleri sorgulama zamanı, geldi geçti bile ama zararın neresinden dönülse o kadar Özgecan gibi yiğit çocuklarımızın hayatı kurtulur.

Türkücü takımına da tavsiyem; Geçmişte yaşadığınız çirkinlikleri ve husumeti, masum bir kıza yapılan vahşet üstünden hesaplaşmayı bırakın da, aynen benim de zamananında yaşadığım, sevimsiz ve çok çirkin bir olayda davrandığım gibi, yaşadıklarınızı yiğitçe anlatın ve efendice tek kelime ile "özür" dileyin...

Sacit ASLAN