Yılmaz Özdil yazdı: "Bir gazetecinin hatıra defteri..."

Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, bugünkü köşesinde yine çok tartışılacak bir yazıya imza attı.

Yılmaz Özdil yazdı: "Bir gazetecinin hatıra defteri..."
MedyaRadar'da yer alan habere göre Yılmaz Özdil, gazeteciliğe ilk başladığı yıllarda yaşadığı zorlukları anlatırken, bugün artık cinayetlerin bile ekranda canlı yayınladığını belirterek toplumdaki yozlaşmadan örnekler verdi.

İşte Yılmaz Özdil'in "Bir gazetecinin hatıra defteri..." başlıklı o yazısı:

Altı yaşındaydım.
Hayli yaşlı bir komşumuz vardı.
90 küsur.
Vade doldu, vefat etti.
İlk kez tanışmıştım ölümle… Dün gibi hatırlıyorum. Mahallede adeta yas ilan edilmişti. Televizyon açmak yasak. Radyo yasak. Teyp yasak. “Duyulur, ayıp olur” deniyordu. Yüksek sesle konuşmak yasak. Top oynamak yasak. Çıt çıkarmaya utanılırdı. Sessizlik hakim olurdu. İşine, okuluna gidenler, başı öne eğik, hüzün korteji gibi yürürdü.

*

Yatağında, eceliyle son nefesini veren 90 küsur yaşındaki insanlarımızı bile, böyle uğurlardık… Hatırlarsınız.

*

Türkiye henüz bu duygularını yitirmeden önce gazeteciliğe başladım.
Gece muhabiriydim.
İlk haberim, cinayetti.
Zordu.
Öldürülen kişinin tek kare vesikalık fotoğrafını alabilmek için, cenaze evine gidip, kendimi sivil polis olarak tanıtmıştım. Başka çarem yoktu. Çünkü gazeteci falan giremezdi cenaze evlerine… Hatta mahalleye bile giremezdi. Acılı aileye saygısızlık olarak kabul edilirdi.

*

Diri'ye olmasa bile…

YILMAZ ÖZDİL'İN SÖZCÜ'DE YAYINLANAN YAZISININ TAMAMINI BURAYA TIKLAYARAK OKUYABİLİRSİNİZ...