‘Sokaktan tepki yok, zaten beni tanımazlar’

GQ Türkiye’nin kapağında Demet Evgar’ın “çıplak ilham perisi” rolünde gördüğümüz Didem Soydan: "Kimse benim o kız olduğumu fark etmedi”

‘Sokaktan tepki yok, zaten beni tanımazlar’

Geçtiğimiz hafta nurtopu gibi bir erkek dergimiz oldu. Dünyanın en çok satan erkek dergilerinden GQ’nun Türkiye edisyonu çıktı. Derginin rafların üzerinden okuyucusunu selamlamasının hemen ardından da kapağı konuşulmaya başladı. Erkek kılığındaki Demet Evgar ve onun arkasında duran çırılçıplak Didem Soydan...Sizin anlayacağınız oldukça iddialı bir kapaktan bahsediyoruz.
Biz de kapakta Evgar’ın ‘ilham perisi’ rolünü üstlenen ve cesur pozlar veren Didem Soydan ile Galata’daki evinde bir araya geldik. Soydan gelen tepkilerden çok memnun. “Bu kapağın bana en büyük katkısı Demet’i (Evgar) tanımak oldu. Çekimlerde o kadar eğlendik ki. İki Arnavut kadını Türkiye’yi salladı” diyor.

* GQ dergisinin ilk sayısının kapağında Demet Evgar ile birlikte yer alıyorsunuz. Oldukça ses getirdi. Çekimler nasıl oldu?

Kapak teklifi daha önce de çalıştığım ve çok güvendiğim Güneş Güner’den geldi. Kendisi derginin moda editörü. GQ tüm dünyada okunan ve çok kaliteli bir dergi. İlk sayısında bir Türk modelle çalışmak istediklerini, akıllarına ilk benim geldiğimi duyunca da çok heyecanlandım. Bu beni onurlandırdı. Tepkilere gelince, sektörden insanlar tebrik ediyorlar. Daha negatif bir yorum duymadım, herkes başarılı buluyor. Sokaktaysa tepki mepki yok. Ben şaşaalı bir yaşam sürmüyorum. İşini yapan normal biriyim. Sokakta, metroda falan çok rahatım yani. Zaten tanımıyorlar. Çünkü çekimde takındığım tavır başka sokakta yürürken başka. Daha dün bir arkadaşımla metroda kendi fotoğrafımın yanından geçerken epey güldük. Kimse benim o kız olduğumu fark etmedi. Bir de sanırım Türk olduğumu düşünmüyorlar pek.

“Bu çekimle iki Arnavut kadını Türkiye’yi salladık”

“Biliyorum nefret edeceksiniz ama yiyip yiyip kilo almayanlardanım”

* 27 yaşındasınız. Henüz erken ama sorayım: Yaşlanma karşıtı bakım ürünleri kullanmaya başladınız mı?

Yaşlanmaktan korkmuyorum henüz. Zaten bu korkulacak bir şey değil, insan zamanın bedeninde bıraktığı etkileri kabul etmeli. ben de yavaş yavaş ediyorum.

* Spor ve beslenme programınızdan bahsedelim o halde. Formunuzu korumak için özel yöntemler uyguluyor musunuz?

Formumu korumak için hiç ama hiç bir şey yapmıyorum. Hatta yemek yemekten başımı kaldıramıyorum diyebilirim. Biliyorum bu nefret ettirici bir cevap ama aynen böyle. Yiyip yiyip kilo almayanlardanım. Twitter ve Facebook’ta baksanız iki lafımdan biri yemektir. Ama mayonez, ketçap, gazlı içeceklerden uzak dururum. Bir de tabii yaş almaya başladıkça vücudumun aynı ritimde çalışmadığını fark ediyorum. Yakında kendim için büyük bir değişiklik yapıp spora ve sağlıklı bir diyet programına başlamayı düşünüyorum.

* Model olduğunuz için birçok tasarımcıyla çalışıyorsunuz. Özel hayatınızda hangilerinin ürünlerini tercih edersiniz? Gardırobunuzda neler var?

Benim gardrobumun en önemli özelliği markasız olması. Tasarımcı ürünleri yoktur. Markaları ve tasarımcıların işlerini çekimlerde yeteri kadar giyiyorum zaten. Tam anlamıyla ikinci el kullanıcısıyım diyebiliriz. Sadece gardırop değil evim için de bu böyle. Son dört senedir 50’li yılların etkisindeyim mesela.
O dönemde kullanılmış eşyaları topluyorum. Çoğu davette de makyajım, saçım, kıyafetim
o dönemi yansıtır. Eminönü, Galata, Karaköy, Cihangir ve Osmanbey’in arka sokaklarındaki gizli terzi dükkanlarına kadar geniş bir alışveriş rotam var. Yapacağım televizyon programında da bu adresleri tanıtacağım.

“Yakında televizyonda bir moda programı yapacağım”

* Siz kendinizi güzel buluyor musunuz? Aynanın karşısına geçtiğinizde aklınızdan neler geçiyor?

Ben çok mutlu ve kalabalık bir ailenin çocuğuyum. Ailemin bana öğrettiği ilk ve en önemli şey kendi değerinin farkında olmaktı. Çok erken yaştan beri kendimi olduğum gibi kabul etmiş ve benimsemiş durumdayım. O yüzden evet, kendimi güzel buluyorum ve çok beğeniyorum ama beğenmekten önemlisi kendimi seviyorum. Bu her şeyin anahtarı. Aynanın karşısına geçtiğim zaman da fiziksel olarak kendimi inceleyip kusurlarımı bulmaya çalışmak yerine kendi kendimle konuşurum. Bu ayna terapisini çocukluğumdan beri yapıyorum, insanın kendisiyle bir bütün oluşturması için mühim bir şey.

* Modellik belli bir süresi olan bir meslek. Yaşınız ilerleyince ne yapmayı planlıyorsunuz? Oyunculuk ya da televizyonda program sunmak gibi projeleriniz var mı? Böyle teklifler geliyor mu?

Modellik disiplinle yürütülürse uzun ömürlü bir iş de olabilir. Ben de işimi çok iyi yapıyorum, gayret gösteriyorum. Moda ile de iç içeyim. Ailem tekstil işi ile uğraşıyordu o yüzden kumaşlar, kalıplar, koleksiyonlar yabancı olmadığım kavramlar. Şu sıralar bir kanal ile görüşme aşamasındayım. Yoğun bir programım var, zamanlamayı ayarlayabilirsek bir moda programı hazırlamaya başlayacağım.

* Geçen hafta Tülin Şahin ile yeni kitabı hakkında röportaj yaptık. Türkiye’nin yeni top model adayı olarak sizin isminizi verdi. Kendinizi böyle görüyor musun?

Onun gibi deneyimli ve başarılı bir modelden bunu duymak onur verici. Kendimi top model olarak görmek, bu titre sokmak bana düşmez. Ortada “Top modelim ben” diye gezinmek saçma. Ama ne olduğumu biliyorum, bu işe nasıl baktığımın, mesleğimi nasıl icra ettiğimin farkındayım. Bunlar yeterli bence...

Konular Röportaj