Akıncı’nın Taşkın Komiser’i kardeşiyle birlikte nasıl ölüm tehlikesi atlattı?

ATV dizisi Akıncı’nın Taşkın Komiser’i Mustafa Açılan, başından geçen trajik olayı anlattı.

Akıncı’nın Taşkın Komiser’i kardeşiyle birlikte nasıl ölüm tehlikesi atlattı?

Mustafa Açılan, son dönemin dikkat çeken yeteneklerinden. Kazakistan'da işletme eğitimi aldıktan sonra bu sektörde aradığını bulamayan ve içindeki oyuncuk aşkına kulak veren Açılan, dizilerin aranılan oyuncularından biri haline geldi. 2016 yılından itibaren film ve dizilerde yer almaya başlayan genç oyuncu, "Bir Zamanlar Çukurova" dizisindeki 'Züleyha'nın üvey abisi 'Veli' karakteriyle çıkışını yakaladı.

Ardından 'Maria ile Mustafa' dizisindeki hırçın karakteriyle çok konuşulan Açılan, şu sıralar atv'nin iddialı dizisi 'Akıncı'da rol alıyor. 'Taşkın Komiser' rolüyle izleyicilerle buluşan Açılan, hakkında bilinmeyenleri anlattı.

GEÇ KALMIŞLIK HİSSİ İÇİMİ KEMİRİYOR

Ünlü oyuncu, hayatını en fazla etkileyen olayın ise yaşadığı kayıp olduğunu söyledi. Oyuncu, "Anneannemin ölümü, hayatımı çok etkiledi. Ölmeden 3 gün önce ona yanına geleceğime dair söz vermiştim. Beni bekliyordu ama sürekli bir aksilik oluyor gidemiyordum. Bugün yarın giderim derken onun ölüm haberini aldım. O anda yaşadığım pişmanlık, geç kalınmışlık hissi hala içimde taptaze duruyor" dedi.

Bu olay nedeniyle büyük bir pişmanlık yaşadığını belirten Açılan, "Hayatımda yaşadığım ya da yaptığım hiçbir şeyden pişman olmadım. Tek pişmanlığım sevdiğim insanı ertelemek oldu. Hayatın hızında ölümü unuttuğumu, en sevdiğimi kaybedince hatırladım. Birçok duyguyla da onun sayesinde tanıştım pişmanlık gibi. Artık hayatımdaki önem sıralamasını ilk önce sevdiklerime veriyorum" diye konuştu.

İLK SET GÜNÜMDE ÇOK UTANMIŞTIM

Açılan, oyunculuğa ilk adım attığı yıllarda da komik bir olay yaşadığını anlattı. İlk dizi setinde duyduğu heyecanı saklamaya çalıştığını belirten oyuncu, şunları söyledi: "İlk set günündeyim. O kadar heyecanlıyım ki gece hiç uyuyamadım o heyecanla da sabahın 08:30'unda sette oldum. İlk işim ya böyle kalbim nasıl güm güm atıyor ama dışardan asla belli etmemeye çalışıyorum. Yönetmenimiz Abdullah Oğuz yanıma geldi. 'Heyecanlı mısın?' dedi. Bende stresimi, heyecanımı belli etmeyeceğim ya 'Hayır, gayet iyiyim' diye cevap verdim. Tam laflarımı söylüyorum, bir anda 'Kestiiiik' diye bir ses duydum. Sonra Abdullah Hoca kahkahalarla yanımıza geldi. Omzuma dokundu. "Hani heyecanlı değildin oğlum. Mikrofon kalbinin atış sesinden başka ses alamıyor" dedi. Sonra da herkes gülmeye başladı. Utancımdan kıpkırmızı olmuştum. O günden beri hiçbir samimi duygumu saklamıyorum."