AKYAKA'YI AKYAKA YAPAN ADAMI KAYBETTİK

Ünlü şair, edebiyatçı ve Uluslararası Ağa Han Mimarlık Ödülü sahibi mimar Nail Çakırhan, 98 yaşında Muğlada yaşama veda etti.

AKYAKA'YI AKYAKA YAPAN ADAMI KAYBETTİK

Nail Çakırhan, 1970'te Gökova'da huzur içinde dinlenip çalışabilmek için geleneksel mimarinin özelliklerini taşıyan küçük bir ev inşa etti. Bu, evrensel kültüre armağan edilmiş mimari bir başyapıttı. "Nail Çakırhan evi" diye anılan yapı 1983'te Ağa Han Mimarlık Ödülü'yle onurlandırıldı.

Şiirden mimarlığa uzanan geniş yelpazede adını duyuran, cumhuriyet döneminin en önemli aydınlarından, Gökova sevdalısı, Ege ve Akdeniz mimarisine damgasını vuran Nail Çakırhan, 3 yıl önce kolon kanserine yakalandı. Beldede çok sevilen ve örnek alınan Çakırhan, İstanbul'da tedavi gördü. Ünlü mimar ve şair, son zamanlarda durumunun ağırlaşması üzerine Akyaka'da Yücelen Hastanesi'nin sahibi, yakın dostu Hamdi Yücel Gürsoy'a, "Muğla topraklarında ölmek istiyorum" dedi. Çakırhan, bunun üzerine 16 gün önce Özel Yücelen Hastanesi'ne kaldırıldı. Ağrı tedavisi gören Çakırhan, önceki geceyarısı hayata gözlerini yumdu. Hastane Başhekimi Dr. Necdet Doğu, "Rahatsızlığı ilerlemişti. Burada ağrılarını dindirmek için tedavi uyguluyorduk. Maalesef yaşam savaşını kaybetti" dedi. Hamdi Yücel Gürsoy da, "Sanat, edebiyat ve mimarlık dünyası yaşayan en büyük devini kaybetti. Ben onu baba kadar severdim. Onun sözleri, şefkati, hayata bakış açısı ve sevgisi hepimize örnek olmalı" dedi. Nail Çakırhan'ın cenazesi yarın Akyaka Camisi'nde öğle namazının ardından kılınacak cenaze namazından sonra ailesinin isteği ile Akyaka Mezarlığı'nda toprağa verilecek.

Mücadelelerle dolu şiir gibi bir yaşam

MİMARLIK okumadığı halde dünyanın en büyük mimarlık ödüllerinden birini alan Nail Çakırhan, Muğla'nın Ula İlçesi'nde 1910 yılında doğdu. İlk öğrenimini Ula'da, orta öğrenimini Konya'da yaptı. 1927 yılında Konya'da Kervan Dergisi'ni çıkardı. Daha sonra İstanbul'a giderek Resimli Ay Dergisi'nde çalıştı. Bir yandan da İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü'ne devam etti. 1930 yılında Nazım Hikmet'le "1+1=1" adlı şiir kitabı yayımlandı. Sosyalizmi iyi öğrenebilmek için Rusya'ya gitti. Moskova Doğu Halkları Üniversitesi'nde sosyalizm ve ekonomi dersleri gördü. 1937'de, siyasi nedenlerle Türkiye'ye dönmek zorunda kaldı ve 1938'de Tan Gazetesi'nde yazarlığa başladı. Arkeolog Halet Çambel'le evlendi ve eşinin çalışmalarına katıldı. Restorasyon ve mimarlık çalışmalarına başlayan Çakırhan, 1970'te doktorunun da tavsiyesine uyarak Akyaka'ya yerleşmeye karar verdi. Burada geleneksel mimarinin özelliklerini bugünün koşullarıyla buluşturan, çevreyle ve doğayla uyumlu evlerin mimarlığını üstlendi. Mimarlık terminolojisine "Çakırhan Mimarisi" terimini sokmayı başardı. Cumhuriyet Gazetesi'nde çalışan ve üniversitelerde ders veren Çakırhan'ın büstü 5 yıl önce Akyaka'da bulunan Yücelen Otel'in bahçesine dikildi.

Çambel: Her şeyimi kaybettim

Nail Çakırhan'ın eşi, Türkiye'nin ilk kadın arkeoloğu Prof. Dr. Halet Çambel, "Hayat arkadaşımı değil, her şeyimi kaybettim" dedi. Telefonla taziyeleri kabul eden Prof. Çambel, "Çok üzgünüm. O benim eşim olmanın da ötesinde her şeyimdi. Son günlerini Muğla'da geçirmek istedi. Onun için buraya getirdik. Akyaka'ya hayrandı. Mezarının burada olmasını istiyordu. Hayatımda büyük bir eksiklik oluştu" dedi.

Çakırhan'ın Akyaka beldesindeki büstüne sevenleri akın etti. Ünlü şair ve mimarın büstü çiçeklerle donatılırken, yazar arkadaşları büyük üzüntü yaşadıklarını ifade etti.

Akyaka'yı Akyaka yapan adam

Akyaka'nın bugünkü mimarisinde önemli rol oynayan Çakırhan, 1970'li yılların başında yaptırdığı Ula mimarisi tarzındaki evi ile 3 Eylül 1983'te Uluslararası Ağa Han Mimarlık Ödülünü kazandı. 2 dönüm toprak alan ve iki ustanın yardımıyla inşaata başlayan Çakırhan, geleneksel mimarinin bugünün koşullarıyla buluştuğu, çevre ve doğayla bütünleşen, zarif ve estetik işlemelerle bezeli, ahşap balkonlu, 2 katlı evi ile tüm Akyaka'ya damgasını vurdu. Sosyal ve ekonomik yaşantının ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yapılan binada Çakırhan, yörenin doğal kaynaklarından yararlandı. Akyaka'da "Çakırhan evi" bir gelenek ve kültür haline geldi. 1998 yılında bu müze-ev bir "kültür ve sanat merkezi" olarak hizmete girdi. Bunun ardından Akyaka'da yaptırılan evler, pansiyonlar hatta bazı oteller de aynı tarzı benimsedi. Çakırhan, Letonia, Montana gibi tatil köyleri ile Dalyan, Bodrum, Muğla, Datça ve Fethiye'de de binalar yaptı.  Ahmet BAYRAK

Nail Çakırhan ve Halet Çambel hakkında

Nail Çakırhan, 1910 yılında bugünkü Gökova, Gökabad'da (Ula bucağı, Muğla Ili) doğdu. Ilkokulu Ula'da ortaokulu Muğla'da, liseyi Konya'da okudu. 12 yaşında şiir yazmaya başladı. 13 yaşında ilk el yazması gazetesini, 18'inde Konya'da ilk basılı mecmuayı çıkardı. 19'unda Istanbul'da Tıp Fakültesine yazıldı; fakat fakülteyi bıraktı gazeteciliğe atıldı.

24'ünde Sovyetler Birliği'ne gitti, ekonomi politik okudu. 1937'de Türkiye'ye döndükten sonra, gazetecilik, kitapçılık, muhasebe gibi türlü işlerle uğraştı. 1951'de'ta kazı yapan ve restorasyonla görevlendirilen eşine yardım etmek için Karatepe,Aslantaş'a gitti. Burada yapı işlerini üstlendi, kazı yerindeki koruyucu saçakları, kazı evi, orman binaları, ilkokul, lojman ve atölye inşaatlarını yönetti. Bu uğraş yoğun bir yapıcılığa yol açtı.

Prof. Dr. Halet Çambel, 1916 yılında doğdu. Amerikan Koleji ve Sorbonne Üniversitesi'ni bitirdi. 1940 yılında Istanbul Üniversitesi'nde H.T. Bossert'in asistanı oldu. Karl Bittel ile Prehistorya Kürsüsü'nü kuran Çambel, öğretim üyeliği görevinde birçok genç araştırmacının yetiştirilmesinde emeği oldu.

Tüm toplumun eğitimine önem veren Çambel, Hitit dilinin çözümlenmesinde önemli rolü olan Karatepe-Aslantaş çalışmasını toplumsal bir projeye dönüştürdü. Kazılarıyla başlayan araştırmalarını Güneydoğu Anadolu tarih öncesi araştırmaları ve Keban kurtarma projeleriyle sürdüren Çambel'in en önemli bulgularından biri de insanoğlunun en eski yerleşmesi olan ‘Çayönü' çalışmaları.

Nail Çakırhan ve Halet Çambel Kültür ve Sanatevi   1998 yıllında sanat ve politika dünyasından gelen gibi ünlülerin de katıldığı görkemli bir açılış ile hizmete girdi. Bu açılışın ardından, Nail Çakırhan, sergievinin idaresini kültür ve sanat faaliyetleri yapmak üzere Gökova Akyaka'yı Sevenler Derneğine verdi. Tamamıyla Çakırhan'ın meşhur Ula Mimarisi'ne dayanarak büyük bir özen, itina ve ustaca yaptığı bina, özellikle  üst tavanlarıyla göz doldurur.. Duvarlarının büyük bir kısmı pencereli olan sergievi, ışığa her taraftan açıktır ve meşhur Ağa Han ödüllü evin bahçesinde inşa edilmiştir.

 “Nail Çakırhan'ın Eseri“ konulu bir fotoğraf sergisi ile hizmete açılan, bundan sonra her tür sanata kapısını açan “müze” kısa süre içinde bölgesel, hatta ulusal bir kimlik kazandı. Her yıl olduğu gibi bu yılda Mayıs‘tan  Ekim'e kadar her iki haftada farklı bir sergi ile Muğla İlinin ve dışarıdan gelen misafir sanatseverlerin buluşma noktası olmaya devam edecek.

 Tüm sanatseverleri, Akyaka'nın tanınmış turistik değerlerinin yanında, sergilerin hep başında kalan sanatçılarımızla tanışma, eserleri ve sanatı tartışma ayrıcalığını yaşamaya davet ediyoruz.