Bayram kahvaltısı önerileri!
Bayram sabahında kurban kesim telaşı olanlar, genellikle kahvaltı öğününü atlıyor. Oysa kahvaltı günün en önemli öğünü. Telaşla evden çıkanlar için, kahvaltı olarak 1 su bardağı süt, 1 avuç badem ve 3 adet kayısı pratik bir öneri.
Bugün Gazetesi'nden Serda Kıvılcım'ın haberine göre güne zinde başlamak, metabolizmayı hızlandırmak, en önemlisi en faydalı öğünü atlamamak için kahvaltıyı es geçmemek gerekiyor. Şişli Florenece Nigtingale Hastanesi’nden, Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Kayan Tapan bayramı sağlıklı geçirmek için püf noktaları verdi...
FAZLA ET TÜKETMEYİN
Bu bayramda özellikle et tüketimi fazla olduğu için, kronik hastalığı olan bireyler, özellikle kalp rahatsızlığı, hipertansiyon, böbrek rahatsızlığı ve yüksek kolesterolü olanla olumsuz etkilenmekte. Günün her öğününde kurban eti tüketileceğinden, miktarları öğünlere bölmek en doğrusudur. Kahvaltıda aşırıya kaçımaması çok önemlidir. Kurban Bayramı sabahında mutlaka hafif bir kahvaltı yapılmalıdır. Aç karna sindirimi zor olan etin tüketimi midede hazımsızlık ve ağrı şikayetlerine yol açabilir. Kahvaltıda protein oldukça önemlidir. Peynir ve yumurta iyi protein kaynaklarıdır. Yanında mutlaka C vitamini kaynağı olarak domates, yeşil biber, maydanoz ve salatalık tüketilmelidir. Yanında tam buğday ekmeği veya kepekli simit tercih edilebilir. Zeytin ve ceviz omega 9 ve omega 3 kaynağıdır ve kahvaltının vazgeçilmezidir. Kahvaltıda kavurma tüketmek istiyorsak, miktarında ölçülü davranmalıyız. Diğer öğünlerde ana yemek olarak tüketeceğimiz kavurmanın kahvaltıda miktarını azaltmalıyız. 2 adet yumurtayla 2 yemek kaşığı kavurmayla yapılanı en iyisidir.
YEMEKLERE YAĞ İLAVE ETMEYİN
Kurban eti kullanılarak yapılan yemeklerde yağ ilave edilmemelidir. Özellikle katı yağlar, et yemeklerinde kullanılmamalıdır, etin kendi yağı ile pişmesi sağlanmalıdır. Kurban Bayramı’nın geleneksel yemeği haline gelen kavurmanın içine tereyağı veya kuyruk/iç yağı eklemeden, kendi suyunda, kısık ateşte pişirme yapılmalıdır. Genel olarak sakatat tüketimi de artmaktadır. Ancak özellikle kolesterol hastaları ile kalp-damar hastalığı riski taşıyan kişiler sakatat tüketiminden kaçınmalıdır.
KAVURMA VE ETİ ÖĞLE YEMEĞİNDE TERCİH EDİN
Kavurma ve kırmızı et öğle öğününde tüketilmeli, akşam öğününde ise sebze ve yoğurt posa ve kalsiyum içeriği yüksek yemekler tercih edilmelidir. Eti kısık ateşte ağır ağır pişirmek gerekir. Özellikle mide ve bağırsak hastalığı olan kişiler kurban etlerini hemen tüketmemeli, buzdolabında birkaç gün beklettikten sonra, özellikle haşlama yöntemi ile pişirerek tüketmelidirler. Sıkça görülen ve sorun oluşturabilen reflüden korunmak için kızartma ve yağlı et tüketiminden uzak durulmalıdır.
İKRAMLARI AZAR AZAR, ÖLÇÜLÜ TÜKETİN
Özelikle baklava, börek ve zeytinyağlı sarma gibi besinlerin glisemik indeksi yüksektir. Glisemik indeks; karbonhidratların kan şekeri üzerinde yarattığı etkidir. Daha hızlı kana karışıp kan şekerini yükselten karbonhidratların glisemik indeksi yüksektir. Glisemik indeksi ne kadar düşük olursa, o kadar uzun sürede tüketilen besin kana karışıp kandaki şeker oranını çok daha seviyeli bir şekilde yükseltir. Sindirim sistemimizi de çok yormazlar. Bu nedenle de glisemik indeksi düşük olan baklagiller, bulgur, sebzeler, süt ve yoğurt gibi besinlere ana öğünlerde sıkça tüketilmelidir.
DİŞLERİNİZ BAYRAM KURBANI OLMASIN
Sofralarımız baklavalar, böreklerle dolacak, çocuklar gün boyu şeker ve çikolatayla bayram kutlaması yapacak… 4 günde tüketilen şeker ve tatlı miktarı, elbette en çok dişleri etkileyecek.
“Dişleriniz bayram kurbanı olmasın” diyen Diş Hekimi Dr. Nihat Tanfer, bayram süresince dişleri korumanın yöntemlerini anlattı… Bayramda aşırı şeker tüketilmesi ağzın içinde asidik bir ortam yaratır. Daha doğrusu şekerli gıdalar dişlerin yüzeyine, özellikle de mine tabakası üstüne yapışarak, karbonhidrat moleküllerinin birikmesine yol açar. Diş üstüne biriken şekerli kalıntılar, kolaylıkla asitlenmeye sebep olduğu için de, dişlerde hızlı bir çürümeye yol açar…
TATLI SONRASI BOL SU İÇİN
Bayram ziyaretlerinde özellikle şekerli gıdalar ara öğünlerde daha sık yer alıyor. Haliyle bu durum da şekerli atıkların tüm dişlerde kalmasına neden oluyor. Ve tabii ardından da hızlı diş çürükleri ve diş eti problemleri… Gün içinde tatlı yedikten sonra diş fırçalama şansınızın bulunmadığı yerlerde, en azından ağzımızı su ile çalkalamak, en azından büyük bir bardak su içmek çok doğru olur. Ağızdaki yoğun şekerli içeriğin seyreltilmesi için su tüketimi, diş yüzeyindeki yiyecek artıklarını temizleyeceği için koruma konusunda avantaj sağlar.
BAYRAM KONUKLARINA DİŞ FIRÇASI ARMAĞANI
Bayram konuklarımız için eczaneden ya da marketten renkli ve neşeli diş fırçaları almak ve tatlı ikramından hemen sonra da onlara diş fırçalarını sunmak… Küçük bir fırça hem sevdiklerinizin diş sağlığını koruyacak hem de bu konuya dikkat çekmenin en keyifli yollarından biri olacaktır.
ÇOCUKLAR İÇİN TATLININ YANINDA SÜT
Süt ürünleri ağızdaki bakterilerin ürettiği asitler için tampon görevi görür ve böylece çürük oluşumunu azaltır. Bu yüzden çocuğunuz bayramda şeker ve tatlı yerken, yanında mutlaka bir bardak süt içmesini sağlayın. Tatlı sonrası bir parça peynir, dişlerinde oluşacak asitlenmenin etkisini en aza indirir.
FAZLA ET TÜKETMEYİN
Bu bayramda özellikle et tüketimi fazla olduğu için, kronik hastalığı olan bireyler, özellikle kalp rahatsızlığı, hipertansiyon, böbrek rahatsızlığı ve yüksek kolesterolü olanla olumsuz etkilenmekte. Günün her öğününde kurban eti tüketileceğinden, miktarları öğünlere bölmek en doğrusudur. Kahvaltıda aşırıya kaçımaması çok önemlidir. Kurban Bayramı sabahında mutlaka hafif bir kahvaltı yapılmalıdır. Aç karna sindirimi zor olan etin tüketimi midede hazımsızlık ve ağrı şikayetlerine yol açabilir. Kahvaltıda protein oldukça önemlidir. Peynir ve yumurta iyi protein kaynaklarıdır. Yanında mutlaka C vitamini kaynağı olarak domates, yeşil biber, maydanoz ve salatalık tüketilmelidir. Yanında tam buğday ekmeği veya kepekli simit tercih edilebilir. Zeytin ve ceviz omega 9 ve omega 3 kaynağıdır ve kahvaltının vazgeçilmezidir. Kahvaltıda kavurma tüketmek istiyorsak, miktarında ölçülü davranmalıyız. Diğer öğünlerde ana yemek olarak tüketeceğimiz kavurmanın kahvaltıda miktarını azaltmalıyız. 2 adet yumurtayla 2 yemek kaşığı kavurmayla yapılanı en iyisidir.
YEMEKLERE YAĞ İLAVE ETMEYİN
Kurban eti kullanılarak yapılan yemeklerde yağ ilave edilmemelidir. Özellikle katı yağlar, et yemeklerinde kullanılmamalıdır, etin kendi yağı ile pişmesi sağlanmalıdır. Kurban Bayramı’nın geleneksel yemeği haline gelen kavurmanın içine tereyağı veya kuyruk/iç yağı eklemeden, kendi suyunda, kısık ateşte pişirme yapılmalıdır. Genel olarak sakatat tüketimi de artmaktadır. Ancak özellikle kolesterol hastaları ile kalp-damar hastalığı riski taşıyan kişiler sakatat tüketiminden kaçınmalıdır.
KAVURMA VE ETİ ÖĞLE YEMEĞİNDE TERCİH EDİN
Kavurma ve kırmızı et öğle öğününde tüketilmeli, akşam öğününde ise sebze ve yoğurt posa ve kalsiyum içeriği yüksek yemekler tercih edilmelidir. Eti kısık ateşte ağır ağır pişirmek gerekir. Özellikle mide ve bağırsak hastalığı olan kişiler kurban etlerini hemen tüketmemeli, buzdolabında birkaç gün beklettikten sonra, özellikle haşlama yöntemi ile pişirerek tüketmelidirler. Sıkça görülen ve sorun oluşturabilen reflüden korunmak için kızartma ve yağlı et tüketiminden uzak durulmalıdır.
İKRAMLARI AZAR AZAR, ÖLÇÜLÜ TÜKETİN
Özelikle baklava, börek ve zeytinyağlı sarma gibi besinlerin glisemik indeksi yüksektir. Glisemik indeks; karbonhidratların kan şekeri üzerinde yarattığı etkidir. Daha hızlı kana karışıp kan şekerini yükselten karbonhidratların glisemik indeksi yüksektir. Glisemik indeksi ne kadar düşük olursa, o kadar uzun sürede tüketilen besin kana karışıp kandaki şeker oranını çok daha seviyeli bir şekilde yükseltir. Sindirim sistemimizi de çok yormazlar. Bu nedenle de glisemik indeksi düşük olan baklagiller, bulgur, sebzeler, süt ve yoğurt gibi besinlere ana öğünlerde sıkça tüketilmelidir.
DİŞLERİNİZ BAYRAM KURBANI OLMASIN
Sofralarımız baklavalar, böreklerle dolacak, çocuklar gün boyu şeker ve çikolatayla bayram kutlaması yapacak… 4 günde tüketilen şeker ve tatlı miktarı, elbette en çok dişleri etkileyecek.
“Dişleriniz bayram kurbanı olmasın” diyen Diş Hekimi Dr. Nihat Tanfer, bayram süresince dişleri korumanın yöntemlerini anlattı… Bayramda aşırı şeker tüketilmesi ağzın içinde asidik bir ortam yaratır. Daha doğrusu şekerli gıdalar dişlerin yüzeyine, özellikle de mine tabakası üstüne yapışarak, karbonhidrat moleküllerinin birikmesine yol açar. Diş üstüne biriken şekerli kalıntılar, kolaylıkla asitlenmeye sebep olduğu için de, dişlerde hızlı bir çürümeye yol açar…
TATLI SONRASI BOL SU İÇİN
Bayram ziyaretlerinde özellikle şekerli gıdalar ara öğünlerde daha sık yer alıyor. Haliyle bu durum da şekerli atıkların tüm dişlerde kalmasına neden oluyor. Ve tabii ardından da hızlı diş çürükleri ve diş eti problemleri… Gün içinde tatlı yedikten sonra diş fırçalama şansınızın bulunmadığı yerlerde, en azından ağzımızı su ile çalkalamak, en azından büyük bir bardak su içmek çok doğru olur. Ağızdaki yoğun şekerli içeriğin seyreltilmesi için su tüketimi, diş yüzeyindeki yiyecek artıklarını temizleyeceği için koruma konusunda avantaj sağlar.
BAYRAM KONUKLARINA DİŞ FIRÇASI ARMAĞANI
Bayram konuklarımız için eczaneden ya da marketten renkli ve neşeli diş fırçaları almak ve tatlı ikramından hemen sonra da onlara diş fırçalarını sunmak… Küçük bir fırça hem sevdiklerinizin diş sağlığını koruyacak hem de bu konuya dikkat çekmenin en keyifli yollarından biri olacaktır.
ÇOCUKLAR İÇİN TATLININ YANINDA SÜT
Süt ürünleri ağızdaki bakterilerin ürettiği asitler için tampon görevi görür ve böylece çürük oluşumunu azaltır. Bu yüzden çocuğunuz bayramda şeker ve tatlı yerken, yanında mutlaka bir bardak süt içmesini sağlayın. Tatlı sonrası bir parça peynir, dişlerinde oluşacak asitlenmenin etkisini en aza indirir.