En çok yabancı savaşçı Fransa ve Belçika'dan!
ABD raporunda, en çok yabancı savaşçının Fransa ve Belçika'dan gittiği, Arnavutluk, Kosova ve B.Hersek'in de "kaynak ülkeler" olduğu ifade edildi.
Türkiye'de yer alan habere göre ABD Dışişleri Bakanlığının 2014 terör raporunda, Avrupa'nın, DAEŞ ve Nusra Cephesi gibi örgütlerin saflarına katılan yabancı savaşçıların tehdidine maruz kaldığı belirtildi.
Bakanlığının yıllık küresel raporunun Avrupa bölümünde, Suriye ve Irak'a giden yabancı savaşçıların kıta için oluşturduğu tehdide vurgu yapıldı.
Yabancı savaşçıların önemli ölçüde Fransa ve Belçika'dan gittiği belirtilen raporda, Arnavutluk, Kosova, Bosna Hersek de Suriye ve Irak'a yabancı savaşçı gönderen "kaynak ülke" olarak gösterildi. Raporda ayrıca Avrupa'da, Türkiye'deki DHKP/C gibi sol ve ulusal ideolojiyi kabullenen şiddet yanlısı örgütlerin etkin olmayı sürdürdüğü kaydedildi.
Geri dönen yabancı savaşçıların Avrupa'da düzenlenen terör saldırılarından sorumlu tutulduğu ifade edilen raporda, bu kapsamda Belçika'nın başkenti Brüksel'de mayısta Yahudi Müzesi'ne saldırı düzenleyen Fransız vatandaşının dört kişiyi öldürdüğü, yine Suriye'den döndüğü tahmin edilen üç kişinin, polis ve jandarma görevlileri dahil üç kişiyi martta öldürdüğü bilgilerine yer verildi. Bunların haricinde ekim ve kasım aylarında Rusya'daki terör eylemlerine, ekim ayında da PKK'nın Türkiye'de düzenlediği eylemlere işaret edildi.
Raporda, sınırlarındaki uluslararası ulaşım noktaları ve güneyindeki Suriye ve Irak ile olan uzun sınırı nedeniyle Türkiye'nin yabancı savaşçılar için transit güzergah olmayı sürdürdüğü iddia edildi.
Türkiye'nin 2014'te yabancı savaşçı gönderen kaynak ülkelerle işbirliğini artırdığına, seyahat edenlerin taramalarını daha sıkı yaptığına ve yabancı savaşçıların sınırlarından geçişini zorlaştırdığına dikkati çekildi.
Avrupa ülkelerinin, yabancı savaşçı tehdidiyle mücadele edebilmek için mevcut yasaları kuvvetlendirdiğine ve gerekli durumlarda da yeni kanunlar çıkardığına işaret edilen raporda, Norveç ve Danimarka gibi ülkelerin şiddet içeren aşırılıkla baş etmek için toplum ve dini liderlerin desteğiyle önemli stratejiler oluşturduğu kaydedildi.
“Avrupa ülkeleri, içeride ve bölgede terör tehditlerine karşı gerekli güçlü adımları atarken, aynı zamanda dünya genelinde terörle mücadelede önemli katkılar sağladı” ifadesi kullanılan raporda, yaklaşık 40 Avrupa ülkesine ilaveten Avrupa Birliği'nin DAEŞ ile mücadele etmek için oluşturulan küresel koalisyona katkı sağlayarak etkin rol oynadığı vurgulandı.
Fransa'nın Batı Afrika'da, İspanya'nın Kuzey Afrika ve Sahra çölünün kuzeyinde, Danimarka'nın Afganistan'daki önemli çabaları, kıta ülkelerinin dünya genelindeki terörle mücadele çalışmalarının örnekleri olarak gösterildi.
Bakanlığının yıllık küresel raporunun Avrupa bölümünde, Suriye ve Irak'a giden yabancı savaşçıların kıta için oluşturduğu tehdide vurgu yapıldı.
Yabancı savaşçıların önemli ölçüde Fransa ve Belçika'dan gittiği belirtilen raporda, Arnavutluk, Kosova, Bosna Hersek de Suriye ve Irak'a yabancı savaşçı gönderen "kaynak ülke" olarak gösterildi. Raporda ayrıca Avrupa'da, Türkiye'deki DHKP/C gibi sol ve ulusal ideolojiyi kabullenen şiddet yanlısı örgütlerin etkin olmayı sürdürdüğü kaydedildi.
Geri dönen yabancı savaşçıların Avrupa'da düzenlenen terör saldırılarından sorumlu tutulduğu ifade edilen raporda, bu kapsamda Belçika'nın başkenti Brüksel'de mayısta Yahudi Müzesi'ne saldırı düzenleyen Fransız vatandaşının dört kişiyi öldürdüğü, yine Suriye'den döndüğü tahmin edilen üç kişinin, polis ve jandarma görevlileri dahil üç kişiyi martta öldürdüğü bilgilerine yer verildi. Bunların haricinde ekim ve kasım aylarında Rusya'daki terör eylemlerine, ekim ayında da PKK'nın Türkiye'de düzenlediği eylemlere işaret edildi.
Raporda, sınırlarındaki uluslararası ulaşım noktaları ve güneyindeki Suriye ve Irak ile olan uzun sınırı nedeniyle Türkiye'nin yabancı savaşçılar için transit güzergah olmayı sürdürdüğü iddia edildi.
Türkiye'nin 2014'te yabancı savaşçı gönderen kaynak ülkelerle işbirliğini artırdığına, seyahat edenlerin taramalarını daha sıkı yaptığına ve yabancı savaşçıların sınırlarından geçişini zorlaştırdığına dikkati çekildi.
Avrupa ülkelerinin, yabancı savaşçı tehdidiyle mücadele edebilmek için mevcut yasaları kuvvetlendirdiğine ve gerekli durumlarda da yeni kanunlar çıkardığına işaret edilen raporda, Norveç ve Danimarka gibi ülkelerin şiddet içeren aşırılıkla baş etmek için toplum ve dini liderlerin desteğiyle önemli stratejiler oluşturduğu kaydedildi.
“Avrupa ülkeleri, içeride ve bölgede terör tehditlerine karşı gerekli güçlü adımları atarken, aynı zamanda dünya genelinde terörle mücadelede önemli katkılar sağladı” ifadesi kullanılan raporda, yaklaşık 40 Avrupa ülkesine ilaveten Avrupa Birliği'nin DAEŞ ile mücadele etmek için oluşturulan küresel koalisyona katkı sağlayarak etkin rol oynadığı vurgulandı.
Fransa'nın Batı Afrika'da, İspanya'nın Kuzey Afrika ve Sahra çölünün kuzeyinde, Danimarka'nın Afganistan'daki önemli çabaları, kıta ülkelerinin dünya genelindeki terörle mücadele çalışmalarının örnekleri olarak gösterildi.