KADIN HAYRANIM FAZLA

Yaprak Dökümü'nün Ferhundesi Deniz Çakır, Saba Tümer'in sorularını yanıtladı...

Ferhunde olarak tanınmak...

İsim belki dizinin de önüne geçti. İsim akılda kalan bir isim. Belki karakterin de önüne geçti isim. Beni Ferhunde olarak biliyorlar.

Sinirini bozuyor mu bu durum?

Artık değil, onları da anlıyorum. Sinirimin bozulucağı bir sürü şey var. Bununla sinirim bozulursa çok fena bir şey olur. Bunları eğlenceli hale dönüştürmek gerekir.

Tiyatro için İstanbul'a geldiniz, dizi oyunculuğunu da karşı?

Karşı değil de konservatuar eğitimi alınca...Ankara'daki konservatuar eğitimi biraz daha kapalı. Orada okurken buradaki gibi dizilerde oynayamıyorsunuz. 2004 mezunuyum. O zaman daha tutucu bir tavır vardı. İster istemez sahneye çok aşık oalrak yetişiyorsun ve popüler kültüre karşı olarak yetişiyorsun. Ben hiçbir zaman karşısında olmadım ama asıl aşkıyla tutuştuğum şey sahneydi. Gelince de ayağım tozuyla kendimi sahneye atmak istedim.

Teklif üzerine mi geldiniz?

Mezun olduktan sonra Ankara'da yapabileceğin çok fazla bir şey yok. Devlet tiyatrosu var, birkaç tane özel tiyatro var ama çok işlevsel değildiler. Tiyatro yapmak istiyorsam da İstanbul'da çok fazla tiyatro var. Ve gençsin, boğulacaksam da büyük denizde boğulayım diyorsun. Tiyatro macerası diye geldim. Ama ilk önce dizi oldu.

Nasıl oldu?

Ben tiyatrolara da CV verdim, ajanslara da CV verdim. Hiç kimseyi tanımıyordum. Fakat o ajanslara verdiğim CV'lere iletişim numarası yazmadım. Sadece resimlerim ve bilgilerim var böyle leyla bir şekilde.

Heyecandan mı?

Aslında vardı iletişim bilgilerim ama o çıktıda bir karışıklık olmuş. Beni arasalar bile sadece resimlerim ve bilgilerim var. Sonradan Kadın isterse ile ilgili ,Cihan Ünal benim hocamdı konservatuarda, daha çok onun vasıtasıyla görüşmeye gittim. Beni beğendiler ve Kadın İsterse ile başladım. İyi ki de onunla başladı. Ben hep iyi cümleler kuruyorum, o diziyle ilgili. Çünkü İstanbul çok büyük bir şehir, benim için çok yabancı bir şehir. Yani her şey sıfırda. En azından maddi anlamda daha iyi ayakta durabilirsen İstanbul'da mutlu olabiliyorsun. Yoksa İstanbul o kadar güzelki her şeyi yapmak istiyorusun. Maddi anlamda olanağın yoksa ne çok mutlu oluyorsun ne de çok mutsuz, dengeli bir şekilde... o yüzden ideallerin uğruna bir şeyler yapabilme cesaretini ve şevkini kazanabilmen için de maddi anlamda iyi olmak gerekiyor. Ben hiçbir zaman aileme de yük olmadım, kendi ayaklarım üzerinde durdum. Diziyle başlamam da iyi oldu. Dizi kadrosu da çok yetkin oyunculardan oluştuğu için eğitimimin devamı gibi oldu, çok da keyifli oldu.

Cihan Beyin İstanbul'a gelmenizde herhangi bir rolü oldu mu?

Olmadı. Ben gelmeden bir yerlere CV verdim. Kadın İsterse'nin görüşmesine buraya gelmeden mi, yerleştikten sonra mı gittim bilmiyorum. Haber bekliyordum. Ama olumsuz da bir haber gelse gelecektim.

Ne kadar oldu?

2004'te mezun oldum. Ondan sonra geldim.

Kadın İsterse arkasından Yaprak Dökümü, şanslı mısınız?

Ben şansa çok inanmıyorum. Adına şans da diyebilirsiniz. Yapımcılar için de çok büyük riskti. Oynadığım karakter de patronu baştan çıkaran bir tip için ilk başta akla gelen sarışın seksi tiplemesiydi. Öyle bir imajım yoktu. Hele o zamanlar daha çocuksuydum. Sadece saçım kızıldı. Aslında bildik sarışın seksi kadın imajından farklıydım. Çok da kötü kadın imajı da yoktu yüzümde yuvarlak hatlarım falan...

Ama niye hep de kötü kadın rolü geliyor size?

Kötü kadın gelmiyor. Ben İki Arada Aşk diye bir dizi de yaptım, orada da çok tatlı bir kızdım. Kimse hatırlamıyor.

İyiler ve kötüler hatırlanır...

Ferhunde fenomen oldu. Ama bence kötülük yok. Kötülük çok göreceli bir şey. Ben kötü olarak oynamıyorum Ferhunde'yi. Sadece biraz menfaatlerini düşünen...Klasik kötü kavramı başka bir şey. O çok sevdiğim bir şey değil. İyi de çok başka bir şey. O da bana antipatik geliyor. Yani gri bir ülkede sen pembe olmaya çalışırsan bu çok ütopik, çok saçma bir şey. Birazcık uyum sağlamak gerekiyor. Mutlu olmak için azıcık zekanı kullanmak gerekiyor. Kimilerine göre kötülük  kimilerine göre bencillik ama...Benim oynadığım Ferhunde tam bir İstanbul kadını. Yani bir şehir ismi koymak gerekirse o bir İstanbul. Bu şehir için değerlendirdiğimiz zaman kötü değil aslında. Ama onu alıp Bursa'ya koyarsan kötü kadın olabilir. İstanbul için şehrin kadını o. Kadınlar tarafından destek alıyorum. Zeki ve akıllı kadın...

Zeka ve akıl aynı zamanda bencilliği ya da birtakım sşeyleri yapmayı mı gerektiriyor?

Tabii ki değil. Ama şartlar onu o yöne itiyor.

Yani mutlu olmak için her yol mübah mı?

Hayır. Ben olsam hayatta mücadele etmeyi seçerdim. O, yani benim kafamda oturttuğum kadarıyla, küçüklüğünde çok darbe gördüğü ve başka buhranlar içinde yetiştiği için artık hayatla çok fazla mücadele etmeyip daha kolayı seçiyor. Kolay yoldan para kazanmak, kolay yoldan mutlu olmak, ben rahat olayım da diğerleri umrumda değil gibi. Elbetteki yanlış. Ama kötülük bu mu, bilmiyorum. Kötü daha başka bir şeymiş gibi. Tek iyi, tek kötü yok yani.

Evet ben de çok sinirleniyorum. Ama bir taraftan da oyuncu oynadığı karakteri savunmalıdır. Ona çok inanıyorum. Haklı bulmak zorunda değil. Ama onu savunmalı ki anlayabilsin. Anlayamadığın karakteri oynayamazsın. Ben Ferhunde'yi sevmiyorum mesela ama anlıyorum onu. Çünkü inanmazsam ve anlayamazsam oynayamam.

Peki 'Sevmiyorum' deyince yapımcılar kızmıyor mu?

Öyle sevmek değil. Ferhunde arkadaşım olsa...

Ferhunde ile arkadaşlık eder misiniz?

Hayır. Çok yakınımda tutmam. Herkesle arkadaşlık ederim de, çok yamacımda olamaz. İnsan ayırmam ama anlarım da insandan. Eskiden çok önyargılıydım. 'Bu benim arkadaşım olamaz' gibi cümleler kurardım. Ayrıca hata yapmak bir sonraki adım için çok öğretici.

Ferhunde'nin sevgilisi Levent diziden ayrıldı...

Zaten o yan bir karakterdi. Ailenin öyküsü ön planda ya. Zaten Ferhunde gelin. O gelinin hayatındaki insanlardan biriydi. Dolayısıyla ara sıra girebilir. Ben en fazla iki bölüm sonrasını biliyorum, bilmemek de hoşuma gidiyor. Belki 4 bölüm sonra tekrar bir maceraları olabilir.

Peki gerçek hayatta nasıl bir insansınız?

Aslında bir oğlak kadınıyım ve mantığımla hareket etmem gerekir. Ama yükselenim dengeç...Kendimle ilgili net cümleler kuramıyorum. Biraz dengesizlik var. Tutarlı bir halim yok. Elimde olmayan duygularım üzerinden hareket ediyorum. Eskiden çok kontrollüydüm. Ankara'da 'Şunu kesinlikle yaparım' dediğim şeyler vardı. Ama İstanbul beni ehlileştirdi. Daha esnek oldum. Büyük cümlelerden çok korktum. Eskiden daha nettim.

Çok erkek hayranınız var değil mi?

Benim kadın hayranım daha çok. Bu güç ve kendini gerçekleştirmekle ilgili galiba. Ben de şaşırıyorum. Fiziğimden güzelliğimden zityade oyuncluğumdan söz ediyorlar. Bu da beni çok mutlu ediyor.

Aşkı nasıl yaşarsınız?

Etki tepki olayı. Nasıl birisine aşıksa ona uyum sağlayarak. Aynı hattan giderek. Artık birlikte adım atmayı öğrenmeye çalışıyorum. kafamda bazı önemsediğim şeyler var. Bazı olaylara karşı verdiği tepkiler belirleyici oluyor galiba.

Yaprak Dökümü'nden sonraki planlarınız?

Tiyatro yapmak istiyorum artık. Uyarca'da iki sezon oynadım. Bu sezon tiyatro yapmadım ve çok özledim. İstediğim ve beni heyecanlandıran bir oyun istiyorum. Dizi için de bu kadar iddialı oyundan sonra bir sonraki adım çok riskli oluyor. Dolayısıyla çok zorlu bir süreç bizi bekliyor. Ben Ferhunde'yi oynarken o kadar çok şey öğrendim ki kadına dair şu yaşımda...Hakikaten ciddiye alınca bir sürü şey öğretiyor. Dolayısıyla bu kadar iyi senaryolarla karşılaşabilmek niyetindeyim.

habertürk

Sadettin Saran'ın kalbini çalan güzel, başka biri çıktı! Feraye Tanyolaç’tan mahkemeye 'pireli' ve 'fareli' dilekçe Hülya Avşar'dan olay olacak sözler Özcan Deniz'in oğlu Kuzey 6 yaşına bastı Nihal Candan cezaevi günlerini anlattı Görüntüsüyle şaşırtan Sertab Erener eleştirilere bozuldu