Zeynep Gülmez: 'En büyük idealim kendimi aşmak'
TRT 1’de yayımlanan ‘Yeşil Deniz’ dizisindeki performansıyla son günlerde adından sıkça söz ettiren Zeynep Gülmez, bir yandan da 10 Nisan’da vizyona girecek olan ‘Kaçış’ filminin heyecanını yaşıyor.
Zeynep Gülmez'in Akşam'da yayınlanan röportajı..
Oyunculuk kanınıza nasıl işledi?
Oyunculuğa ağabeyimin desteğiyle başladım. 9 Eylül Üniversitesi oyunculuk bölümünü bitirdikten sonra Bursa Devlet Tiyatrosu ve İstanbul’daki çeşitli özel tiyatrolarda sahne aldım. Tiyatronun ardından Tümay Özokur’un da desteğiyle mesleğimde hızlı ve emin adımlarla ilerledim.
Oyuncu olmasaydınız ne olurdunuz?
Oyuncu olmasaydım yine görsel sanatlarla ilgili bir şey olabilirdi; müzisyen olabilirdim.
Çocukluğunuz nasıl geçti?
Çok güzel bir çocukluk yaşadım. Çocukluğumu çocuk gibi geçirdim. Hiç sıkılmazdım. Her daim oyun oynayacak bir şey bulurduk. Sokakta ip atlar, evde robotçuluk oynar, zaman zamanda mahalleden arkadaşlarımla evcilik oynardık. Çok mutlu ve aktif çocuklardık. Şimdiki çocuklar maalesef bilgisayar oyunlarının kölesi durumunda. Sosyallikleri gelişemeyen, içe kapanık hatta o kadar olanakları olmasına rağmen sıkılgan memnuniyetsiz çocuklar var artık toplumumuzda.
‘Yeşil Deniz’ dizisinde canlandırdığınız Gülenay karakteri sizce nasıl bir karakter? Benzeyen taraflarınız var mı?
Dizi 90’lı yıllarının ortasında Yeşilova denilen bir kasabada geçiyor. Yeşilova Belediye Başkanı’nın eşi ‘Gülenay’ı canlandırıyorum. Sıcakkanlı, kızına ve eşine bağlı, kaside duydu mu kendinden geçip bayılan tatlı bir kadın bu. Ama şu anki bölümlerde kocasına rakip çıkıyor ve belediye başkanlığına adaylığını koyuyor. Kadın dayanışması adı altında kadınlardan oy isteyip bir sürü vaatlerde bulunuyor.
MOTOSİKLET KULLANIRKEN ALDIĞIM ADRENALİNİ HİÇBİR ŞEYE DEĞİŞMEM
Burak Serdar Şanal, Öykü Çelik ve Melis Babadağ’la aynı dizide rol alıyorsunuz. Birbirinize sette yardımcı olur musunuz?
Hepsi birbirinden tatlı insanlar. Dizinin ilk bölümünden itibaren hiç yabancılık çekmedim. Saygılı, çalışkan, enerjik ve kabiliyetli genç oyuncularla çalışmak, daha kaliteli, daha heyecanlı bir işi de ortaya çıkarmaya yetiyor.
Zaman zaman Bebek ve Etiler’de motosiklet kullanırken görüntüleniyorsunuz. Motosiklete olan tutkunuz nasıl oluştu? Motor kullanırken kadın sürücü olmanın getirdiği zorluklar var mı?
Çocukluğum bisiklet üstünde geçti diyebilirim. Zaten o zamanlar büyüyünce motora bineceğim diyordum. Fazla yabancılık ve zorluk çekmedim. Motor kullanırken aldığınız adrenalin, gezerken aldığınız toprağın kokusunu, hiçbir şeye değişmem. Ama İstanbul’da motosiklet kullanmak çok tehlikeli ve zor... Evet, bir yerden bir yere giderken hayatınızı kolaylaştırıp hızlıca varabiliyorsunuz gideceğiniz yere ama çok kötü araba kullananlar siz iyi motor kullansanız da tehlikeye sürükleyebilir. Hele bir de kadınsanız daha çok dikkat etmeniz gerekiyor. O yüzden daha çok şehir dışında ya da sahil kenarlarında kullanıyorum.
Son dönemde kadına şiddet arttı… Yaşanan olaylarla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Kadına şiddet her zaman vardı. Ataerkil toplumda zaten temelden sorunlar başlıyor. Erkeğin gücü, erkeğin özgürlüğü, kadının ayıbı, kadının ezikliği; hep bu terimlerle büyüdük. Bu durumları aşmak gerekir ama önce bilinçli bir toplum gerekir. Okuyan, bilgili, sorgulayan ve düşünen bir toplum... Bu yargılar değişmeden cinayetleri ve şiddetleri hep duyacağız maalesef.
DİZİLERDEN YANA ŞANSLIYIM
Daha çok dizi mi yoksa sinemayı mı tercih edersiniz?
Dizi ya da sinema gibi bir ayrım yapmıyorum. Oynayacağım rol eğer istediğim gibiyse ikisi de olur. Dizilerde daha şanslıyım sanırım.
Geçmişte toplu taşıma araçlarında çekindiğiniz doğru mu?
Toplu taşıma araçlarında tek ben kalırsam korku yaşardım. O kadar kötü olaylar duyuyoruz ki güvensiz insanlar olduk. Temkinli olmak zorundayız maalesef.
10 Nisan’da ‘Kaçış’ adlı sinema filminiz gösterime girecek. Çekimler nerede gerçekleşti?
Ben Bursalıyım, Bursa’nın bir ilçesinde çekildi sahnelerim. Ama yoğunluktan ailemi görecek vaktim olmadı. Atilla Bey’le ilk kez tanıştık, güzel bir iletişimimiz oldu.
Oyunculukta bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?
Yıllarca oynayan bir oyuncu olarak aslında en büyük idealim, kendimi aşmak, farklı ve zorlayıcı rollerde oynamaktır... Hep aynı tarz roller oynamak bir oyuncuyu sıkar.
Oyunculuk kanınıza nasıl işledi?
Oyunculuğa ağabeyimin desteğiyle başladım. 9 Eylül Üniversitesi oyunculuk bölümünü bitirdikten sonra Bursa Devlet Tiyatrosu ve İstanbul’daki çeşitli özel tiyatrolarda sahne aldım. Tiyatronun ardından Tümay Özokur’un da desteğiyle mesleğimde hızlı ve emin adımlarla ilerledim.
Oyuncu olmasaydınız ne olurdunuz?
Oyuncu olmasaydım yine görsel sanatlarla ilgili bir şey olabilirdi; müzisyen olabilirdim.
Çocukluğunuz nasıl geçti?
Çok güzel bir çocukluk yaşadım. Çocukluğumu çocuk gibi geçirdim. Hiç sıkılmazdım. Her daim oyun oynayacak bir şey bulurduk. Sokakta ip atlar, evde robotçuluk oynar, zaman zamanda mahalleden arkadaşlarımla evcilik oynardık. Çok mutlu ve aktif çocuklardık. Şimdiki çocuklar maalesef bilgisayar oyunlarının kölesi durumunda. Sosyallikleri gelişemeyen, içe kapanık hatta o kadar olanakları olmasına rağmen sıkılgan memnuniyetsiz çocuklar var artık toplumumuzda.
‘Yeşil Deniz’ dizisinde canlandırdığınız Gülenay karakteri sizce nasıl bir karakter? Benzeyen taraflarınız var mı?
Dizi 90’lı yıllarının ortasında Yeşilova denilen bir kasabada geçiyor. Yeşilova Belediye Başkanı’nın eşi ‘Gülenay’ı canlandırıyorum. Sıcakkanlı, kızına ve eşine bağlı, kaside duydu mu kendinden geçip bayılan tatlı bir kadın bu. Ama şu anki bölümlerde kocasına rakip çıkıyor ve belediye başkanlığına adaylığını koyuyor. Kadın dayanışması adı altında kadınlardan oy isteyip bir sürü vaatlerde bulunuyor.
MOTOSİKLET KULLANIRKEN ALDIĞIM ADRENALİNİ HİÇBİR ŞEYE DEĞİŞMEM
Burak Serdar Şanal, Öykü Çelik ve Melis Babadağ’la aynı dizide rol alıyorsunuz. Birbirinize sette yardımcı olur musunuz?
Hepsi birbirinden tatlı insanlar. Dizinin ilk bölümünden itibaren hiç yabancılık çekmedim. Saygılı, çalışkan, enerjik ve kabiliyetli genç oyuncularla çalışmak, daha kaliteli, daha heyecanlı bir işi de ortaya çıkarmaya yetiyor.
Zaman zaman Bebek ve Etiler’de motosiklet kullanırken görüntüleniyorsunuz. Motosiklete olan tutkunuz nasıl oluştu? Motor kullanırken kadın sürücü olmanın getirdiği zorluklar var mı?
Çocukluğum bisiklet üstünde geçti diyebilirim. Zaten o zamanlar büyüyünce motora bineceğim diyordum. Fazla yabancılık ve zorluk çekmedim. Motor kullanırken aldığınız adrenalin, gezerken aldığınız toprağın kokusunu, hiçbir şeye değişmem. Ama İstanbul’da motosiklet kullanmak çok tehlikeli ve zor... Evet, bir yerden bir yere giderken hayatınızı kolaylaştırıp hızlıca varabiliyorsunuz gideceğiniz yere ama çok kötü araba kullananlar siz iyi motor kullansanız da tehlikeye sürükleyebilir. Hele bir de kadınsanız daha çok dikkat etmeniz gerekiyor. O yüzden daha çok şehir dışında ya da sahil kenarlarında kullanıyorum.
Son dönemde kadına şiddet arttı… Yaşanan olaylarla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Kadına şiddet her zaman vardı. Ataerkil toplumda zaten temelden sorunlar başlıyor. Erkeğin gücü, erkeğin özgürlüğü, kadının ayıbı, kadının ezikliği; hep bu terimlerle büyüdük. Bu durumları aşmak gerekir ama önce bilinçli bir toplum gerekir. Okuyan, bilgili, sorgulayan ve düşünen bir toplum... Bu yargılar değişmeden cinayetleri ve şiddetleri hep duyacağız maalesef.
DİZİLERDEN YANA ŞANSLIYIM
Daha çok dizi mi yoksa sinemayı mı tercih edersiniz?
Dizi ya da sinema gibi bir ayrım yapmıyorum. Oynayacağım rol eğer istediğim gibiyse ikisi de olur. Dizilerde daha şanslıyım sanırım.
Geçmişte toplu taşıma araçlarında çekindiğiniz doğru mu?
Toplu taşıma araçlarında tek ben kalırsam korku yaşardım. O kadar kötü olaylar duyuyoruz ki güvensiz insanlar olduk. Temkinli olmak zorundayız maalesef.
10 Nisan’da ‘Kaçış’ adlı sinema filminiz gösterime girecek. Çekimler nerede gerçekleşti?
Ben Bursalıyım, Bursa’nın bir ilçesinde çekildi sahnelerim. Ama yoğunluktan ailemi görecek vaktim olmadı. Atilla Bey’le ilk kez tanıştık, güzel bir iletişimimiz oldu.
Oyunculukta bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?
Yıllarca oynayan bir oyuncu olarak aslında en büyük idealim, kendimi aşmak, farklı ve zorlayıcı rollerde oynamaktır... Hep aynı tarz roller oynamak bir oyuncuyu sıkar.