Avukat Yusuf Erikel: "Ağzımdan kan geliyordu bana ‘şov yapıyorsun’ dediler"

Avukat Yusuf Erikel, FETÖ’nün Ergenekon kumpasıyla girdiği Silivri Cezaevi’nde 6 yıl önce kansere yakalandı. Erikel, bu süreçte örgüt üyelerinden gördüğü insanlık dışı muameleyi Sabah’a anlattı...

Avukat Yusuf Erikel: "Ağzımdan kan geliyordu bana ‘şov yapıyorsun’ dediler"
Sabah Gazetesi'nden Fatih Ulaş'ın haberine göre İstanbul'da 10 yıl sonra yeniden başlayan Ergenekon davasında sanıklardan avukat Yusuf Erikel'i Çağlayan Adliyesi kolidorlarında görenler tanıyamadı.

Erikel, yaşadığı FETÖ zulmünü anlattı. Avukat Yusuf Erikel, 2007'de Ergenekon davasında tutuklanan teğmenler ve Toplumsal Dönüşüm Yayınevi yöneticilerinin avukatlığını yapıyordu. Bu yayınevi, 1999'de Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun Gülen hakkında ses getiren "Köstebek" kitabının da yayıncısıydı. Erikel, Silivri Cezaevi'ndeki duruşmalarda yaptığı savunmalarla dikkat çekti. Bu dava üzerinden insanlara zulüm yapıldığını ancak bu zulümleri yapanların "Ebrehe'nin orduları" gibi bozguna uğrayacağını söyledi. İslami terimlerle yaptığı savunmalarıyla ilgi gören Erikel, hafızdı ve İslâm Hukuku üzerine eğitim almış bir avukattı. Onun savunmalarından rahatsız olan Zekeriya Öz, 3 Nisan 2010'da yayınevinin eski sahiplerinden Hayri Bildik ve Erikel'i tutuklattı.

ASILSIZ SUİKASTLA SUÇLANDI

Hacı Ali Hamurcu isminde bir kişinin ifadesiyle Mason üstadlarına suikast girişimiyle suçlandı. Ancak Hamurcu, bu ifadeyi kendisine savcı Zekeriya Öz'ün verdirdiğini itiraf etti. Erikel hakkındaki bu suçlama düştü. Ancak Ergenekon terör örgütü üyesi diye yargılanmaya devam edildi. Davanın avukatıyken sanık olan Erikel, bir yıl kaldığı Silivri Cezaevi'nde kanser oldu. Nisan 2011'deki duruşmada tüm Ergenekon sanıkları "Erikel tedavisi için serbest bırakılsın. Bu davada ikinci bir Kuddusi Okkır vakası yaşanmasın" dediler. O duruşmada tahliye edilen Erikel, 6 yıldır tedavi görüyor. 46 yaşındaki Erikel yaşadıklarını şu ifadelerle anlattı:

"Duruşmalarda savunmaları yaparken FETÖ rahatsız oldu ve uyduruk iddialarla bir sabah beni de içeri aldılar. Çok ağır, psikolojik sıkıntılara maruz kaldık. Bize emniyette çöpten ekmek yedirdiler.

Bana 'Darbeci', 'Müslüman düşmanı' dediler. Halbuki ben hafızım. Babam müftü.

Silivri Cezaevi'ndeyken ağzımdan kan gelmeye başladı. Bana 'şov yapıyorsun' diyorlardı. Beni hastaneye göndermediler. Beyin bölgemdeki kanser öyle bir büyümüş ki, portakaldan büyük olmuş. Ondan sonra sevk ettiler. Doktor 15 günlük ömrü kalmış diyebeni attılar. Çünkü benden önce Kuddusi Okkır öldü.

Şu an tat, koku almam yok. Sıvı ile besleniyorum.

"İNŞALLAH ERGENEKON'UN İNTİKAMINI GÖRÜRÜZ"

Doktor ne derse desin ben Allah'a dua ediyorum, moralli bir şekilde yaşıyorum. O kötü durumlardan bizi bugünlere getiren Allah, bundan sonra da götürür. En azından Ergenekon'un intikamının alındığı günleri görürüz. Bir kısmını gördük, kalanını da görürüz."