Bağış kampanyası tartışması büyüyor

CHP’li 11 büyükşehir belediyesinin salgınla mücadele kapsamında başlattığı bağış kampanyalarının İçişleri Bakanlığı’nın genelgesine takılmasının ardından CHP’lilerin Soylu ile yaptığı görüşmeden “uzlaşma” çıkmadı. CHP “geri adım atmama” kararı aldı.

Bağış kampanyası tartışması büyüyor

İçişleri Bakanlığı’nın, CHP’li büyükşehir belediyelerin bağış kampanyalarına “dur” diyen genelgesinin ardından başlayan tartışma büyüyor. CHP kurmaylarının İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile yaptığı görüşmeden de “uzlaşma” çıkmadı. Bağış kampanyalarının kanuna uygun olduğunu savunan CHP ise “geri adım atmama” kararı aldı.

Temaslar sonuçsuz

Milliyet Gazetesi’nden Şevket Yaman'ın edindiği bilgilere göre, genelge üzerine CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ile Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Bakan Soylu’yu ziyaret etti. Görüşmede İller İdaresi Genel Müdürü Ali Çelik de hazır bulundu. Soylu görüşmede belediyelerin nasıl yardım toplayabileceğinin tarifini yaptı. İlk şart olarak belediyelerin 2860 Sayılı Yardım Toplama Kanun gereğince valiliklerden izin alması gerektiğini anlatan Soylu’nun, “şartsız” bağışlar için de bilgi verdiği belirtildi. Soylu’nun, 5393 sayılı kanunun 38/l ile 5216 sayılı kanunun 18/g maddesini anımsatarak, büyükşehir belediye başkanının şartsız bağışları kabul etme yetkisi olduğunu vurguladığı, bunu sağlamak için ise her bağışçının belediye başkanından “olur” aldıktan sonra bankaya bağış yapabileceğini ifade ettiği öğrenildi. Her bağışçı için bu işlemi yapmanın zor olacağını belirten CHP kurmayları da, başkanının ilgili bankaya “toplu muvafakatname” vermesi önerisini dile getirdi. Ancak bu formülde de bir uzlaşma sağlanamadı. Soylu’nun genelgede bir siyasi amaç bulunmadığını belirterek, “kanuna aykırı işlem yapamam” dediği aktarıldı. 

Soylu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile de bir telefon görüşmesi yaptığı öğrenildi.

‘Geri adım yok’

CHP kurmayları görüşmenin ardından Kılıçdaroğlu’na bilgi verdi. Bu görüşmeden de “geri adım atmama” kararı çıktı. Bunun üzerine 10 il belediyesine de “siz de kampanya başlatın” talimatı verildi. Belediyelere gönderilen yazıda da “Belediyelerin bağış toplama yetkisinin bulunduğu, engelleme kararına karşı dava açabileceği” belirtildi. CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı da dün video konferans yöntemiyle bir yol haritası oluşturmaya çalıştı.

‘Vatandaşın ihtiyaçları karşılanıyor mu, araştırın’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin il ve ilçe başkanlarına, karantina uygulanan yerleşim yerlerindeki vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmadığının araştırılması talimatını verdi.

Kılıçdaroğlu dün sosyal medya hesapları üzerinden yayımladığı video mesajında, şu açıklamalarda bulundu:

“Salgın hastalık nedeniyle siyasal iktidar haklı olarak pekçok yerde karantina uyguladı. Şimdi sorulması gereken soru şu; karantina uygulanan yerlerde bu kişilerin ihtiyaçları nasıl ve kim tarafından karşılanacak? Bu sorunun cevabını Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 83. maddesi vermiş. Diyor ki; karantina uygulanan yerlerde vatandaşların yiyeceği, içeceği, doğalgazı, elektiği, suyu, kirası iktidar tarafından karşılanır. Buradan bütün il, ilçe başkanlarıma, belediye ve il genel meclis üyelerine açık bir çağrı yapıyorum. Lütfen gidiniz bu vatandaşların harcamaları valilik tarafından karşılanıyor mu, karşılanmıyor mu veya kim tarafından karşılanıyor? Bunları araştırınız. Hiçbir vatandaşımın mağdur olmasını istemem, karantina uygulanacak yerlerde sosyal devletin kendisini göstermesi lazım. O vatandaşların masrafını karşılasınlar. Yapmadıkları takdirde biz onların haklarını sonuna kadar arayacağız ve savunacağız.”

‘Kararlılığımız sürüyor’

CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı, video konferans yöntemiyle yaptıkları toplantının ardından ortak açıklama yayımladı. Yazılı açıklamada, özetle şunlar kaydedildi:

“Belediyelerin ‘bağış’ kabul etmesi tamamen yasalken, İçişleri Bakanlığı’nın yıllardır belediyelerce yapılan uygulamayı ‘yardım’ kapsamına sokarak anlaşılması imkânsız bir gerekçeyle engellemesi sadece yardım bekleyen vatandaşlarımızın mağduriyetini artıracaktır. Bu konuda ‘kim haklı kim haksız’ tartışmasına girecek ve insanlarımız çare beklerken zaman kaybedecek durumda değiliz. Bu hususu kamuoyunun takdirine ve hukuka bırakıyoruz. Bu hassas durumun, siyasi kamplaşma çabalarına alet edilmesini istemiyoruz. Bizlerin ‘haklı-haksız’ kavgası yapmak yerine, ekmeksiz kalana ekmek götürmek gibi bir önceliğimiz, kutsal bir görevimiz ve vazgeçilmez bir derdimiz var. Bu tartışmalara asla girmek istemiyoruz. Salgın felaketi karşısında halkımızın yanında olacağımızı ve her türlü yardımı kendilerine ulaştırma konusunda kararlılığımızın sürdüğünü bilinmesini istiyoruz.”

‘Engelleyen suç işliyor’

Altay ve Torun dün TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Altay, “Yangın var belediye başkanları ellerine kova almış, ‘bırakın o kovaları’ deniyor” ifadelerini kullandı. Torun ise, “Başkanlarımız yasal yetkisini kullanarak bu bağışları kabul etti. Ama siz ‘hayır yapamazsınız’ diyorsunuz. Ayrışmanın zamanı değil. Bunu engelleyenler suç işliyor, vatandaşa ihanet etmiş oluyor” dedi. Torun, Soylu’nun, “Devlet izin vermeden ‘Ben yardım topluyorum’ dersen, siz başka bir devlet oluşturmak istiyorsunuz” açıklamasına ise, “Sayın Bakan paralel devletin nasıl kurulduğunu iyi bilir. Biz paralel devletten anlamayız bizim için bir tane Türkiye Cumhuriyeti Devleti var” yanıtını verdi.