Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan sert ifadeler!

Başbakan Erdoğan Kahramanmaraş’ta yaptığı mitingde, CHP’yi geçmişte Hitler ve Mussolini’yi desteklemekle itham etti ve “Bugün de Hitler’in izinden giden İsrail’e sahip çıkıyor” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan sert ifadeler!
Milliyet'te yer alan habere göre Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş’daki mitingde şu mesajları verdi:

-  KAHRAMANMARAŞ SURİYELİLERE DİL UZATMAZ: Suriyeli kardeşlerimiz ile ilgileniyor olmamız, hem içeride hem dışarıda hem de maalesef Kahramanmaraş’ta birilerini rahatsız etti ve ediyor. Kahramanmaraş, muhacirin ve ensarın, Hazreti Ömer’in, Hazreti Halid bin Velid’in, Hazreti Malik bin Ejder’in şehridir. Evlerini, yurtlarını terk etmek zorunda kalmış, kardeşlerine sığınmış, muhacir konumundaki Suriyeli kardeşlerime, biliyorum ki gerçek manada Kahramanmaraşlı el kaldırmaz, el uzatmaz, dil de uzatmaz.  

-  CHP HİTLER’E SAHİP ÇIKTI: CHP, Hitler’e sahip çıkmıştı, Mussolini’ye sahip çıkmıştı, Hitler’e övgüler düzmüştü. Hatta Hitler’in safında yer almıştı. bugün de Hitler’in izinden giden İsrail’e sahip çıkıyor. CHP, kurulduğu andan itibaren İsrail’in yanında yer aldı, bugün de yanında durmaya devam ediyor.

-  İSTİKLAL MARŞI’NI ÖĞRETSİNLER: Bahçeli ne diyor? Evime çocukları gönderip andımızı okutacakmış. Bahçeli sen çocukları çatı adayınızın evine gönder. Monşer adayınıza bir zahmet İstiklal Marşı’nı öğretsinler. Ben çarkçı Kemal’i tanımıştım da şimdi bir de çarkçı Ekmel çıktı. Diyor ki “Ben orada öyle bir şey demedim.” Güya bu bir profesör. Diyor ki “Ben bir beyit okudum.” Ey profesör. Bu bir kıta. Beyit iki mısradan oluşur. Senin her yerin profesör olsa ne yazar? Dürüst ol dürüst. Yalan söyleme. Sürçü lisan ettik de. Siyasetin bu inceliklerini kavrayamadı. Ama vakti de yok.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Manisa’daki mitingde de yine İhsanoğlu’na yüklendi:

-  KİM YALAN SÖYLÜYOR: ‘Ben  öyle bir şey demedim’ diyor. Çakma ya. Ben  diyor, ‘Bu beyiti okudum, şehitlere yönelik bir beyit’ Bir dakika. İnceliği  kaçırıyorsunuz. Bir defa bu bir dörtlük. Dörtlük edebiyatta kıtadır. Beyit değil.  Beyit iki mısradan oluşur, iki mısradan. Ey Ekmel, sen profesör olmuşsun ama...Ey Ekmel, kim yalan söylüyor? Buyur,  ispat burada. İspat burada. Anında yakalarız anında. Bu iş öyle kalkıp ders  anlatmaya benzemez.

-  GÖREVDEN ALIN DEDİLER: Suudi Arabistan kaç kez ‘Şunu görevden alın, başka bir Türk gönderin’ dedi ikinci dönemde... Açık söylüyorum. Bana da Cumhurbaşkanımıza da Dışişleri  Bakanına da ‘Beni savunmuyorsunuz’ diye yalvarmıştır. Böyle. Neymiş, ‘Bana şeref  madalyası taktılar.’ Gidiyorsun diye taktılar sana şeref madalyasını, senden  kurtuluyoruz diye taktılar onu. Dürüstlük diye bir şey yok. Bak üç tane şahit  veriyorum. Cumhurbaşkanımız, ben ve Dışişleri Bakanımız. Üçümüze de Suudi Kralı  da Dışişleri Bakanları da ‘Bunu alın da buraya bir başkasını verin’ diye ikinci dönemde bizden rica etmişlerdir. Bu kendisi bizzat bana ‘Beni savunmuyorsunuz’  diye dert yanmıştır. Dedik, ‘Bizim ilişkilerimizi bozuyorsun. İlişkilerimizi  bozuyorsun’. Çek şanınla ayrıl buradan. Ama tabii oradaki koltuk bırakılır mı?  Tabii para da iyi. Bırakılır mı? Bırakamadı. Bunlar böyle.

-  BİLGİ VERMİŞLER: Bunların inlerine gireceğiz demiştim. Girdik mi? Devam ediyor, daha bitmedi. Şimdi, onlardan bir tanesi diyor ki, ‘Bizim üstlerimiz, Başbakana bilgi’ verdi. Şimdi buradan sesleniyorum, zerre kadar sizde onur varsa, haysiyet varsa, Başbakana kim bilgi vermiş, onları da açıklayın. Çünkü namuslu davranmayı öğretmedi size Pensilvanya. Size ‘Takiye de yapabilirsiniz’ dedi. ‘Yalan da söyleyebilirsiniz’ dedi. İftira da atabilirsiniz’ dedi. Siz öyle geldiniz ve bu ülkeyi, bu devleti, bu ümmeti, bu toplumu siz bölmeye çalıştınız. Ama bu süreç devam edecek. Bu kardeşiniz eğer cumhurbaşkanı olursa, bu can, bu tende oldukça bu mücadele devam edecek.