BİR GARİP BOŞANMA HİKAYESİ
"Eşim günde 7 kez namaz kılıp, 49 bin kez 'Allah' diyor"
Eşini "tarikata girip direksiyon başında bile namaz kılmakla" suçlayan kadın avukat ile "Yabancı kolejlerde okudum. Medeni bir insanım" diyerek kendisini savunan doktorkocası arasındaki boşanma davası, anlaşma ile sonuçlandı. 12 yıllık evli çift, kızlarının velayeti annesinde kalmak kaydıyla birbirlerinden maddi ya da manevi herhangi bir talepleri olmadan boşandı.
İstanbul Barosu avukatlarından B.Ö.A. geçtiğimiz Ocak ayında
Sarıyer Aile
Mahkemesi'ne başvurarak 12 yıllık eşi Op.Dr. İ.E.A'ya boşanma
davası açtı. B.Ö.A, doktor kocası ile 1997 yılında evlendiklerini
ve bir kızları olduğunu belirtti.
Kocasının 2001 yılından itibaren tarikat benzeri bir oluşuma dahil
olduğunu savunan kadın avukat, eşinin inancı gereği günde 49 bin
kez "Allah" dediğini ve sürekli zikir halinde olduğunu iddia etti.
Avukat kadın, doktor kocasının tarikat kurallarına göre günde 7 kez
ve ve hatta direksiyon başındayken bile namaz kıldığını ileri
sürdü. B.Ö.A, bu nedenle hem kendisinin hem kızlarının hem de
trafikte seyreden vatandaşların hayatlarının tehlikeye girdiğini
savundu. Avukat A, kocasının eleştirilerine, "Zeki ve akıllı bir
insanım. Trafik kurallarını biliyorum" diye
yanıt verdiğini de belirtti.
600 bin TL tazminat talep etti
Kocasının dişlerini fırçalamak yerine misvak kullandığını öne süren
B.Ö.A, bu
tarikatın adını daha sonra açıklayacağını ancak Emin Çölaşan ve
Hulki Cevizoğlu'nun bu tarikat ile ilgili yazılar kaleme
aldıklarını savundu. B.Ö.A, "Hatta, Allah tarafından yazıldığına
inandıkları bir de kitapları bulunuyor" iddiasında bulundu.
Kızlarının velayetinin kendisine verilmesini isteyen davacı kadın,
çocuk için aylık 2 bin TL nafaka; kendisi için de 600 bin TL
maddi-manevi tazminat talep etti.
"Anlaşmalı boşanamazsak konuşacağım!"
Tarikatçı olmakla suçlanan Opr. Dr. E.İ.A. ise
mahkemeye sunduğu yanıt dilekçesinde karısının iddialarının
"mesnetsiz ve saçma" olduğunu savundu. E.İ.A, "Böyle bir dilekçe
yazan bir eşle birlikte yaşama şansım kalmamıştır" derken kanuni
şartlara uymayan davanın reddini istedi. Karısının kendisinden özür
dileyip hazırlanacak protokolü kabul etmesi halinde boşanmaya hazır
olduğunu belirten E.İ.A, "Yabancı kolejlerde okudum. Tıp eğitimi
aldım. Genel cerrah oldum. Şişli Etfal Hastanesi'nde çalışıyorum.
Medeni bir insanım. 12 yıllık evliliğimiz süresince eşime sevgi ve
saygı gösterdim. Dava dilekçesi elime geçene kadar herhangi bir
sürtüşme yaşamadık. Çocuğum etkilenmesin diye tek tek iddialarına
yanıt vermeyeceğim" dedi. Anlaşmalı boşanma gerçekleşmezse eşinin
tüm iddialarına yanıt vereceğini belirten E.İ.A, istenen tazminat
ve nafaka miktarını ödeyecek gücü olmadığını savundu.
12 yıllık evlilikleri anlaşmalı sona erdi
Çift, uzlaşma görüşmelerinin ardından Sarıyer Aile Mahkemesi'ne
sundukları protokol ile 12 yıl süren evliliklerini noktaladı.
Protokol uyarınca kızları D'nin velayeti annesine verilirken,
babanın aylık 500 TL nafaka ödemesi karara bağlandı. Ayrıca
protokol uyarınca çiftin birbirinden maddi ya da manevi herhangi
bir taleplerinin olmadığı öğrenildi.
İŞTE O TARİKAT
Avukat B.Ö.A.'nın eşinin üyesi olduğu tarikatın özellikleri ile
İskender Erol Evrenosoğlu'nun 1960'ların sonunda Denizli'de kurduğu
Mihr grubu ile aynı. Nakşibendiler'in bir kolu olan gruba
"medeniyet, irfan, hayır ve ref" kelimelerinin baş harflerinin bir
araya getirilmesi ile oluşan "MİHR" ismi verildi. Tarikat üyeleri,
Evrenosoğlu'nun 'mehdi' olarak görevlendirildiğini ve bunun
belirtilerinin ise sol omzundaki nur, sağ omzundaki sancak,
belindeki kılıç ve kendisine Allah
tarafından Kuran-ı Kerim'den sonra yollanan "Risalet Nurları"
isimli bir kitap olduğuna inanıyorlar. Tarikat üyeleri, ayrıca
İslam'da esas olanın ruhun dünyadayken nefsten arındırılarak,
Allah'a ulaştırılması gayesi olduğuna, bunun da gereğinin zikir
olduğuna inanıyorlar. Tesbih çekerek günde 49 bin Allah diyen ve 7
kez namaz kılan tarikat üyeleri, Evrenosoğlu'nun koruyucu ruhu
tarafından korunduklarına inanmaktadırlar. Tarikatta kadınların
başlarını kapatmaları konusunda bir zorlamaları bulunmadığı tarikat
için "sosyete dergahı" da denilmekte.
HABERTURK