Burcu Kara yine bir Zeynep'i canlandırıyor
“Bi Dünya Tasarım” adlı programıyla TRT Türk ekranlarına gelen ama dizi setlerinden epeydir uzak olan Burcu Kara, inziva dönemine “Kirli Beyaz”la son verdi.
“Bi Dünya Tasarım”ın sunucusu olmak hayatınıza neler
kattı?
- Bardak, tabak tasarımından gemi tasarımına kadar uzanan çok geniş
bir yelpazesi var programımızın. Bu geniş yelpaze benim hayatımda
da farklı bir pencere açtı. Mimarlıkla, tasarımla ilgili kitaplar
okumaya başladım. Evim artık broşürden geçilmiyor, onları bile
biriktiriyorum. Zaten evdeki eşyalara birkaç ay ömür veriyorum,
çünkü tadilata girişeceğim.
Alışveriş listesinin üst sıralarında neler
var?
- Görüp beğendiğim her şeyin fotoğrafını çekiyorum. Duvarı böyle
kullanabilirmişim ya da kitaplığı bu hale getirebilirmişim gibi
fikirler oluştu. şimdilik alışveriş listesi belirsiz...
Kaça mâl olacak bu tadilat?
- Bir bütçe belirlemedim ama yalnız yaşıyorum sonuçta. Tek kişiye
yetecek kadar eşya almak niyetindeyim.
Yönetmeniniz hayatını kaybetti geçen ay. Program devam
edecek mi?
- Yönetmenimiz aynı zamanda yapımcımızın eşiydi. Kıbrıs çekiminden
sonra kalp krizi geçirdi. Çok kötü bir andı hepimiz için. Elimizde
epey stok var ama, halen onlar gösteriliyor. Yeni diziye
başlayacağım için stoklu çalışmıştık.
FİLM ERTELENİNCE DİZİYE “EVET” DEDİM
Evet, yeni diziye gelelim... “Kirli Beyaz”la setlere
dönüyorsunuz.
- Evet, dizinin sloganı Özdemir Asaf’ın sözü olan “Bütün renkler
aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler”... Çekimleri
Hadımköy’de yapıyoruz. Hikayedeki insanlar çok mutlu görünüyor ama
aslında işin özü öyle değil.
Dizideki rol arkadaşlarınız kim?
- Sarp Levendoğlu, İdil Fırat, Yıldırım Memişoğlu, şahnaz Çakıralp,
Mustafa Uğurlu, Ragıp Savaş ve Almıla Uluer yer alıyor. Çok güzel
bir kadro oluşturuldu. Çok da iyi anlaştık. Kimse “Dizi işte, bu da
böyle olsun” demiyor. Herkes çok iyi olsun diye çaba sarfediyor.
Mekanlar ve enerjimiz pırıl pırıl, setimiz çok keyifli...
Bu dizide de adınızın Zeynep olduğu doğru mu?
- Aynen öyle. Bu dördüncü Zeynep’im. “Elveda Derken”, “Maskeli
Balo”, “Romantik Komedi” ve şimdi de “Kirli Beyaz”da Zeynep’im.
Sanırım artık “Zeynep varsa Burcu oynar” ya da “Burcu oynuyorsa
adını Zeynep yapalım” diyorlar.
Bu projeyi neden kabul ettiniz, neydi bu kadar uzun aradan
sonra size “evet” dedirten?
- Bu iş için aslında beş ay önce konuşmuştuk ama o zaman bir sinema
projem vardı. O proje ertelenince dizi tekliflerini değerlendirmeye
karar verdim ve kendimi bu ekipte buldum. Çok da iyi oldu.
ZEYNEP OLABİLMEK İÇİN SPOR YAPIYORUM
Bu canlandırdığınız dördüncü Zeynep karakteri ama bu
Zeynep öncekilerden epey farklı sanırım...
- Evet, diğerleri kırılgan, romantik karakterlerdi. Bu Zeynep ise
bir yara almış ve kendine korunaklı bir kabuk tasarlamış. Her işini
kendisi yapan, kimseye ihtiyaç duymadan yaşayan, duygusallığından
ve kırılganlığından arınmış, güçlü bir mimar... Hikaye Zeynep’in
yeni bir yere taşınmasıyla başlıyor. Bunu birbirine bağlı karanlık
öyküler izliyor.
Rol için özel bir hazırlık yapmanız gerekti
mi?
- Spora başladım çünkü güçlü bir kadın Zeynep... Hiçbir yerde
halsiz görünmüyor. Tavrı her zaman net. O netliği vermek için vücut
kondüsyonu da gerekiyordu. Böyle bir destek aldım.
Faruk Teber tüm karakterlerin geçmişlerini oyunculara tek
tek anlattığını söylüyor. Peki nasıl biriymiş Zeynep?
- Kendi halinde, mutlu bir insanmış. Sonradan olma bir ketumluğu
var. Dışarıya karşı son derece ketum ama kendiyle baş başa kalınca
kırılgan. Hayatında tek bir şeye odaklanmış durumda. Aşk meşk ise
ne hayatında ne de aklında var...
YILMAZ ERDOĞAN’IN WORKSHOP’UNA GİTTİM
Oyunculuğa uzun süre verdiniz. Önceliğiniz
neydi?
- Sinema tabii ki. Bu yüzden dizileri hiç düşünmeden reddettim.
Dizileri reddetmek mali açıdan sıkıntı yaratmadı
mı?
- Hayır, zaten televizyon programım devam ediyordu.
Peki o dönemde program dışında neler
yaptınız?
- Çok fazla yurtiçi ve yurtdışı gezim oldu. Bol bol fotoğraf
çektim, farklı yemekler denedim. Moda ve tasarım mağazalarını
gezdim. Altı ay kadar da oyunculuk workshop’una gittim
İstanbul’da.
Kimin workshop’uydu?
- Yılmaz Erdoğan’ın. Haftanın üç günü oradaydım.
Yeni hobiler edindiniz mi bu arada?
- Ev dekorasyonuna ciddi ciddi ilgi duymaya başladım. Geçen gün
sette konuşurken Ragıp (Savaş) “sen bayağı gönül vermişsin bu işe”
dedi. Mozaik’e de merak saldım mesela. Bu beni inanılmaz
rahatlatıyor ve mutlu ediyor.
İNSAN SADECE EVLENİRKEN EV DÖŞEMEZ
Bu konuşmalar “evlilik hazırlığı” şeklinde yorumlanır
mı?
- Öyle bir şey değil. Programla estetik açım genişledi, o kadar.
ınsan sadece evlenirken bir şeylere özenip ev döşemez ki.
Üniversiteye başlamamla birlikte, 16 yaşımda evden ayrıldım ve 14
yıldır yalnız yaşıyorum. O kadar çok ev döşedim ki.
BENDEN HİÇ BEKLENMEYECEK KADAR RENKLİ BİR EVİM VAR
Evinizde en çok hangi eşya ya da objelerden var?
- Hello Kitty ve Betty Boop’lu objeler... Bilgisayar mouse’undan
flaş belleğine kadar... Bayılıyorum. Hele paketler! Bir insan buna
neden para verir diyeceğiniz, benimse paketine vurulup aldığım bir
sürü şey var evde. Öylece duruyorlar. Balık burcu olduğum için
içimde masalsı bir yan var, çiçekli böcekli, ayılı şeyleri çok
seviyorum. Böyle şeyleri benden bekler misiniz, beklemezsiniz
(gülüyor)...
Peki ya giyim alışverişi?
- Bulduğumda alıyorum. Hiç elim kolum dolu bir halde eve gelmedim
ama ne hikmetse her eve girişimde elimde bir poşet oluyor.
Özellikle bir markaya takıntılı değilim. Bana yakışacağını bildiğim
şeyleri alıyorum.
Sinem Vural