'Çakırbeyliler'in avukatından olay açıklamalar!

‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’da Çakırbeyliler’in avukatı ‘Ebru’yu oynayan Dilşad Şimşek: "İlk teklif geldiğinde çok heyecanlandım. Ailenin kilitlendiği olayların çözüm odağı ‘Ebru’. Bugüne kadar onun gibi güçlü bir kadını canlandırmamıştım..."

'Çakırbeyliler'in avukatından olay açıklamalar!

Sabah Gazetesi'nden İlker Gezici'nin röportajı...

Diziye nasıl dahil oldunuz? 

Çok ani oldu ama böyle olması ayrı bir heyecan verdi. Hızlı gelişen işlerde adrenalinim yükseliyor, daha çok motive oluyorum.

Oturmuş bir işe sonradan dahil olmak gözünüzü korkuttu mu?

Hayır çekinmedim, gözüm de korkmadı ama çok heyecanlandım. Beni o kadar güzel ve sıcak bir ekip karşıladı ki; heyecanım bir süre sonra duruldu. 'Ebru', çok güçlü bir karakter. Daha önce yer aldığım projelerde bu kadar güçlü bir karakteri oynamamıştım. Sanırım heyecanım da karakterimin gücüydü.

İlk sahneniz nasıldı?

Elim ayağım titredi. Yönetmenlerimiz "Sakin ol, çok güzel olacak" diye sakinleştirdiler beni. O an ne kadar kıymetli bir yerde olduğumu anladım.

Daha önce birlikte rol aldığınız biri var mı?

Evet, 'Kertenkele' dizisinden Ceren Benderlioğlu. Yine aynı dizide babamı oynayan Cem Emüler'le bir sahnemiz oldu. Mustafa Üstündağ ile de ilk dizi projemde abi-kardeşi oynamıştık.

Rolünüze hazırlanırken nelere dikkat ettiniz? 

Artikülasyonuma dikkat ediyorum. Mesela; daha dolgun ve tane tane konuşuyorum. Oyuncu arkadaşlarım ve kamera arkası ekibi de yardımcı oluyor. Ben de 'Ebru'ya uyumlu, en doğru duyguları bulmaya çalışıyorum.

'Ebru'dan bahseder misiniz?

'Ebru', aslında ailenin Amerika ayağındaki, fakat hiç bilmedikleri 'Ünal Bey'in avukatlarından. Şimdi Türkiye'ye Çakırbeyli Ailesi'nin avukatlarından biri olarak geliyor. Güçlü bir takımda, kuvvetli bağlantıları var. Ailenin kilitlendiği olayların çözüm odağı.

Norveç'ten ne zaman geldiniz?

2007'de. Ben çok küçük bir kasabadan oyunculuk yapmak için geldim. Orada da yapabilirdim ama burada daha çok şansım olur diye düşündüm. Yılmaz (Erdoğan) abiyi tanıyordum, zaten onun sayesinde başladım oyunculuğa. Yılda bir kez Norveç'e gidiyorum, kız kardeşim orada yaşıyor.

Hemen uyum sağlayabildiniz mi İstanbul' a peki?

Hemen alışamadım tabii. İlk geldiğim yıllarda çok çekingendim. Sonrasında aldığım oyunculuk eğitimleri ve büyük şehrin vermiş olduğu cesaretle çekingenliğimi attım.

DIŞARISI -40 DERECE DE OLSA BUZ GİBİ SUYLA YIKANIRIM

Yaşınızı hiç göstermiyorsunuz... Var mı bir sırrı?

Biraz genetik. Diğer yandan da Norveç'te doğup büyümemin avantajı diyebiliriz belki. Çocukluğumdan beri sporu hiç bırakmadım. Sağlıklı da beslenirim. Bir de dışarısı -40 derece bile olsa banyomu olabildiğince en soğuk suyla bitiririm. Babamın bana 7-8 yaşlarımda öğrettiği değerli bir şey bu. Bu yüzden kolay hasta olmam. Bir de erken yatıp erken kalkarım.

Dizide ortada 15 milyar dolar gibi büyük bir rakam dönüyor. O kadar paranız olsa ne yapardınız?

Ben hayatım boyunca çok parayı sevemedim. Bence insanoğlunun dengesini bozan bir şey çok para. Gerçekten böyle bir param olsaydı; öncelikle ciddi bir kısmını bağışlardım. Bir miktarını yatırım amaçlı kullanırdım. Ondan sonra da kendi oyunculuğumla ilgili daha ne yapabilirim, kendimi nasıl geliştirebilirim diye bakardım. Belki bir yapım şirketi açardım. Bu işten asla kopmazdım. Ama daha çok yer gezip görmeyi de ihmal etmezdim. Bildiğim bir şey var ki, asla lüks bir şeylerin içinde olmazdım!

39 yaşındasınız. Yaşlanmak sizi korkutuyor mu?

Hiç korkutmuyor, aksine yaş almak çok güzel bir duygu. Bu yaşlar, kadının en olgun olduğu yaşlar. Yaşanması gereken tecrübeleri yaşayıp cebime koydum, şimdi dünyaya karşı daha cesur ve korkusuzum.

Sosyal medyada çok aktifsiniz. Bir gün Etna'da zirvedesiniz, diğer gün dalıyorsunuz... Nereden geliyor bu enerji?

İnsan adını yansıtırmış ya; ben hayatım boyunca şimşek gibi oldum. Yaşamımın büyük kısmı oradan oraya geçti. Küçüklüğümden beri adrenalin tutkunuyum. Çocuk yaşlarda araba kullanma merakım vardı. Tüpsüz 5 metreye kadar dalar, müren yuvalarına gidip onları izlerdim 16-17'lerde. Yamaç paraşütü de yaptım. Şimdi ise en büyük tutkum snowboard.

Etna Yanardağı'na çıktığınızda neler hissettiniz?

Yukarı çıktığımda nabzım 200'dü. Ayaklarımda bir hafta öncesinde akmış lavların sıcaklığını hissede hissede; ha patladı ha patlayacak diyerek çıktım zirveye.

Konular Röportaj