ÇAPKIN ERKEK 'ISSIZ ADAM' TRİBİ YAPAR

"Issız Adam" filmine Ebru Destan da ilginç bir açıdan yaklaştı.

ÇAPKIN ERKEK 'ISSIZ ADAM' TRİBİ YAPAR

"Seyr-i Alem" programının sumaya başlayan ve TRT'de çalışmanın mesleki anlamda kendini çok geliştirdiğini inanan Ebru Destan, kariyeri ve özel yaşamı hakkında ilginç açıklamalarda bulundu. En ilginç açıklaması da "Issız Adam" filmine ve bu filmin kadınlarda yarattığı sendroma dair yaptığı tespitle oldu: "Son dönemde erkekler çok eşli olma isteklerini, 'ıssız adam' tribine bağladılar. Zaten hep böyle bir kılıf aranıyordu, geçmiş olsun sonunda bulundu. Bir de günah çıkarabilecekleri cici bir filmleri oldu. Aşk bence büyük bir sorumluluk."

TRT'de program sunma fikri nasıl ortaya çıktı.

- TRT'de birçok başarılı projeye imza atmış olan yapımcımız Erol Uyanık'tan geldi teklif. TRT'den saygınlığı ve üstlendiği misyonları hepimiz biliyoruz. Sunuculuk kariyerimde önemli bir adım olacağına inandığım için bu teklifi hiç düşünmeden kabul ettim.

"Seyr-i Alem" programı magazin konularını işliyor. Siz de magazinin en bilinen kahramanlarından birisiniz.

- Magazin gündeminin içinde yer almam, bu dünyayı iyi bilmem tabii ki, benim için bir avantajdır. Ancak TRT'nin içyapım programı olan "Seyr-i Alem" sadece magazin konularını işlemiyor, cemiyet hayatında düzenlenen davetleri, sergileri, yeni sinema ve müzik projelerini de tanıtıyor. "Seyr-i Alem", aktüel bir program, magazin olarak da daha soft haberleri ekrana getiriyoruz. Programda ayrıca benim ünlü isimlerle birebir yapmış olduğum röportajlar var ve canlı yayınla ekrana geliyoruz.

Birçok kanalda çalıştınız. TRT'nin diğer kanallara göre farkları neler?


- Sonuçta TRT bir devlet kanalı ve Türkiye'deki ilk televizyon kanalı. Burada olmak gurur verici, yıllardır klas çizgisini bozmayan ve tavrından ödün vermeyen bir kanalın beni tercih etmiş olması benim için mutluluk verici bir olay. TRT'de program sunarken özellikle Türkçeyi doğru telaffuz etmek gerekiyor. Günlük yasamda kullandığımız birçok kelime programda argo kaçabilir. Konuşmama, telaffuzuma, giydiğim kıyafetlere, hitap şeklime özellikle dikkat ediyorum. Tabii bu da zamanla sizde sunuculuk anlamında artı değerler oluşturuyor.

Biraz da yeni albümünüzden konuşalım. Albüm satışları nasıl gidiyor. Artık albüm satmak çok zor değil mi? İnternet, korsan cd'ciler müzik piyasasına büyük darbe vurdu.

- Albümüm Seyhan Müzik'ten çıktı. Satışlar gayet güzel gidiyor. Tabii artık eski albüm satış rakamlarını beklemek hayal oldu. Ancak müzik piyasasında farklı stratejiler uygulanmaya başlandı son dönemdi. Sonuçta kocaman bir albüm yapıyorsunuz ve bu kısa zamanda tüketiliyor. Bununla alakalı internetten satış ya da üç şarkılık single gibi çalışmalar yapılmaya başlandı. Eğer korsana karşı yasalarda cezai şartlarla sağlam tutulursa, kısmen de olsa korsan satışın önüne geçilebilir diye düşünüyorum. Güzel gelişmeler de oluyor aslında. İnternette korsan albüm yayınlayan birçok siteye yasak getirildi.

Peki, müzik piyasasında kendinizi nerede görüyorsunuz?

- Daha çok yeniyim, öğreneceğim bir sürü şey var. Müzik sizi içine alan bir girdap, tıpkı denizaltı gibi büyülü, daldıkça derinlerde farklı bir sürü çeşitle karşılaşıyorsunuz. Önemli olan kendinize en uygun tarız yakalamak hem söz hem melodi olarak. Yakında Londra'ya gidiyorum orada Madanno ile çalışan müzisyen bir arkadaşım var. Birçok konuda bana yardımcı olacak. Aslında Londra'daki havayı solumak bile insana başkalık katıyor. Kısacası daha yürünecek uzun bir yol var.

EN SON HÜRRİYET'İN MANŞETİNE AĞLADIM

10 sene sonra kariyer olarak kendinizi nerede görmek istiyorsunuz?

- Planlarla yaşayan biri değilim. Yarın sürprizlerle dolu. Kişisel tatminlerim benim için çok önemli ve şu an bulunduğum konum beni çok mutlu ediyor. Hayatımda hep ayakları yere basan ve mutlaka çalışan bir kadın oldum ve gelecekte de böyle kalmak istiyorum.

Biraz da aşk hayatınızdan da konuşalım biraz. Şu an hayatınızda biri var mı?

- Etrafımız aşık olan ama sevmeyen erkeklerle dolu. Ancak son dönemde erkekler çok eşli olma isteklerini, 'ıssız adam' tribine bağladılar. Zaten hep böyle bir kılıf aranıyordu, geçmiş olsun sonunda bulundu. Bir de günah çıkarabilecekleri cici bir filmleri oldu. Aşk bence büyük bir sorumluluk. Kendi adıma konuşacak olursam. Ben hem aşık olup hem de seveceğim bir ilişki isterim.

Hayatınızda vazgeçemedikleriniz neler?

- Önce ailem, sosyalliğim, dostlarım, hedeflerim bunlardan biri elenirse ben ben olamam gibi geliyor.

En büyük pişmanlığınız…

- Keşkeleri hayatımdan çıkaralı çok oldu. Pişmanlıklarda bir derstir. Allah'a şükür dayanılmaz pişmanlıklarım olmadı.

En son ne zaman ağladınız? Neden?

- Her sabah güne gazete okuyarak başlarım. Üçüncü sayfa haberleri, cinayetler, artan tacizler herkes gibi beni de derinden etkiliyor. En son Hürriyet'in manşetine ağladım. İsrail bombardımanı sonucu hayatına kaybeden Filistinli çocukların haberiydi. Nasıl bu kadar acımasız oluyorlar anlamak mümkün değil. İnsanları kadın çocuk demeden öldürmeleri ve hâlâ tüm dünyanın sadece "Vah vah" deyip bir şey yapmaması ruhumu kanatıyor

En sevdiğiniz ve en sevmediğiniz özellikleriniz?


- Adaletli, duygusal, çalışkan oluşumu, kimseyi sırtından vurmam dedikodusunu yapmam... Sevmediklerim kararsız, bazen duygusallığı abartmamı ve arkadaşlarıma gereğinden fazla güvenmemi sevmiyorum

Hayatınızdaki en büyük çılgınlığınız? Şimdi olsaydı yapar mıydınız?

- İzmir'den 16 yaşında gelip İstanbul'da yaşam kurmak şimdi bana çok çılgınca bir karar geliyor. Bir de 50 metreden bungee jumping yaptım. İnanılmaz heyecanlıydı.

 Madonna'ya baktıkça mutlu oluyorum

Tabii güzellik de gelip geçici.

- Tabi ki geçici... Güzellik gençliktir biraz ama hayattaki duruşunla da alakalı bir durum. Spor yapan, işine saygı duyan, kendine önem veren insanlar her yaşta güzel kalabiliyor. Mesela Madonna, Ajda Pekkan... Onlara baktıkça umutla doluyorum, içim açılıyor. Zaten hayatta emek vermeden neye sahip olunur ki...

Güzellik formülünüz nedir? Nasıl formda kalıyorsunuz?

- Kinesis yapıyorum. Her şey doğru durmakla başlıyor, biraz pilates'e benzeyen bir spor dalı. Kasların her birini tek tek çalıştırmaya ve doğru nefes almaya dayalı bir spor. İnsanın duruşu değişiyor, boyu uzatıyor ve daracık sımsıkı bir vücuda sahip oluyorsunuz. Ayrıca düzenli olarak tenis oynuyorum. Yüzüme mezzo lifting yaptırıyorum. Mezzo lifting, yüzüme inanılmaz bir parıltı ve pürüzsüzlük katıyor Tabii vitaminlerimi almayı da ihmal etmiyorum.

 Cüzdanında resmimi taşıyan hayranlarım var

Gaziantep'de bir konserde size 50 bin dolarlık yüzük hediye edildiği ancak sizin bunu kabul etmediğiniz yazıldı. Doğru mu bu haber? Yüzüğün bu kadar değerli olduğunu nasıl öğrendiniz?

- Gaziantep'te Anatolian Otel'de sahne aldım ve kulise bu yüzük gönderildi. Yüzüğü aynen iade ettik. Yüzüğün fiyatını herhalde görenler tahmini olarak söylemiştir.

Yüzüğü kim yollamış, öğrenebildiniz mi?

- Hiç merak etmedim, öğrenmedim de... Zaten yüzüğü direk iade ettiğimiz içinde gönderen kişi ortaya çıkamadı.

Hep böyle çılgın hayranlarınız var mı?

- Cüzdanında resmimi taşıyanlar ya da bayanlardan "Eşim size aşık diyenlerle" karşılaştım ama böylesine pahalı yüzük göndereniyle ilk kez karşılaştım. Tavır olarak doğru bulmadığım bir tutum bu, hiç hoş olmadı.

Beğenilmek, güzel bulunmak ve birçok erkek hayranınız olması... Bunlara size ne ifade ediyor?

- Sadece erkekler değil, genç kızlardan, yaşlı teyzelerden de beğenenler var. Beğenilmek kimin hoşuna gitmez ki... Bu durum herkesin egosunu okşar... Güzelliğe gelince kalbimi, ruhumu ne kadar temiz tutarsam çevreme o kadar güzel enerji veriyorum. Sanırım bu durum herkes için geçerli.

Mevlüt Tezel /Hürriyet