Ebru Destan: "Artık kendimi didiklemiyorum"

Ebru Destan, ilk olarak mankenlikle adını duyurmuştu ama en büyük istikrarı ve başarıyı oyunculukta yakaladı. Anne olduktan sonra yazdığı kitapla da dikkatleri üzerine çekti ve hamilelik hayali kuran pek çok hemcinsine bu kitapla moral verdi.

Ebru Destan: "Artık kendimi didiklemiyorum"
Sabah'tan Oğuzhan Toracı'nın röportajı...

Mete Okay İnan ile evliliğinizi bitirme kararı aldınız. Son durumlar nasıl?

Kimse iki çocuğuyla mutlu yuvasını bozmak istemez ama mahkeme sürecimiz devam ettiği için bu konuyla ilgili konuşma yasağımız var. Evlenirken de konuşmadım, biterken de konuşmayacağım.

Evliliğiniz süresince çalışmadınız...
Olsun, anne olmak da çok değerli bir duygu. Evlatlarımı hiçbir şeye değişmem. Evlatlarım sayesinde kendimi daha güçlü hissediyorum, içimdeki boşluk gitti. Sanırım anneliğin bana kattığı en güzel şey bu!

Hayatınızda neyi eksik hissettiniz?
Sonuçta çok genç yaşlardan itibaren çalıştım ve hep işimle ilgili koşturuyordum. Çocuğun olmadığında belki daha dışsal olaylara ya da görselliğine takılabiliyorsun. Kendinle ne kadar uğraşırsan o kadar mutsuz olunduğunu gördüm. Şimdi kendimden başka uğraşacak daha önemli şeyler bulduğum için artık kendimi didiklemiyorum.

Annelik zor mu?
Zor çünkü annelik, başka birini kendinden daha çok sevmekmiş. Evlatlarıma baktığımda içimin titrediğini hissediyorum. Onlar için her şeyi yapabilirim. Artık ayaklarım yere daha sağlam basıyor, daha olgunum ve daha kadınım.

Mankenlik, şarkıcılık, oyunculuk, yazarlık; en çok hangisi içinize sindi?
Bunların hiçbiri matematiksel işler değil ki, duygu işi yapıyoruz. Duygunun içinde oyunculuk, müzik ve yazarlık var. Bir sürü altın bileziğim var, neden birini tercih edeyim ki? Kitap yazmak için yazmadım, bilakis bir şey yaşadım ve onun ne kadar acı olduğunu gördüm.

Ne yaşadınız?
Zor anne oldum. Uzun yıllar uğraşmadım ama inanılmaz yıprandım. "Ben bunu yaşadıysam uzun yıllar uğraş verenler ne haldedir?" deyip umut olmak için bu 'Yalnız Değiliz'i yazdım. Kitabımda zor anne olanların hikayelerini kaleme aldım ve iki tane kür anlattım. Bir de doktorlardan aldığım tavsiyeler var. Her gün bir sürü kadından hamilelik haberleri alıyorum ve onların duaları çok değerli. Bitki değilim ki, insanım; tabii ki elimden bir şey geliyorsa insanlara yardımcı olacağım. Kaç 'Ebru Bebek' var; biliyor musun, fotoğraflarını yolluyorlar.

ÜNLÜYÜM DİYE İKİ KATI ÖDÜYORUM

Çocuğunuz olmasaydı ne yaparsınız?

Yüzde 100 evlat edinirdim, o yola girmiştim. İnsanların aklında, 'Başkasının çocuğunu kendi çocuğun gibi sevebilir misin?' düşüncesi olabilir ama ben hâlâ yolda başkalarının bebeklerini gördüğümde aklımı kaybediyorum. Ben başkasının çocuğunu kendi çocuğum gibi severim.

Ün, hayatınızı kolaylaştırdı mı?
Bir iş yapacağınız zaman, 'Bu ünlü, adını düşündüğü için yanlış yapamaz' düşüncesi oluyor. Bu güvenilir olmanızı kolaylaştırıyor. Birine ulaşmanız gerektiğinde kapılar daha kolay açılabiliyor. İstediğin en güzel kıyafeti giyebilir, en iyi modacılarla çalışabilirsin. Tabii güzel olan iyi bilinilirliğe sahip olmak. Şöhretin kaymağını yemiyorum diyemezsin, yersin, güzeldir yani... Kaliteli ünlü olabilecekseniz şöhreti tavsiye ederim.

'Ünlülerin hayatları bedavadır" diye düşünülmüyor mu?
Alakası yok. Restoranın kapısını sana açıyorlar ama ünlüsün diye iki kat fiyat yazdıkları da oluyor. En ön masada oturdum ama iki katını ödediğim çok oldu. Çok şükür hayatım boyunca hiç bedavacı olmadım. Bedavacı olmaktan öte yancı olmak daha kötü, öyleleri de çok var.

BERK'İN GERÇEK HALASI DEĞİLİM

Atv dizisi 'Cennet'in Gözyaşları'yla sevenlerinizle tekrar buluştunuz. Neler hissediyorsunuz?
'Cennet'in Gözyaşları' herkesin içinde olmak isteyeceği bir iş. Oyunculuk yapmazsan paslanıyorsun ama 32 bölümü geride bıraktık ve üzerimdeki tutukluğumu attım, artık kat çıkabilirim.

Dizideki oyuncu arkadaşınız Berk Atan ile akraba olduğunuz da söylenmişti. Doğru mu?
Bizim akrabalığımız yok, sette tanıştık. İkimiz de İzmirliyiz ve yüz hatlarımız birbirimize benziyor diye bizi hala-yeğen sandılar. Demek ki rollerimize cuk oturmuşuz.
Konular Röportaj