Evde mi yapalım dışarıdan mı alalım?

Peynir, süt, yoğurt gibi ürünleri yol kenarından alacaksanız iki kez düşünmelisiniz. Evde bu ürünleri düzenli yapacaksanız, pişirme, hazırlama, şaklama yöntemlerine dikkat. Aksi halde çok ciddi zehirlenme vakalarına neden olmayın.

Evde mi yapalım dışarıdan mı alalım?
Akşam'dan Seren Aksüs'ün yazısı...

YOL KENARINDAN ALMAYIN


Hiçbir suretle, yolda geçerken gördüğünüz, temiz yüzlü diye nitelendirdiğiniz teyze ve amcaların ürünlerini almayınız. Bunlar sıklıkla ev yapımı, doğal, organik gibi ibareleri el yazısıyla kartona yazan kişilerdir. Bunların içinde art niyetli olanları yenilmeyecek hatta çöpe atılacak kadar kötü besinleri size doğal diye verebilir. İyi niyetli olup hijyen, sanitasyon, bulaş, mikrobiyal üreme, uygun saklama koşulları gibi konulardan haberdar olmayanlar düzgün ürettim sandığı ürünlerle sizin ve ailenizin sağlığını tehlikeye atabilir. Niyeti iyi olduğu halde ürünleri yapacağı hammaddeyi seçerken, çok daha fazla kâr edeyim diye kötü malzeme seçerek sağlığınızı tehlikeye atabilir. Ya da kendi vücudunun/barsak sisteminin alışkın olduğu tadı yakalamak için, daha az/çok pişirebilir, yaptığı ortam ona göre normal ama size göre fazla miktarda bakteri/mikrop içerebilir. Tüm bunlar farkında olmadan, istemeden sizi veya ailenizi hasta edebilir. İshal, bulantı, kusma, zehirlenme bunların en hafifi olur. Özellikle taze/çiğ/bozulmuş peynir zehirlenmeleri maalesef çok ciddi olur, çok uzun sürebilir. Bu sebeple, kendi tüketmek için yapan eş, dost, akraba, aile dışında bilhassa “evde yaptım, satıyorum” diyenlere itibar etmeyiniz. Çünkü bir ürünün ticari olarak satılabilir olması için hijyenden uzak ev ortamında değil, hijyen koşulları belirlenmiş ve denetim/gözetim altında olan imalathane/fabrika gibi alanlarda yapılması gerekir. Bu da yetmez, bu ürünü piyasaya sunulmadan önce paketleme, depolama, saklama koşullarıyla ilgili testlerinin yapılması, üzerine üretim/son tüketim tarihlerinin, ideal saklama koşullarının yazılması gerekir. O zaman da “evde yaptım, satıyorum” basitliğinden, riskinden çıkmış olur. Tüm uyarılarıma rağmen, hâlâ dışarıdan temiz yüzlü teyzeden alacaksanız hiç değilse tadına bakın. Bol tuz ve baharat katılanları almayın. Muhtemelen kullandığı kalitesiz malzemeyi gizlemek için bu tat vericileri bol miktarda kullanmıştır.

SOKAKTAN ALINAN SÜTE DİKKAT!

Hiçbirimiz çocuklarımıza faydamız yerine zararımız dokunsun istemeyiz ama bunu istemeden yapabiliriz. Nasıl mı? Sokaktan alacağınız sütün bakteri içeriği ortalama 5 milyon civarıdır. Bunun içinde vücudunuz için yararlı olanlar olduğu gibi pek çok zararlı bakteri de vardır ve bunlar ailenizi büyük olasılıkla hasta edecektir. Etraftan, konu komşudan, “aaa ne güzel hemen bozuldu, küflendi” cümlelerine alışkınsınızdır. İşte bu güzel değil bence. Çünkü içilebilir sütün içinde olması gereken bakteri sayısı 500 binin altında olmalıdır. Bu yüzden mutlaka ama mutlaka pastörizasyon işleminden geçmiş olan sütleri tercih etmelisiniz. Sterilizasyon yapılmış uzun ömürlü olanları da tercih edebilirsiniz. Dışarıdan alıp saatlerce kaynatan pek çok insan var. Bu işlem kısa sürede zehirlenmenizi önlese bile, süt içmenizin ana sebeplerinden biri olan protein alımınızı ortadan kaldırır. Uzun süre yüksek ısıda pişirilen süt proteinlerinin yapısı bozulur.

Seren AKSÜS / Akşam