FATİH ALTAYLI YAZDI
Fatih Altaylı, 'En tehlikeli örgüt 'ÇEK'
DAĞDAN inen PKK’lılar savcıya ifade verip serbest
bırakıldılar.
Herkes, “Ne için ifade verdiler” diye merak ediyor.
Ben söyleyeyim. “Çek ifadesi” verdiler.
Savcı, PKK’lılara “Karşılıksız çekiniz var mı?” diye sordu.
PKK’lılar da “Yok” deyince salıverildiler.
Eğer karşılıksız çek vermiş olsalardı şimdi hepsi hapisteydi.
Ama PKK yönetimi tedbirli davranmış, çek davası olanları
yollamamış.
Gelenler, çek suçu işlememiş “basit terör” suçluları.
Bu soruşturmanın sebebi ise çek suçlularının dağa çıkıp sonra
teslim olarak kurtulmalarını engellemek.
Kaybeden zil takıp oynamaz abartmayın, asap bozmayın
DAĞDAN inen PKK'lılara yapılan karşılama, Türkiye'de birçok
kişiyi rahatsız etti.
Zannedersiniz ki, büyük bir marifet yapmış geri dönüyorlar.
Bakın arkadaşlar, şunu hemen tespit edelim.
PKK denilen kanlı örgüt, Türkiye'de her türlü etnisiteden 40 bine
yakın insanın hayatına mal olmuştur. Bunların büyük bölümü Kürt
yurttaşlarımızdır.
Bu örgüt kanlı bir süreçten sonra "SAVAŞI KAYBETMİŞTİR".
Evet büyük harflerle yazıyorum, "SAVAŞI KAYBETMİŞTİR".
Mağlup bir örgüttür.
Elebaşı olan kişi şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin
hapishanesindedir.
Halen hayatta olması, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin
büyüklüğündendir. Dağdan inenlere "kucak açmasına" neden olan da
Türkiye Cumhuriyeti'nin bu büyüklüğüdür.
Savaşı kaybeden "isyankâr" yurttaşlarına "bir şans daha verme"
arzusundandır.
Onların bile kendilerini "şerefsiz katiller gibi hissederek dağa
mahkûm olmalarını engellemek" amacıyla kucak açılmıştır.
Terör örgütünün yenilgisinden sonra bu beyhude uğraşı daha fazla
sürdürmemeleri için kendilerine açılan kapıdan gelmeleri,
Türkiye'den çok kendileri için yararlıdır.
Ama onlara tavsiyem, "şerefli mağlubiyetlerini" kabul edip
Türkiye'de yaşayan milletin daha fazla asabını bozmamalarıdır.
Kaybettikleri mücadeleden sonra zil takıp oynayana deli derler.
Onlardan beklenen, akıllı uslu olmalarıdır.
Büyükanıt, Fenerbahçe’nin Genelkurmay Başkanı mıydı?
TÜRKİYE’nin bilinen, tanınan yüzleri arasında “En beyefendi olan
kimdir?” diye sorsanız, hiç kuşkusuz Tuncay Özilhan yanıtını
veririm.
Ama Aziz Yıldırım, onu bile çileden çıkardı.
“Efes Pilsen küme düşsün, narkotik polisine gideriz”
açıklamalarıyla Tuncay Bey de sonunda patladı.
Adam yüzde yüz değil, yüzde bir milyon haklı.
Tuncay Özilhan Türk basketboluna servet yatırırken, Aziz Yıldırım
basketbol topunu görse ne topu olduğunu anlayamazdı.
Yaptığı ayıptır.
Yıldırım bununla da yetinmedi, Gaziantep’in Fenerbahçe’ye gol
atması üzerine
sevinen Gaziantep Valisi’ne de “Sen devletin valisisin, niye
seviniyorsun” diye fırça attı.
Galatasaraylı kimliğimden ötürü Aziz Yıldırım’a hep mesafeli
durmaya çalıştım ama burada artık durmam mümkün değil.
Aziz Yıldırım eğer narkotik şubeye bir şikâyette bulunacaksa
dikkatli olmalı.
Çünkü narkotik şube, önce Samandıra’ya gidip Daum’la ilgilenebilir.
Hele hele Mutu’yu Fenerbahçe’ye alırlarsa Fenerbahçe’nin
malzemecisi olmak iyice riskli bir iş olabilir. İki, Gaziantep
Valisi’nin sevinmesine kızmaya hiç ama hiç hakkı yok. O hiç olmazsa
Gaziantep’in Valisi.
Fenerbahçe Başkanı’nın, eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’la
tribünde sarmaş dolaş hallerini hiç unutmuyoruz.
Üstelik de Fenerbahçe’nin değil, Türkiye’nin Genelkurmay
Başkanı’ydı. Bırakın taraftarlığı bir yana, bir Genelkurmay Başkanı
ile bir NATO müteahhidinin tribünde kucak kucağa görüntüsü sadece
sportif değil, etik olarak da büyük bir
ayıptı.
Aziz Yıldırım, “Galiba artık düzeldi” demeye hazırlandığımız bir
sırada yine “aslına rücu” ediyor.
Olan da Türk sporuna oluyor.
Adalet
CEM Uzan için 3. tutuklama kararı da çıkmış. Türk adaletini canı
gönülden
kutluyorum.
Adam 6 yıl boyunca Türkiye’deydi. Bir tek tutuklama kararı
çıkmadı.
Yurtdışına kaçtığının kesinleştiği hafta peş peşe tutuklama kararı
çıktı.
Ben adalet diye buna derim. Hem de tam zamanında adalet.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Aşırı tahrikin kötü sonuçlar doğurduğunu unutmadığımız zaman
Fatih Altaylı /Gazete Habertürk