Fulya Zenginer'i düğün heyecanı sardı

29 Eylül’de Kuntay Tarık Evren’le evlenecek olan Fulya Zenginer, “18 yaşından beri tanışıyoruz. Birbirimizi sevmiyorduk. 10 sene sonra, ‘Bir kahve içelim’ dedik ve buralara kadar geldik” dedi.

Fulya Zenginer'i düğün heyecanı sardı

Milliyet Gazetesi'nden Senem Aydın'ın röportajı...

-Düğüne kısa bir süre kaldı. Heyecanlı mısınız?

Bana söylenene göre bir gün öncesinde heyecanlanacağım. Hâlâ olayın ne olduğunu anlamış değilim. Zaten aslında biz düğün yapmayacaktık, yurt dışında evlenecektik. Ama markam Mrs X’in açılış ve sonraki süreci beklediğimizden daha yoğun geçti. Yetişemeyince de Milano’daki düğün tarihimizi kaçırdık. İlk tarih hazirandaydı, onu ağustosa erteledik. Ama yine kaçırdığımız için gün alamadık ve kasıma kaldı. Öyle olunca da ‘Burada olsun’ dedik. Kuntay’ın (Tarık Evren) ailesi de haklı olarak ‘Düğün yapalım’ dedi. 75 kişilik bir kokteyl parti yapacağız. Halayların olduğu bir düğün olmayacak.


- Şahitler belli mi?

Benimki Funda (Güray) olacak. Kuntay’ınki tam belli değil.

- Nasıl tanışmıştınız?

Aslında 18 yaşımızdan beri tanışıyoruz. Kuntay, menajerimin yeğeni. Ama o zamanlar pek birbirimizden hoşlanmıyorduk. Hatta hiç sevmiyorduk. 10 sene sonra yollarımız kesişti, ‘Bir kahve içelim’ dedik ve buralara kadar geldik. O kahve buluşmasından iki sene sonra da evleniyoruz.

- Evlilik teklifini nasıl yaptı?

O galiba bu kararı kısa sürede aldı. İlişkinin birinci haftasında ‘Biz evleniriz’ demeye başlamıştı. 1.5 sene sonra da resmi  teklif geldi. Milano bizim için çok özeldir, hem onun üniversiteyi okuduğu yer hem de ilk gittiğimiz yurt dışı gezimiz... Ailece yine oraya gittik, beklemediğim bir anda sokak müzisyenlerinin arasında teklif etti.

- Hemen çocuk istiyor musunuz?

Konuştuk, ikimiz de erken olduğunu düşünüyoruz. Şu an dünyayı gezmek istiyorum.

- Balayında nereye gideceksiniz?

İtalya turu yapacağız. Arkadaşlarımızla Milano’da mini bir kutlama yapıp, ardından Portofino’ya gideceğiz. Sonra Venedik ve sahilleri gezeceğiz...

- Geçtiğimiz günlerde doğum gününüzü kutladınız ve 30’lu yaşlara adım attınız... Hayatınızın bu dönemini nasıl anlatırsınız?

Mutluyum, Kuntay’la gerçekten tamamlandım. İlk kahve içişimizden itibaren hayatımda bir şeylerin yerine oturduğunu hissettim. Bu tamamlanma duygusu insana bir şeyler yapabilme cesareti veriyor. Oyunculuğa ara verip, kendi  markamı çıkarmamdaki güç de ondan geliyor aslında. Daha sağlam bir zeminde olduğumu hissediyorum.

- Markanız Mrs X’e ilgi nasıl?

Gerçekten insanlar senelerdir varmışız gibi bizi benimsedi. Ben de bu güveni boşa çıkarmamak için 7/24 her aşamasıyla ilgileniyorum. Kuntay da reklam ajansını bıraktı ve ortak olduk.

- Instagram’daki paylaşımlarınız da dikkat çekiyor. Çok mesai harcıyor musunuz oraya?

Fotoğrafları günlük çekmeye çalışıyorum, benim için dünyayla iletişim şekli oldu. Zaten hep kendime has bir tarzım olduğuna inanırdım. Annem de söylerdi, ‘Spor ve şık parçaları bir arada çok güzel kombinliyorsun. Bunu iş olarak da yapacağına inanıyorum’ diye. Bir de ‘Senin yerinde olsam, her günümü fotoğraflardım, yapmalısın’ derdi. Ben de annemi kaybettikten sonra ‘Bunu yapmalıyım’ dedim.


- O süreci atlatmak sizi zorladı mı?

Kolay olmadı. Özellikle düğünde yanımda olmayacak olması hayatta en çok kalbimi kıran şey...

- Ekrana nasıl bir rolle dönmek istersiniz?

Proje benim için her şeyden önce geliyor. Bir de her şeyi oynamıyorum, sevişme, abartılı öpüşme sahneleri... Yıllardır böyle. Ara vereli 2.5 sene oldu. Zaten sevmediğim için değil yorduğu için ara verdim. Yoksa 17 yaşından beri severek yapıyorum.

- Oyunculuğu, ekranda olmayı özlemediniz mi?

Galiba özledim. Ama bu süreçte boş durmadım, hayallerimi gerçekleştirdim. Ekranı özleyip özlemeyeceğimi görmem lazımdı, çünkü biraz bunalmıştım. Evlilik telaşı, markanın oturmasından sonra menajerimle ‘Neden olmasın?’ diye konuşmaya başladık.

- Sizi bunaltan neydi? Uzun dizi süreleri mi?

Sektörün durumu aslında beni bu hale getirdi. Dizi sürelerinin uzun olması gerçekten hayatın konforunu düşüren bir şey. Çok yorulmuştum. Disiplinsizlikler de hoşuma gitmiyor. Üç TV filmi çektim. Biri festival filmi olacaktı, bir anda TV filmi oldu. Annem vefat etti, iş yetişmesi gerekiyor diye üçüncü günü sete döndüm... İki sene oldu, proje hâlâ yayınlanmadı... Ben sektöre başladığımda her şey daha düzgündü.

 

Konular Röportaj