Hastalanmamak için sağlıklı beslenin

Mevsim bahar... Hava değişikliklerinin bünyemizi olumsuz etkilememesi ve hastalıklara kapı aralamaması için bağışıklığımızı güçlendirmemiz şart. Peki bünyemizi korumaya almak için neler yapmalı, nelere dikkat etmeliyiz?

Hastalanmamak için sağlıklı beslenin

Yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenen bir kişinin soğuk algınlığı ve Corona dahil bir çok virüs ve bakteri kaynaklı hastalığa yakalanma riskinin daha düşük olduğu bir çok bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir.

Bağışıklık sistemimize güç kazandırmak için yapmamız gereken, vitamin ve mineral ihtiyacımızı doğal besinlerden karşılamaya çalışmak olacaktır.

Hastalık yapıcı yabancı etmenlere karşı güç kazanmak için,

1) Dengeli öğünler oluşturun: öğünlerde dört ana besin grubu olan etlere, süt ürünlerine, tahıl ürünlerine ve sebze-meyvelere yer vermek gerekir. Bu şekilde beslenen hastalıklardan korunması kolay olur.

2) Karbonhidratı eksik etmeyin: Karbonhidrat eksikliği kişinin kendini bitkin hissetmesine neden olur. Çünkü vücudun başlıca enerji kaynağı karbonhidratlardır. Eksikliği enerjimizin azalmasına, bağışıklık sistemimizin zayıflamasına, kendimizi daha mutsuz hissetmemize yol açabilir. Bu nedenle karbonhidrat, protein ve yağ açısından dengede olan menülerin tercih edilmesi gerekir.

3) Ara öğünler önemli: Üç ana öğünün yanı sıra gün boyunca üç ara öğün tüketmeye de gayret etmemiz gerekir. Ara öğünler kan şekerinin dengede kalması açısından önemlidirler ve kan şekerinin dengede kalması kendimizi bitkin hissetmemizi önler. Ara öğünlerde mevsim meyveleri, süt ürünleri, yağlı kuru yemişler ve kuru meyveler tercih edilebilir.

4) Turuncu sebzeler: Kış ayları boyunca turunçgiller, havuç ve bal kabağı turuncu sebze ve meyveler A vitamini öncüsü ve güçlü bir antioksidandır. Yaşlanma etkilerini yavaşlatır ve kanser gibi hastalıklara yakalanma riskini azaltır. Ayrıca turunçgiller C vitamini açısından da zengindir. C vitamini bağışıklık hücrelerinin yapımında görev aldığı için, bizi hastalıklara karşı koruyan bir vitamindir. Yalnız C vitamini vücutta depolanamaz bu nedenle besinler ile düzenli olarak her gün mutlaka alınması gereklidir.

5) Bu sebzeleri eksik etmeyin: Karnabahar, lahana ve Brüksel lahanası kış boyunca tazeliklerini ve lezzetlerini koruyan sağlıklı sebzelerdir. Folat, A vitamini, manganez ve potasyum içerikleri ile bu sebzeler kalp-damar sağlığının korunması açısından da çok önemlidirler. Sarma, dolma gibi yemeklerde, salata ve çorbalarda sıklıkla karşımıza çıkan lahanaları et yemeklerinin yanında garnitür olarak da servis etmek mümkündür. Sağlığınıza sağlık katacak bu sebzeleri sofranızdan eksik etmeyin.

6) Ispanakla portakal suyu için veya ıspanaktan sonra portakal yiyin: Pazı, roka, brokoli ve ıspanak gibi kış sebzeleri beslenmemiz açısından son derece önemli rollere sahiptir. Ispanak demir minerali açısından da zengindir. Fakat içerisinde bulunan demir vücutta zor kullanılan demir çeşididir. Ispanak yemeği tüketirken içinde yer alan demirden daha fazla yararlanmak adına yapmanız gereken yemeğin yanında taze portakal suyu, domates, patates püresi gibi C vitamininden zengin bir besin kaynağı tüketmek ve az miktarda da olsa et çeşidi tüketmektir. Bu şekilde düzenlenmiş bir karışım öğün ile ıspanaktaki demirden maksimum yararlanmış olursunuz.

7) Antioksidan sebzeler: Turp, kereviz, yer alması ve patates gibi sebzeler ile kış sofralarımıza lezzet ve sağlık katabiliriz. Kök sebzeler birçok vitamin ve mineral içerir. Ayrıca içeriklerinde bulunan antioksidan öğeler ile vücudumuzu serbest radikallere karşı güçlü hale getirirler. Kışın antioksidanların düzenli alımı kendinizi enerjik hissetmenizi sağlar. Patates potasyum ve C vitamini içeriği ile son derece sağlıklı bir sebzedir. Patatesin C vitamini içeriğinin kabuğa yakın kısmında bulunduğu unutulmamalıdır.

8) Doğal antibiyotikler: Soğan ve sarımsakta kış ayının vazgeçilmez sebzelerindendir. İçerdikleri kükürtlü bileşenler sayesinde soğan ve sarımsak antibiyotik özelliğe sahiptir. Bunun dışında kış boyunca haftada 2–3 kez 1–2 diş çiğ sarımsak tüketerek kalp sağlığınızı korumak adına bir adım daha atabilirsiniz.

9) Susamadan su için... Vücudumuzdan yorgunluk hissini atabilmek için bol bol su içmemiz gerekir. Kışın azalmış olan su tüketimimizden dolayı susuzluk olur. Susuzluk hissi yaşamıyor olsak dahi, su içmeye özen göstermeliyiz. Günde 8–15 su bardağı su kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacak ve mevsim değişikliklerine bağlı kabızlık sorununuzun da çözümüne yardımcı olacaktır.

10) Kafeinli içecek tüketiminizi azaltın... Çay, kahve ve asitli içeceklerin her zaman olabildiğince az tüketilmesi daha uygun olur. Bu tür içecekler içerdikleri kafein nedeni ile uykunuzun kaçmasına neden olabilir. Bunun dışında mide asit salgısını arttırarak mide yanmaları ile uğraşmanıza yol açabilir. Aşırı tüketildiklerinde vücut su dengesini de bozabilen bu tür içecekler yerine su, taze meyve suyu ve ayrana yönelebilirsiniz.

11) Uyku düzeninizi sağlayın... Uyku düzeninizin olmaması, uyku saatlerinin dengesiz ve belirsiz olması vücudunuzun doğal dengesini bozar. Bu durumu engellemek ve mümkün olduğunca mevsim normallerinden ve mevsim geçişlerinden etkilenmemek için, yapmanız gereken uyku düzeninizi sağlamak ve günde 8 saat uyumaktır.

İçinizdeki hareket etmeme isteğini zorlayarak yapmaya başlayacağınız yarım saatlik yürüyüşler 2–3 gün içerisinde alışkanlık halini alarak, hem mutluluğunuzu perçinler hem vücudunuzun ısı dengesini sağlar hem de kilo kontrolünde başarılı olmanızı sağlar.

Nil Şahin Gürhan / Akşam Gazetesi