İbrahim Erkal'ın eşinden yürek yakan sözler
Merhum sanatçı İbrahim Erkal’ın eşi Filiz Erkal, Kanal D'de yayınlanan '2. Sayfa' programına konuk oldu. İki yıl önce vefat eden İbrahim Erkal’ı unutamadığını söyleyen Filiz Hanım, "İbrahim vefat ettiğinde kızım 12 günlüktü" dedi.
Filiz Erkal'ın, '2. Sayfa' canlı yayınında yaptığı
açıklamalardan satır başları şöyle:
"Allah kimseye yaşatmasın, çok zor bir durum. Çok da ani
oldu. İki yıl geçti ama o şoku üzerimden atlatamadım. Acılarınla
bir şekilde yaşıyorsun, acı zamanla yerini özleme bırakıyor.
Vefat ettiği gün kızımın kontrolü vardı, 12 günlüktü. Kontrole
götürdük birlikte İbrahim’le, hiçbir şeyi yoktu ama garip bir
heyecan vardı. Eve geldik akşam da arkadaşlarımız gelecekti bebek
görmesine. İbrahim, ‘Ben bir dışarıya çıkayım geleyim’ dedi,
'gitme’ dedim. İlk defa ona ‘gitme’ dedim. Gece 12 gibi
uyuyakalmışım bebekle birlikte, normalde ararım. Güvenlik aradı
‘İbrahim Bey otoparkta baygın’ dedi.
Ne oldu, ne bitti anlamadım. Hastaneye yatırdık. Acayip bir korku
geldi içime. O anda gittiğini hissettim. ‘Yaşayacak’ falan dediler
ama... Bir sürü doktor değiştirdik maalesef vefat etti. Vefat
ettiği günün sabahında kızımın kıyafetlerini götürdük, koklattık o
gece vefat etti. Oturduğumuz evden taşındım, yaşayamadım. Eşyaları
benimle, oğluma sakladığım eşyaları var İbrahim’in.
Ölüm nedeni yüksek tansiyon, beyin kanaması. Bir hafta önce
hastanedeydik tansiyon kontrolleri yaptırıyorduk. Alkol falan
bunlar ölüm sebebi değil. Sadece sitenin güvenlik sorunu var, 2.5
saat boyunca güvenlik hiç dolaşmamış, bakmamış. Sitenin güvenliğine
dava açtım.
Vefatından iki gün önce konserden geldi, bana sarıldı ve ‘Seni
benden daha fazla kimse sevemez’ dedi. İki kez tekrarladı bunu, ben
de kendi kendime ‘ne oluyor’ dedim. O iyi bir eş, iyi bir arkadaş,
iyi bir dosttu. Beni hiçbir zaman üzmedi. Onun isminin unutulmaması
da beni çok mutlu ediyor. İbrahim’i hiç unutmuyorum, özlediğim
zaman da rüyalarıma giriyor.
İbrahim gizli gizli çok yardım yapmış. Bana insanlar telefon açıp
‘İbrahim Bey bizim kiramızı ödüyordu, oğlumuzu okutuyordu’ dediler.
Çok duygulandım.
Ailem İbrahim’le evlenmeme karşıydı, ama onu tanıdıktan sonra babam
‘keşke İbrahim öleceğine ben ölseydim. İbrahim beni utandırdı, çok
yanılmışım’ dedi. Babam da 7 ay sonra vefat etti.
Hayat standartlarımızda hiçbir şekilde değişiklik yok, aynıyız,
sadece eksik İbrahim! O kadar iyi dostlar biriktirmiş ki manevi
olarak dostlarımız beni hiçbir zaman yalnız bırakmadılar, çok büyük
destek oldular.
Bu dünyaya bir daha gelsem tercihim yine İbrahim olurdu. İnsanlar
bana ‘gençsin evlen’ diyorlar. O sözü duyduğum zaman bana hakaret
gibi geliyor. Benim zaten üç çocuğum var, başka neye ihtiyaç
duyayım? Hiçbir zaman evlenmeyi düşünmedim, düşünmüyorum da.
Çocuklarıma baktığım zaman acım daha da artıyor, babalarıyla çok
zaman geçiremediler. Onu anmadığım hiçbir gün yok hep aklımda.
İbrahim giderken en büyük hediyeyi bana bıraktı, küçük kızımı. 12
günlüktü, kızımla ilgilenmekten acımı unuttum. 7 ay sonra da babam
vefat edince iki sene çok zor günler yaşadım.
İbrahim ablamın komşusuydu, ben ablama giderken beni görüyor.
Kayınvalideme ‘anne sen evlen’ diyorsun ‘Filiz nasıl’ diyor, annem
de ‘o çok güler yüzlü evlen’ diyor. Bana ‘seninle evlenmeyi
düşünüyorum, olmazsa da sen bu evin bir kızısın istediğin zaman
gelip gidebilirsin’ dedi. Sonra nişan düğün hepsi bir arada yapıp
evlendik.
Bir ay boyunca yanına bir kez girdim, elini tutuğumda da gittiğini
anladım. Ondan sonra girmedim yanına, çünkü ben onu evden çıkarken
haliyle hatırlamak istedim. Kabullenemedim."