Jessica May: "Türkiye’nin kalbimdeki yeri ayrı"

‘Dert Bende’ filminde başrolü üstlenen Brezilyalı Jessica May, “Burada evimdeymişim gibi hissediyorum. Türkiye’nin kalbimde yeri ayrı” dedi.

Jessica May: "Türkiye’nin kalbimdeki yeri ayrı"

Milliyet Gazetesi'nden Senem Aydın'ın röportajı...

- ‘Dert Bende’ ilk sinema filminiz, neler hissediyorsunuz?

Heyecanlıyım. Çok güzel bir film oldu. Ümit de (Kantarcılar) gerçekten muhteşem bir yapımcı. Gülmekten çekemiyorduk. Sette güzel bir enerji vardı, inşallah seyirci de bunu hisseder. İlk defa bir Türk karakteri oynadım.

- Türk bir karakteri canlandırmak nasıldı?

Tabii ki yabancı kökleri var, annesi Brezilyalı, babası Türk... Bu karakteri oynarken ben de Türk gibi hissettim. Pelin, ressam bir kadın. Filmi izlerken başta “Bu kız ne yapıyor?” diyecekler ama o mafyanın elinden sanat eserlerini kurtarmaya çalışıyor. Başına gelenlerden kaçarken de Kenan ve Cem’e bulaşıyor.

- Her fırsatta Türkiye’yi çok sevdiğinizi dile getiriyorsunuz. Burası sizin için ne ifade ediyor?

Türkiye’de yaşamaya alıştınız mı?Alıştım, Türkiye ikinci vatanım oldu. Burası ve Brezilya arasında gidip geliyorum. Ama kalbimde Türkiye’nin yeri ayrı. Yarı Brezilyalı yarı Türk gibi hissediyorum ama daha çok buralı... Sette de yabancı olduğumu hatırlatan, bozuk Türkçemdi. Artık Türk karakterleri oynayabilirim.

- Türkçe konuşmayı nasıl öğrendiniz? 

Eşim Hüseyin (Kara) yardım ediyor. Çok sabırlı. O da Portekizce öğrenmek istiyor, bazen evde hangi dil konuşacağımızı tartışıyoruz. Kitap okuyarak geliştirmeye çalışıyorum. Ama kursa gitmediğim için gramer bana göre hâlâ gizemli bir şey.

- Evlilik nasıl gidiyor?

Hayatım değişmedi. Çok mutluyuz, iyi anlaşıyoruz, kafalarımız da çok uyuyor. Brezilya’daki akrabalarım Hüseyin’i daha çok seviyor. Beni unuttular. Hüseyin’in akrabaları da beni daha çok seviyor, hissediyorum.

- Kaç yıldır berabersiniz?

Evleneli bir yıl oldu, sekiz yıldır beraberiz. İstanbul’a geldikten birkaç ay sonra sevgili olduk. İlk erkek arkadaşım, hayatımın ilk aşkı... 10 bin kilometre seyahat edip, diğer yarımı burada bulacağımı hiç tahmin edemezdim.

- Çocuk istiyor musunuz?

Düşünüyorum ama vakit henüz gelmedi. Daha yolun çok başındayım. Oyunculuktan keyif alıyorum, bu işi yapmak istiyorum. Umarım uzun seneler devam edebilirim. 

‘Ters köşe bir rol istiyorum’

- İstanbul’a ilk geldiğinizde, izleyicinin sevgisini kazanan, başarılı bir oyuncu olacağınızı tahmin eder miydiniz?

Oyuncu olmayı düşünmüyordum. İstanbul’a modellik için geldim. Bir süre sonra reklamlar çekmeye başladığımda, gerçekten bu işi yapmak istediğimi fark ettim. Dizi teklifi geldikten sonra da eğitimler almaya başladım, daha çok yoğunlaştım. ‘Yeni Gelin’de de şanslıydım, büyük ustalardan çok şey öğrendim. Sevilmek güzel bir şey, beni mutlu ediyor. Gerçekten burada evimdeymişim gibi hissediyorum. Sokakta da “Yeni gelin” diye sesleniyorlar. O dizi benim için dönüm noktasıydı.

- Yeni dizi projesi var mı?

Birkaç teklif var, değerlendiriyoruz. Umarım en kısa zamanda ekrana dönerim. Sette olmayı çok özledim. İnşallah güzel projelerle yola devam edebilirim.
Drama ters köşe bir iş denemek isterim. Aksiyonu da çok seviyorum. “Bu kız güzel diye bir şeyler yapıyor” diyorlar. Bunu kırmak istiyorum. İyi bir iş yapıp, iyi bir insan olup, öyle anılmak dileğim. İleride çok iyi bir oyuncu olmak istiyorum.

'Brezilya’da çiftlikte yaşıyordum’

- Brezilya’da nasıl bir hayatınız vardı, orada hiç oyunculuk yaptınız mı?

Orada modellik yaptım ama oyunculuk için teklif almıştım. Ana dilimde oynamayı da denemek isterim ama kariyerime Türkiye’de başladım, burada devam etmeyi düşünüyorum.Brezilya’da çiftlikte yaşıyordum. Hayvanlarımızla kendimize küçük bir cennet kurduk. Annem, babam ve kardeşim hâlâ orada yaşıyor.

- Ailenizi özlüyor musunuz?

Tabii ki özlüyorum. Her sene onları görmeye gidiyorum. İnşallah ailemi buraya getirebilirim. Her gün görüntülü konuşuyoruz. Annemle konuşurken bazen Türkçe kelimeler kullanıyorum. Rüyamda bile Türkçe düşündüğümü fark ettim.  

Konular Röportaj