Kadını taciz ve takibin cezası artacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla verdiği mesajda, “TBMM’ye sunacağımız yeni bir yargı paketiyle kadınlara yönelik taciz ve takip eylemlerinin cezaları ağırlaştırılacak” dedi.

Kadını taciz ve takibin cezası artacak

Sabah Gazetesi'nden Koray Taşdemir'in haberine göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, '10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü' dolayısıyla AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı tarafından düzenlenen programa bir video mesaj gönderdi.

İşte satır başları...

BATI'DA NEFRET SUÇU ARTTI: 73 sene önce büyük umutlarla kabul edilen Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi küresel barış ve istikrarın korunmasında halen önemli bir rehber olma vasfını koruyor. Ancak, başta İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılık olmak üzere beyannamede yer alan ilkelere yönelik tehditler de günden güne artıyor. Günümüzde demokrasi ve insan hakları havariliği yapan birçok Batı ülkesinde nefret söylemleri, siyasetle birlikte günlük hayatı da esir almıştır. İnsanları kökenine, inancına, rengine, dış görünüşüne göre ayıran, en temel hak ve özgürlüklerini ellerinden alan faşist uygulamalar adeta sıradan hale gelmiştir. Geçtiğimiz yıl önceki senelere göre nefret suçlarının sayısı iki kat yükselmiştir. Yine geçen yıl Avrupa'da en çok vatandaşımızın yaşadığı 3 ülkede göçmenlere yönelik saldırıların sayısı 3 bini aşmıştır.

GÖZLERİNİ KAPATIYORLAR: Mescit ve ibadethanelere yönelik eylemler ise ana akım medyada artık haber değeri bile taşımıyor. Nefret suçlarına yönelik kayıtsızlığın mülteciler ve yerlerinden edilmiş kişilere karşı da sergilendiğini görüyoruz. Her seferinde insan hak ve özgürlüklerinden dem vuranlar Suriye'den Yemen'e, Afganistan'dan Arakan'a kadar bölgemizde yaşanan insani dramlara gözlerini kapatıyor.

AYRI BİR GARABET: Aynı şekilde sürekli çocuk haklarından bahsedenlerin Avrupa'da kaybolan onbinlerce Suriyeli mülteci çocukla ilgili attıkları hiçbir adıma şahit olmadık. Benzer ikiyüzlülükler kadın hakları ve kadına yönelik şiddet meselesinde de sahnelenmektedir. Kadınlara kamusal alanda var olma hakkı tanımayan ayrımcı düzenlemeler Batılı ülkelerde hiçbir tepki çekmeden rahatlıkla hayata geçebilmektedir. İstanbul Sözleşmesi üzerinden bizi hedef alan kesimlerin, vatandaşlarımızı da mağdur eden bu zulümler karşısında sessiz kalması ise ayrı bir garabettir. İnsan haklarının hiçe sayıldığı böylesi bir dönemde Türkiye insani değerleri merkeze alan çalışmalarıyla öne çıkıyor. Suriye'den Yemen'e, Afganistan'dan Arakan'a kadar tüm kriz bölgelerinde insanlık onurunu kurtaran hizmetlere imza atıyoruz.

REFORMA YENİ BİR HALKA: Ülkemiz içinde de kadınlarımız, çocuklarımız ve engellilerimiz başta olmak üzere her kesimden insanımızın hak ve özgürlüklerini genişletmeye gayret ediyoruz. Yargı Reformu Strateji Belgemizi açıkladığımız 30 Mayıs 2019'dan bugüne kadar 5 yargı paketini hayata geçirdik. Yakında Meclis'imizin takdirine sunacağımız yeni bir yargı paketi ile bu reform zincirine inşallah yeni bir halka daha ekliyoruz. İnsan hakları tazminat komisyonunun hareket kabiliyetini artıracağımız bu paketle kadınlara yönelik taciz ve takip eylemlerinin cezaları ağırlaştırılacaktır.