KARA KAŞLA YAPILMAZ
Son yılların beğenilen oyuncularından Mehmet Akif Alakurt iddialı konuştu: 'Kara kaşlıyım, kara gözlüyüm, fiziksel olarak iyi durumdayım, yakışıklı yakışıklı bakayım yeter' demekle bu iş olmaz. Henüz 'Aktör oldum' diyemem..
'Hacı'da, Ahmet adında dinci bir militandı. 'Sıla'da, törelere karşı gelen Boran Ağa oldu. Yeni dizisi 'Adanalı'da, iyi ile kötü arasında gidip gelen çete reisi Maraz Ali'yi canlandırıyor. Mankenlikten geçiş yaptığı oyunculukta emin adımlarla ilerliyor ve sadece altından kalkabileceği rolleri değil, zorlanacağı işleri de kovalıyor. İşte hayalleri ve hedefleriyle Mehmet Akif Alakurt...
* Yeni diziniz 'Adanalı' nasıl gidiyor?
Çok
güzel. Aldığımız tepkiler ve eleştiriler olumlu yönde. Dizi
sektöründeki açığı, eksik parçayı tamamladık. Genel olarak herkes
birbirinin aynı tarzda işler yapıyor. Tutmuş bir işin formatı
tekrarlanıyor. Bu anlamda, 'Adanalı'nın çok başka bir yeri
olacağına inanıyordum; öyle de oldu. İlk bölümden itibaren bunu
gördük.
* Canlandırdığınız 'Maraz Ali' karakteriyle ilgili
tepkiler nasıl?
Çoğu insan şaşırdı. 'Sıla' bitince,
herkes 'Bu karakterin üzerinize yapışmasından korkmuyor musunuz?'
diye sormuştu. Ben de, 'Bu benim elimde' demiştim. Bir anda, 'Maraz
Ali' diye bir karakter çıkarttım. Kimsenin beni izlerken 'Boran'ı
hatırladığını düşünmüyorum. İstediğim de buydu. Bunu yapmış olmak
benim için çok büyük bir tatmin.
KENDİMİ SIFIRLADIM!
* Farklı karakterleri oynamak nasıl bir deneyim?
Zaten
benim hoşuma giden bu... Yoksa hiçbir eğlencesi yok ki bu işin.
Sadece para kazanmak için yaparsın. 'Kara kaşlıyım, kara gözlüyüm,
fiziksel olarak iyi durumdayım, yakışıklı yakışıklı bakayım, sadece
bunları kullanayım' dersen, bu işten çok fazla keyif almazsın. O
yüzden farklı karakterler istiyorum. Yolum açık olursa; başka
adamlara hayat vereceğim.
* Boran'ı unutturmak için özel çaba sarfettiniz
mi?
Yeni dizi için teklif gelmeden önce buna
başlamıştım. Kendimi sildim. 'Reset'ledim yani. Senaryo gelince de,
o karakterin özgeçmişini istedim. Başucuma koydum ve iki hafta
boyunca, her akşam yatmadan önce okudum.
* Aksiyon içerikli bir dizide oynamak istediğinizi
söylemiştiniz. 'Adanalı' ile bu amacınıza ulaştınız
mı?
Tam olarak değil. Maraz Ali, istesen de
bulamayacağın, çok ilginç bir karakter. Yazdırmaya çalışsan
yazılmaz. O anlamda Tayfun Güneyer'e de teşekkür ederim. Ama, hâlâ
oynamak istediğim bir karakter var. 'Maraz Ali' biraz onun aksiyon
tarafını temsil ediyor. Bu adamların diyalogları, ince zekaları
beni çok eğlendiriyor. Siz henüz izlemediniz ama biz ne sahneler
çektik! Ayrıca, hayatta sadece dram ya da gerilim yok, olamaz.
Bazen hüzün, bazen entrika, bazen aşk var. Hayatın kendisi bu
zaten. O anlamda, bu iş onu temsil ediyor. Oynarken de, senaryoyu
okurken de, duygu iniş çıkışlarını görebiliyorum. Sabit bir iş
değil.
'ARTIK AKTÖR OLDUM' DİYEMEM
* Partnerleriniz Oktay Kaynarca ve Selin Demiratar... Aranızdaki
elektrik nasıl?
Şaşılacak derecede iyi... Bu camia,
ilginç bir camia. İlginç insanlar var. Kahvecilik bile yapsan
etrafında 3-5 tane dostun olur. Belki o bile olmaz. Bunu düşününce,
Selin'le ve Oktay'la çalışmaktan çok keyif alıyorum. O kadar düzgün
ve uyumlu çalışıyorlar ki anlatamam. Ayrıca, işle kişisel hayatı
birbirinden ayırmak çok önemli.
* Bunu nasıl başarıyorsunuz?
İş yerine
geldiğinde, sorunlarını evde bırakmak zorundasın. Bunu yapmazsan,
ya sorun çıkartan ya da sorun yaşayan olursun. Çünkü çok uzun
süreler berabersin. Mesela ben 3 gündür sabah 5'lere kadar
çalışıyorum. Sete geldiğim an sadece işi düşünüyorum. Başka bir şey
konuşmamaya çalışıyorum. İş hayatındakilere, kafetaryadaki arkadaş
gibi bakarsan, o işten bir şey çıkmaz. Disiplin ve düzen çok
önemli.
* Dört yıldır dizilerde oynuyorsunuz... 'Aktör oldum'
diyebiliyor musunuz?
Diyemiyorum...
* Peki ileride diyebilecek misiniz?
Belki... Bilmiyorum. Belki diyebilirim, belki diyemem.
* Oyunculuğa başlarken bu kadar tanınan birisi
olacağınızı düşünüyor muydunuz?
Bunları hiç
düşünmedim. Hâlâ da düşünmüyorum. Ünlü olmak, tanınmak aklımın
ucundan geçmedi. Bazen çocuklar yanıma geliyor. İdolleri olmuşum,
bunu öğreniyorum. Bana ilginç geliyor. Birilerinin idolü olmak ya
da birilerine kendimi ispatlamak için yola çıkmadım. Kendim için
yapıyorum.
* Nasıl roller istiyorsunuz?
Bana uygun olan, üstesinden gelebileceğim rolleri değil, beni
zorlayacak şeyleri istiyorum. İnsanlar filmden çıktığında bir kez
daha izlemek istemeli.
* Cesur Yürek'teki gibi mi?
Evet, bunu
yapmak istiyorum. Yıllar sonra bile izlenecek. İyi film, iyi
oyunculuk... İyi oyuncu hafızaya kazınır.
* Bu hissi yaşatan Türk filmi var mı?
'Selvi Boylum, Al Yazmalım'da bu duygu vardı. Bana böyle
hissettiren son film 'Eşkıya'dır. Diğerlerine 'İyi' dersin ama
'Eşkıya'yı tekrar tekrar izlersin.
SADECE POZ KESMEKLE OLMAZ
* Oyuncunun buna katkısı nedir?
Poz kesmekle olmaz. Ruh
katacaksın. '300' filminin başrolündeki Gerard Butler, aylarca tır
lastikleriyle spor yapmış. 'Sette kral gibi gözüken bir insan olmak
istemedim. Gücüne hayran kalınacak, 'Bu adamın peşinden gidilir'
denilecek bir karakter yaratmak istedim' diyor. O filmi 5-6 kez
izledim. Yine seyrederim. Kafama yatkın bir iş bulursam ben de çok
uğraşacağım.
* Ama, Türkiye'de, böyle bir uygulama
yok...
Aslında oyuncuyla alakalı bir durum. Soysal
hayatını bir kenara atman gerekir. 'Hem hayatımı yaşayayım, günümü
gün edeyim; hem de karakter yaratayım' olayı yalan.
* Sinema sektöründe, eleştirdiğiniz noktalar var
mı?
Gerçekleşmesini istediğim bir şey var. Kim yaparsa
yapsın, düzgün bir Atatürk filmi yapılsın. Gerekirse bunu devlet
yapsın. Atatürk'e yapılacak tek hizmet, hayatını on numara bir
sinema filmiyle ekrana taşımaktır. İcabında, Holywood aktörleriyle,
oradaki yapımcı ve yönetmenlerle çalışılsın. Ünlü yapımcılarla
anlaşılsın, ABD'de plato kurulsun. Milyon dolarlar mı gerekiyor?
Verilsin. 'Herkes bu film için şu kadar para versin' desinler,
inanın herkes verir. Boğaz Köprüsü bile milyon dolarlar basıyor. Bu
para, bir ülke için bir şey değil.
* 'Mustafa'yla ilgili tartışmalar yüzünden mi bunu
söylüyorsunuz?
O tartışmalar da etken. Ama artık
eleştirmeyelim. Birisi bir şey yapsın. Atatürk böyle bir filmi hak
ediyor. Bugün Atatürk olmasaydı, biz bu memlekette misafirdik. Ne
olduğu belli olmayan insanlardık. Kürt, Türk, Laz, Çerkez... Herkes
misafirdi. Bu gerçeği herkes bilsin ve önderimiz için bir şey
yapsınlar. Kahramanımızı, önderimizi, Atamız'ı dünyaya anlatalım.
Sinema çok önemli bir şey. Bunu ABD çok iyi kullanıyor. Biz de
kullanmak zorundayız.
* Film projeniz var mı?
Kafamda hiç
yazılmamış ve oynanmamış bir karakter var. Mesleğiyle ilgili çok
film çekildi ama kafamdaki adam hiç oynanmadı.
* Yaşayan biri mi?
Hayır, yaşayan biri
değil... Her ülkede olan bir meslek grubundan. Ben de, 'Crime
Investigation' kanalındaki bir belgeselden esinlendim. Bu fikri de
sadece bir kişiyle paylaşmak istiyorum. Yapımcı olsam, bu işe gözüm
kapalı girerdim.
Mustafa Kızıl/Sabah