Kemal Kılıçdaroğlu’ndan ‘Montrö’ çıkışı: "Erdoğan, önemini kavramıştır"

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin önemini kavradığını belirtti.

Kemal Kılıçdaroğlu’ndan ‘Montrö’ çıkışı: "Erdoğan, önemini kavramıştır"

Sözcü Gazetesi'nin haberine göre CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu "Çalar Saat" programında gündemi değerlendirdi.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başlıkları şu şekilde:

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI

*Rusya’nın şöyle bir endişesi vardı, NATO’nun, Rusya sınırına yaklaşmasının Rusya için ciddi bir risk oluşturduğu defalarca ifade edildi. Kuzey ülkeleri bu konuda uyarıldı.

*Polonya’nın, Macaristan’ın NATO’ya üye olması, AB ile ilişkileri güçlendirmeleri Rusya kendi geleceği açısından risk olarak görüyordu.

*NATO’nun daha fazla yaklaşmasını istemiyordu. Ukrayna’ya baskı yaptı, oradaki gelişmeler hoşuna gitmiyordu. Daha sonra Ukrayna’ya askerlerini soktu.

*Dolayısıyla bugünkü tabloyla karşı karşıya kaldı. Başlangıçta biz savaş olarak dillendirilmesini çok doğru bulmadık.

*Çünkü Montrö Sözleşmesi’nin gereği olarak hükümetin çok dikkat etmesi gerekiyor.

*Daha sonra Erdoğan bunu savaş olarak tanımlayınca, Montrö Sözleşmesi devreye giriyor.

*Dolayısıyla savaş gemilerinin girişi ve çıkışı Montrö Sözleşmesi’nin gereği olarak kontrol edilmeye başlanıyor.

“YARIN RUSYA İLE ÇATIŞTIĞIMIZDA, ŞARTELİ İNDİRDİĞİNDE PERİŞAN OLACAĞIZ”

*Bizim orada çok sayıda öğrencimiz var, işçilerimiz var, iş insanlarımız var. Ukrayna’dan, Rusya’dan buğday ithal ediyoruz. Doğalgaz, petrol ve enerji konusunda Rusya’ya büyük ölçüde bağımlıyız.

*Enerji alanında kontrolsüz bir ilişki kurulduğunu da ifade etmek isterim. Ben bunu da defalarca eleştirdim.

*Bir ülke kendisini enerji açısından  başka ülkeye bağımlı hale getiremez. Yarın Rusya ile çatıştığımızda, şarteli indirdiğinde perişan olacağız.

“RUSYA’NIN YAPTIĞINI ASLA DOĞRU BULMUYORUZ”

*Rusya’nın yaptığını asla doğru bulmuyoruz. Dış ilişkiler komisyonumuz var bizim, eski büyükelçilik yapmış, milletvekilliği yapmış, eski dışişleri bakanları yine burada, zaman zaman olay farklı bir mecradaysa emekli önemli askerler de bu komisyonun içindeler, görüşlerini bildiriyorlar, paylaşıyorlar.

*Ukrayna olayı gündeme geldiğinde biz olağanüstü toplandık, dış ilişkiler  komisyonunu da süratli bir şekilde topladık.

*Hepimizin ortak görüşü Türkiye’nin, tarafsızlığını koruması gerektiği yönündeydi. Türkiye her hangi şekilde bir taraf olmamalı ama savaşın durması için de elinden gelen bütün çabayı göstermeli

“TÜRKİYE OLARAK BİZ ONLARI ÇOK DAHA İYİ ANLAMAYIZ”

“Ukrayna’da direniş var. Ukraynalılar kendi topraklarını savunuyorlar bu da gayet doğaldır.

* Milli kurtuluş savaşını vermiş Türkiye olarak biz onları çok daha iyi anlamayız. Burada yanlış olan Putin’in tutum ve davranışıydı.

*Putin aslında bir anlamda ekonomik olarak bu kadar zor bir duruma düşeceğini her halde hiç tahmin edemedi.

*Bütün bankalardaki paralar, oligartların paraları hepsine el konuldu. Rusya büyük bir ekonomik çıkmazla karşı karşıya kalacaktır.

*Eğer akılcı bir politika izlerlerse, süratli bir şekilde masaya otururlarsa, masada uzlaşma zemini yakalarlar, uzlaşma zemini içinde imzalar atılır ve olay sonlandırılır.

“RUSYA’NIN OLAYIN BU BOYUTLARA ULAŞACAĞINI HİÇ DÜŞÜNMEDİĞİNİ TAHMİN EDİYORUM”

*”Putin, Ukrayna’ya girmeden önce ekonomide ciddi bir ön hazırlık yaptığını 630 milyar dolarlık Merkez Bankası’nda para tuttuğunu, dış ticaret fazlası verdiğini tüm bunların hesabını yaptığını ancak olayın bu boyutlara ulaşacağını hiç düşünmediğini tahmin ediyorum.

*Oligartların paralarına el konulması,  Rusya’nın ekonomik açıdan elinin kolunun bağlanması anlamına geliyor.”

“BİZİM TEMEL FELSEFEMİZ ŞU; YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ”

*Rusya’nın özelliği ne, tek adam rejimi var. Bir kişinin Rusya’yı hangi konuma düşürdüğünü dünyada görüyoruz değil mi? Biz demokrasiyi istiyoruz.

*Güçlü bir demokrasi olmalı. Dolayısıyla AB fasıl açmadan ‘şunu şunu yapın biz sizi alacağız’ demeden bunların tamamını biz kendi özgür irademizle yapmalıyız.

*Biz iktidara gelirsek bütün ülkelerle ilişkimiz iyi olur. Amerika’yla da AB ile de ilişkilerimiz iyi olur.

*Rusya ile de Ortadoğu halklarıyla da ilişkilerimiz iyi olur. Bizim temel felsefemiz şu; yurtta barış dünyada barış.

“BUGÜN BEN EMİNİM MONTRÖ’NÜN ÖNEMİNİ ARTIK O DA ANLAMIŞTIR”

(Ülkeyi siz yönetseydiniz böyle bir krizde ne yapardınız?) “Montrö Sözleşmesi’nin gereği neyse onu yerine getirirdik. Montrö Sözleşmesi’ni asla tartışmaya açmazdık.

*Geçmişte Montrö Sözleşmesi tartışmaya açıldı. ‘Savaş gemileri gerekirse Kanal İstanbul’dan geçer’ diye Erdoğan’ın söylemi var.

*Bu gün o söylemin ne kadar havada kaldığını ve Türkiye’yi nasıl büyük bir felaketin içine sürükleyebileceğini gösteriyor bu gerçek.

* İnsanlar tarihte yaşananlardan ders çıkarırlarsa geleceği daha sağlıklı inşa edebilirler.

*Erdoğan tarihi bilmediği için Montrö Sözleşmesi’ni hangi koşullarda imzalandığını bilmediği için, boğazların bizim açımızdan ne kadar güvenli olması gerektiğini bilmediği için, Karadeniz’in anahtarının Montrö olduğunu ve o anahtarın da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde olduğunu  bilmediği için onları söylemişti.

*Ama bugün ben eminim Montrö’nün önemini artık o da anlamıştır ve tartışmaya açmayacaktır.

GÜVENLİK KURULU ELEŞTİRİSİ

* Yapılması gereken Milli Güvenlik Kurulu’nu toplamaktı. Toplanmadı. Ama güvenlik zirvesini topladılar.

*En azından grubu olan siyasi partilerin ve TBMM’nin bilgilendirilmesi lazım. TBMM hiç bilgilendirilmedi.

İTTİFAKININ CUMHURBAŞKANI ADAYI

* Cumhurbaşkanı parti rozetini çıkaracak. Tarafsız ve partisiz olacak. Elbette cumhurbaşkanı hangi partiyi istiyorsa ona oy verir ama ilişkilerinde tarafsız olması lazım. 24 saat konuşmaması lazım.

*Parlamentoyu açış konuşmaları bir partinin propagandasına dönmemesi lazım. Bir partinin genel başkanı hakim tayin edemez. Ederse bu doğru olmaz. ‘Ben tarafsızım’ demek yetmiyor.

*Anayasa diyor ki yemin edeceksin. Cumhurbaşkanı namusu ve şerefi üzerine yemin ediyor. Cumhurbaşkanı kısır tartışmaların parçası olamaz.

6 PARTİNİN BİR ARAYA GELMESİ

* 6 siyasi partinin programları ayrı, dünyaya bakışımız ayrı ama Türkiye’nin geleceği açısından ortak hedefler belirlemek zorundaydık. Demokrasimiz daha güçlü olmalı. 6 saygın siyasi lidere bir tarihsel görev düşüyor.

*Ülke bu konumdayken ülkeyi bu içinde olduğu bu tablonun dışına çıkarmamız lazım. Bunun yolu nedir? Ortak hedefler belirlemektir. Nedir ortak hedefler?

*Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemle aslında hukuku yeniden inşa ediyoruz. Tek adam rejimine de son veriyoruz. Bütün bunların hepsi bizim ortak noktamız oldu.

* Her evde bile farklı görüşler çıkıyor ama bu evin dağılmasına yol açmıyor. Ülkenin kazanmasını istiyoruz.

*Ülkede yaşayan insanların kutuplaşmasını istemiyoruz. Kucaklaşma istiyoruz. Kutuplaştılar, ayrıştırdılar, biz şimdi toparlamak istiyoruz.

“BU MASA DEVRİLMEZ”

*Bu masa devrilmez. Tarihin bize yüklediği bir sorumluluk var. Biz bu sorumluluğun gereğini yapmak zorundayız. Burada a partisi, b partisi yoktur.

*Burada liderlerin Türkiye’nin geleceği açısından kararlı bir iradeleri vardır. Bu imza atılarak bu iradeler gösterildi. Sayın Akşener önemli bir aktördür. Kadın olarak da çok önemli bir aktördür.

“MASAYI BOZMAK İSTEDİLER”

* Masayı bozmak istediler. İstiyorlar da zaten. Cumhur İttifakı’nın aktörleri var. Bu aktörlerin bir kısmı siyaset içinde bir kısmı dışında.

*Bu aktörler ya laf taşıyarak ya  bir şeyler yaparak, ya da yazılar yazarak veya başka aktörleri devreye koyarak bozmak istiyorlar. Ülke bu haldeyken hiçbirimiz bu masayı deviremeyiz.

*Tarihsel sorumluluğumuz vardır. Biz ülkeyi aydınlığa kavuştururuz, ülke huzura erişir, ülkeye demokrasi gelir ondan sonra her parti kendi yoluna daha rahat gidebilir.