Kemal Kılıçdaroğlu’nun 10’uncu kurultayı

CHP, yeni yönetimini belirleyeceği 37. Olağan Kurultay’ına hazırlanıyor. 2010’dan bu yana partinin lideri olan ve seçimli-seçimsiz 9 kurultaydan çıkan Kılıçdaroğlu’nun büyük bir sürpriz olmazsa yeniden seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun 10’uncu kurultayı

Milliyet Gazetesi'nden Şevket Yaman'ın haberine göre kuruluşundan bu yana 36 olağan ve 19 olağanüstü kurultay yapan CHP, koronavirüs salgını nedeniyle ertelenen 37’nci Olağan Kurultay’ın tarihi için Bilim Kurulu’ndan görüş bekliyor. 2010’da partinin lideri olan ve seçimli-seçimsiz 9 kurultaydan çıkan Kılıçdaroğlu’nun yeniden seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor.

CHP’nin Nisan 2020’de yapılması planlanan 37. Olağan Kurultayı, koronavirüs salgını nedeniyle ertelenmişti. Ancak CHP, 16 Mart’taki erteleme kararına kadar, mahalle delegeliği de dahil olmak üzere il ve ilçe başkanlığı seçimlerinin tümünü tamamlamış, kurultayda oy kullanacak 1362 delegeyi belirlemişti. Böylece, iki yılda bir yapılan parti içi seçim sürecinin sonuna gelen CHP’nin önünde, sadece büyük kurultay kaldı. CHP yönetimi kurultay için Bilim Kurulu’nun “olumlu” görüşünü bekleyecek. Ancak parti yönetiminde olası tarih için ekim ayına işaret ediliyor.

Yarış olur mu?

Kurultayda Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkma niyetini açıklayan tek isim eski Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı oldu. Kurultay zamanında yapılmış olsaydı aday olması beklenmeyen Muharrem İnce’nin yeni süreçte nasıl bir karar vereceği ise henüz netlik kazanmadı. Daha önce iki kez Kılıçdaroğlu’na rakip olan İnce’nin son olarak 13 Şubat 2020’de Kılıçdaroğlu ile yaptığı baş başa görüşmede kurultay konusunun konuşulup konuşulmadığı da sırrını koruyor. İnce’nin, bu görüşmenin ardından kurultayla ilgili herhangi bir açıklama yapmaması da dikkat çekiyor. Kulislerde İnce’nin, Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkmasa dahi PM seçimleri için ağırlığını koyacağı ifade ediliyor. Özellikle yerel seçimlerde elde edilen başarının ardından herhangi bir hamle yapmaktan kaçınan, kendini daha “sol çizgide” konumlandıran muhalif isimlerin de yine PM seçimlerine hazırlandığı konuşuluyor.

CHP yönetimi ise farklı genel başkan adayları çıksa dahi “anlamlı bir yarış olmayacağı, Kılıçdaroğlu’nun yeniden seçileceği” görüşünde. Kulislerde ayrıca, muhaliflerin, genel başkan adayı çıkarmasa bile “boş oy” kullanarak, yönetime tepkisini gösterebileceği de dillendiriliyor.

‘Blok liste’ lobisi

PM seçimlerinin hangi yöntemle yapılacağı da parti içinde tartışma konusu. “Çarşaf” liste yöntemiyle yapılacak seçimde, delegenin desteğini alamayacağını düşünen isimler, kurultaya, sadece Genel Başkan’ın adaylarından oluşacak “blok” listeyle gidilmesini istiyor. Ancak girdiği tüm kurultaylarda “çarşaf” liste kullanan Kılıçdaroğlu’nun bu tercihinden vazgeçmeyeceği ifade ediliyor.

CHP 37. Olağan Kurultayı’nın ilk gününde genel başkan, ikinci gününde 60 üyeli PM’nin seçimi yapılacak. Parti tüzüğüne göre genel başkan adayı olmak için yüzde 5, yani 69 delegenin imzası gerekiyor.

Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal’ın istifasının ardından 2010’da yapılan 33. Olağan Kurultay’da genel başkanlığa seçildi. Bu tarihten itibaren seçimli-seçimsiz 9 kurultay gören Kılıçdaroğlu, genel başkan seçimli 5 kurultaydan çıktı. Bu 5 seçimli kurultayın ikisinde ise Muharrem İnce ile yarıştı. Kılıçdaroğlu, İnce’yi 2014 ve 2018 kurultaylarında geride bırakarak liderliğini sürdürdü.

‘Uzak kesimlerden destek alma’ stratejisi

Bülent Ecevit’in liderliğinde girdiği 1977 seçimlerinden bu yana hiçbir seçimde birinci parti olamayan, 2002 ve sonrasındaki 6 genel seçimin tamamında da sandıktan ikinci parti çıkan CHP, yaklaşık 40 yıldır iktidar olmanın yollarını arıyor.

Parti içinde “Nasıl iktidar oluruz?” sorusuna verilen farklı yanıtlar var. CHP 10 yıldır, Kılıçdaroğlu’nun yönettiği politikalarla yönetime gelmeye çalışıyor. Özellikle 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte stratejisini, tüm eleştirilere rağmen, “CHP’ye uzak kesimlerin desteğini alma” hedefi üzerine oturtan Kılıçdaroğlu, bu politikasının ilk meyvelerini 2019 yerel seçimlerinde aldı.

Yönetim sisteminin değişmesinin ardından ise politikalarını, “tüm demokratların birleşmesi” söylemi çerçevesinde, iktidara giden yolun, evrensel değerlerde uz alaşan farklı partilerin ittifakından geçtiği görüşü doğrultusunda belirledi.

Kılıçdaroğlu, İYİ Parti ve Saadet Partisi ile kurulan ittifakın ardından DEVA ve Gelecek partilerine de seçime girme desteği vermeye yeşil ışık yakan açıklamalarda bulundu ve izlediği stratejiden taviz vermeden yola devam edeceğinin işaretini verdi. Ancak Kılıçdaroğlu’nun bu stratejisine yine parti içinden “CHP ve sol değerlerden uzaklaşıldığı” gerekçesiyle gelen itirazlar da var.

‘KUTUPLAŞMA KADAR YANLIŞ BİR ŞEY YOK’

CHP lideri Kemal, koronavirüs salgını sürecindeki video konferans görüşmelerine farklı illerden muhtarlarla devam etti. Kılıçdaroğlu, özetle şu mesajları verdi:

BİRLİK HAVASINDA: Sağlık çalışanlarını alkışlamak yetmez. Ama Meclis güzel bir şey yaptı. Sağlık çalışanlarına şiddet konusunda şikayetler vardı. Oy birliği ile bu talebi karşıladık. Ben sağlık çalışanlarına bir ayrıcalık tanımasını istemiştim o da büyük ölçüde sağlandı ama tam adalet gerçekleşmedi. Bazılarına hiç ek ödeme verilmedi. Sağlık çalışanlarının yanında mahallenin bakkalına teşekkür etmemiz lazım. Apartman görevlileri, kuryeler, güvenlik görevlileri, polisler, zabıta memurları günün 24 saati çalıştı. Birlik bütünlük havası içinde bu sorunu çözmeliyiz.

OTURALIM, KONUŞALIM: Ayrışmamak, kavga etmemek lazım. Siyasette kavga kadar yanlış bir şey yoktur. Eleştiri olabilir. Muhalefetin görevi... Yanlış yapıyorsa söyleyeceksin, doğru diyorsa evet doğru yapmıştır yani... ‘CHP hep eleştiriyor hiç öneri getirmiyor’. Pandemi sürecinde en son açıkladım, 16 madde. Hiçbir eleştiri getirmedim. Sorun nasıl çözülür diye düşüncelerimizi ifade ettik. İktidar, ‘bu yanlıştır, doğrudur, eksiktir’ diyebilir. Ama tümden reddetmek... Eleştiriyi hakaret boyutuna ulaştırmak bunlar doğru değil. Bizim kutuplaşmaya ihtiyacımız yok, kutuplaşmak kadar yanlış bir şey yok. Oturalım birbirimizi dinleyelim, bir arada konuşalım.