Kenan Acar: "Murat gibi adam satmam!"

‘Meryem’ dizisindeki ‘Güçlü’ karakteriyle hafızalarımıza kazınan Kenan Acar, şimdi ‘Çocuk’ dizisinde ‘Murat’ rolüyle karşımızda.

Kenan Acar: "Murat gibi adam satmam!"

Akşam Gazetesi'nden Yeliz Coşkun'un röportajı...

Çocuk dizisi nasıl gidiyor?

Gayet iyi, teşekkürler. Bir yandan senaristler her bölüm izleyici şaşırtacak senaryoyu yaratmak için işe asılıyor, diğer yandan biz tüm karakterlerin en gerçekçi şekilde izleyiciye geçmesi için çalışıyoruz. Projenin her bölümünde bir sürpriz var.

Biz küçük bir çocuğun hikâyesini beklerken neler oldu böyle peki?

Bazen kafanızdaki hikâye başka yöne evrilebiliyor. Evet, ‘Çocuk’ dizinin ismi, ilk başta küçük bir çocuğun annesinden şefkat görememesi – annenin kendi öz çocuğu doğduktan sonra kendisine verilen çocuktan soğumasını izledik ama sonrasında hikâyede gerçek ‘Çocuk’un yetim büyümüş ‘Hasan’ olduğunu gördük. İzleyici de durumu fark ettiğinde şaşırdı ve diziyle o anda farklı bir bağ kurdu bence.

BİZİM DİZİMİZ BİRAZ DAHA FARKLI

Senaryoyu okuduğunda ne hissettin, rolü kabul etme sebebin neydi?

Hikâyeyi sevdim, rolü kabul etme sürecim biraz hızlı gelişti. Karakterler, yaşananlar çok gerçekçi bir dille anlatılmıştı. Bazen dizilerde bir sır üstüne 30 bölüm çekilebiliyor. Ama bizim dizide hikâye tıkır tıkır akıyor. Çekimden önce bölüm senaryosunu okurken ‘Aaa bu sır da çözülmüş’ diye bizim bile şaşırdığımız oluyor ki eminim seyirci de izlerken şaşırıyor. Yapımcımız İrfan Bey de ‘Gençler sakin olun, kafamızda bir şey var. Bizim dizimiz farklı' diyor.

İZLEYİCİ DRAM SEVİYOR

Türk halkı artık bunu görmek istiyor galiba değil mi?

Kesinlikle. Bazen arkadaşlarımla birlikte izliyoruz bölümü. ‘Bu nasıl bölüm, dramda vitesi altıya attınız’ diyorlar. Bence izleyici de bunu seviyor zaten.

Televizyonda bizi güldüren şeylerden uzağız aslında. Her dizide bir dram, bir entrika var. İzleyici olarak dedektif gibi finali bekliyoruz... Biraz da ‘’Murat’’ tan bahsedelim...

‘Murat’ karakteri henüz çok açılmadı. Yeni yeni Murat’ı tanıyoruz diyebiliriz. Aslında umursamaz ve şımarık bir çocuk Murat. Babası olmadığı için bir travması var ama açıkçası bununla ilgili de çok bir şey görmedik henüz. Şimdi ise bir adamın ölmesine sebep olmasıyla Murat’ın derinine doğru ineceğiz.

ADALET DUYGUMUZ AYNI DEĞİL

Murat rolünüz ile Kenan Acar arasında benzerlik var mı?

Açıkçası Murat’ın karakteri Kenan’ın karakterine çok ters, çok uzak. Murat’ı anlamak ve haklı bulmak için çok çabaladım. Bu da aslında oyunculuğum için beni çok besleyen bir durum oldu. Çünkü şu an da birçok şey öğreniyorum. Konfor alanımın dışında ve şimdiye kadar oynadığım karakterlerden çok farklı. Adalet duygumuz asla aynı değil, ben Murat gibi gözümü kırpmadan adam satamam, satmam. Özellikle de ailem ve yakınlarım söz konusuysa bırakın onları yakmayı, önlerine önce ben atlarım. Böyle gördüm çünkü büyüklerimden. Ama Murat ise başka türlü görmüş ya da belki hiç görmemiş; babası genç yaşta onları terk ettiği için. Görmediği için bir olmamışlık var üstünde. Hiçbir sorumluluk almadığı için ise hayatın gerçekleriyle yüzleşmemiş, çocuk kalmış biraz. Ama ilerleyen bölümlerde hem benim hem de seyircinin Murat’ı daha çok seveceğimizi düşünüyorum çünkü senaristlerimize güveniyorum, karakterlerde çok iyi ters köşeler yapıyorlar. Murat’ın önünde bir hapishane yolculuğu var... Ve bu yolculukta yaptığı şeylerin bedelini ödeyecek, adalet duygusu yerine gelecek ve o olmamışlık hali bu yeni deneyimle aşılacak gibi hissediyorum.

FİNAL SÖZ KONUSU DEĞİL

Dizinin final yapması söz konusu mu?

Şu an da böyle bir durum söz konusu değil, biz çekimlerimize aynı tempoyla devam ediyoruz. Dediğim gibi hikâyenin düğümleri çok hızlı çözüyorlar diye insanlar böyle düşünüyor olabilir. Normalde dizilerde sırlar çözülmeye başladığında dizi finale doğru gidiyor algısı olabilir ama bizim olayımız farklı.

‘Kariyerimin dönüm noktası’ dediğiniz proje var mı?

‘Meryem’ benim için dönüm noktası oldu kesinlikle. ‘Güçlü’ rolü bana çok iyi geldi.

AMA NE DİZİYDİ MERYEM!

Bir de bana sor! 30 güzel bölüm... Biz Furkan ile 5-6 sene önce Çeşme’de tanıştık ve zaman içinde çok yakın arkadaş olduk. Dostlar seçilmiş kardeşlerdir derler ya, bizim için öyle oldu. Birbirimizin haberi olmadan ‘Meryem’ dizisindeki rollerimiz geldi. Abi-kardeş olduk. Bu özelliğimizin de rolümüze enerji kattığını düşünüyorum.

MÜCEVHER TASARIMCISI OLABİLİRDİM

Peki ya oyuncu olmasaydın?

İTÜ’de İşletme okudum. Eğitimimin son iki yılını girdiğim program gereği olarak New York’ta sürdürdüm. Bu işi yapmasaydım, ailemin sahibi olduğu tekstil firmasının yönetimi ve tasarımlarıyla ilgilenirdim ya da New York’ta kursuna gittiğim mücevher tasarımı işini yapardım. Ama hayatımda hep sanat olurdu. New York’ta mücevher üretimi yapan sektörün öncülerinden olan bir Türk ile tanıştım. Kendisi de pırlanta işiyle uğraşıyor. Ya onun yanında başlayacaktım ya da oyunculuğa devam edecektim. Hayatın zamanlaması işte… O hafta Gülse Birsel eğitim aldığım okula gelmişti. Gülse Birsel, "Burada böyle olmaz Kenan. Türkiye’de kendi yönetmenlerimizle pişmen senin için daha iyi olur” dedi. Bu da benim için bir dönüm noktası olmuştur aslında.

EŞKIYA FİLMİNDE OYNAMAK İSTERDİM

Kült filmlerden bir tanesi yeniden çekilse hangisinde, kiminle rol almak istersin?

Ustaların hepsiyle oynamak isterdim açıkçası. Şener Şen, Tuncel Kurtiz, Kemal Sunal, Haluk Bilginer bunların başında gelir benim için. Eşkıya’da Haluk Bilginer ile oynamak çok isterdim. Yabancı olarak da Robert de Niro ile ‘Good Fellas’ta oynamak isterdim. 

Dizi dışında başka projeler var mı?

Emre Akar’ın festival filmi olan ‘Av’da oynadım. Yakında vizyona girecek onu merakla bekliyorum. İki senedir üstünde çalıştığım interaktif bir oyun var. Olduğunda, benim bebeğim gibi olacak. Ondan önce de bir komedi oyunu yapmak istiyorum. Bu sene Furkan, ben ve Açelya bir oyun yapmak için yola çıktık ama üçümüzün de seti o kadar yoğundu ki oyunumuzu ertelemek zorunda kaldık. Hayatın zamanlamasına güvenirim, olacağı zaman daha güzel bir şekilde olacağından eminim.

GÜÇLÜ BENİ GÜÇLENDİRDİ

Her rol oyuncuda iz bırakıyormuş ya, ‘Meryem’de Güçlü oldunuz, ‘Elimi Bırakma’da Kadir burada Murat. Bu karakterlerde sizde iz bırakan ne var?

Güçlü’yü kendime çok yakın hissediyordum. Bana kırık dökük bir adam bıraktı. Güçlü annesini kaybettiğinde ben hakikaten annemi kaybetmiş gibi acı duydum. Sonra hayata devam etmesi de beni güçlendirebildi diyebilirim. Elimi Bırakma’daki Kadir rolü, hem avukat hem tamirhanedeki hayatıyla iki dünyayı birlikte yaşayabilmeyi öğretti. Murat’ta ise bedel ödemeyi öğreniyorum.

Konular Röportaj