Kerem Görsev'in beğenilen albümü
Caz piyanisti Kerem Görsev, 14’üncü albümü “Therapy”yi Londra’daki Abbey Road Stüdyosu’nda, Londra Filarmoni Orkestrası ile kaydetti.
Kerem Bey, “Therapy” iki ay önce müzik marketlerdeki
yerini aldı. Bize albümün oluşum sürecinden bahseder misiniz
biraz?
- Geçen sene eski ve yeni bestelerimden oluşan bir listeyle aranjör
dostum Kamil Özler’i aramıştım. Ona yeni albüm projemden bahsettim
ve evine gidip parçaların notalarını verdim, hikâyelerini anlattım.
Böylece ikimiz birlikte “Therapy”nin inşasına başladık. Kaydı nasıl
ve nerede yapacağımızı düşünürken, İstanbul Kültür Sanat Vakfı
Klasik Müzik Direktörü Yeşim Güler’in ofisine uğradım ve beraber
dünyadaki klasik orkestra kataloğunu inceledik...
Katalogdaki orkestralardan biri de Londra Filarmoni
Orkestrası’ydı...
- Evet... London Filarmoni ile irtibata geçtik. Yazışmalardan sonra
bana kontratlar geldi. Orkestra direktörü sürekli kayıt yaptıkları
Abbey Road Stüdyosu’nu tavsiye etti. Bu arada ünlü prodüktör ve
kompozitör Alan Broadbent’e bir e-posta yollayıp projeden
bahsettim, orkestrayı yönetmeyi kabul etti. Ona Grammy sahibi tenor
Ernie Watts’ı da bu projede görmeyi çok istediğimi söyledim. Ve
yine olumlu yanıt aldım. Kısa bir süre sonra Abbey Road
Stüdyosu’nda kayıtlarımızı yaptık. Alan, orkestrayı rüya gibi
yönetti, herkesi büyüledi. Onunla çalışmaktan çok zevk aldım. Ernie
de saksofonuyla albüme büyük katkıda bulundu.
DAHA GENCİM, ÇOK FAZLA HAYALİM VAR
Bu albümün, diğerlerinden farkı ne?
- Her albümümün bende ayrı bir yeri, ayrı bir hikâyesi var.
“Thearpy”, 14’üncü albümüm. Bu albümle birlikte bir ilke imza
attık, D&R Top 10 uluslararası caz listelerine girdik. Bu da
bizi çok mutlu etti. “Therapy” sadece Türkiye’de değil, Avrupa ve
ABD’deki caz dinleyicilerinin de beğenisini kazandı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün size mektup yazdığı doğru
mu?
- Evet... Ben Abdullah Gül’e yeni albümüm “Therapy”yi
yollamıştım. O da bana bir mektup yazdı. Çok hoşuma gitti. Mektupta
albümü çok beğendiğini yazmış ve başarılarımın devamını
dilemiş.
Hayallerinizi gerçekleştirdiğinizi düşünüyor
musunuz?
- Hayır. Hayaller, idealler, istekler, bunlar son nefesten sonra
bitiyor. Daha çok gencim, çok fazla hayalim var. Hepsine ulaşmaya
çalışıyorum. Hayaller, sizden çok daha hızlıdır. Onlar koşar, siz
de canınızı dişinize takıp yakalamaya çalışırsınız. Benim
hayallerimi yakalamak için verdiğim mücadelelerin sonunda da ortaya
böyle başarılı albümler çıkıyor işte...
BAŞKALARININ ALBÜMÜNDE ÇALMAK İSTEMİYORUM
Sizden destek isteyen, albümlerinde piyano çalmanızı arzulayan ünlü
isimler var mı?
- Çok var. Ama ben başkalarının albümlerinde çalmak istemiyorum,
kendi projelerimde mutluyum. Kendi hikâyelerimi anlatmak, kendi
müziğimle var olmak istiyorum. Bugüne kadar sadece Fatih Erkoç’la
ortak bir çalışma yaptım.
Peki gençlere destek veriyor musunuz?
- Öyle herkese değil, hak edenlere destek veriyorum. Ama ben caz
müziğinde kimseye kefil olmam. Olabilmem için, o kişinin
müzisyenliğini, kişiliğini, ruh yapısını çok iyi tanımam gerekiyor.
Kendimden başka kimseye kefil olamam...
Sizi magazin basınında pek fazla göremiyoruz, bunun için
özel bir çaba mı gösteriyorsunuz?
- Hayır ama böyle olduğu için gerçekten çok mutluyum. Ben sadece
yaptığım işle basında yer almak istiyorum. Benim ailemden aldığım
terbiye böyle. Ortalıkta görünmeyi pek sevmiyorum.
İSTANBUL CAZ SEVİYOR
İstanbul’da caz müzik dinleyen büyük bir kitle var. Şehirde
neredeyse 365 gün caz konserleri düzenleniyor. Dinleyici de
bunların nitelikli olanlarına gidiyor. Bu, müzik adına çok önemli
bir gelişme.