Hakikat Değişmez, Değişene Hakikat Denmez!
Metin Özülkü: "Şöhretten hep ürktüm!"
Usta müzisyen Metin Özülkü: "Biz Eda (Özülkü) ile Açıkhava’da sahneye çıktığımızda 6 bin kişi getiremeyiz. Ama bir mekândaki programımıza gelen 150 kişi bizi mutlu eder."
Metin Özülkü'nün Akşam Life'ta yayınlanan röportajı...
Neler yapıyorsunuz? Stüdyonuzda yeni çalışmalarınız var mı?
Yoğun bir döneme giriyoruz. Yaş arttıkça işler hafifler derken tam tersi gelişiyor benim hayatımda… İşler artıyor. Popüler bir kimlik olmasam da sektör içerisinde ciddi ve yoğun çalışmalar içerisindeyim. Sahne, albüm çalışmalarım ve televizyonlarla ilgili yaptığımız projelerimiz var. Çılgınlar Kulübü grubumuzla konserlerimiz devam ediyor. Ayrıca albüm çalışmalarımız var.
ÇOK AZ ŞARKI ÜRETİYORUZ
Yeni projeler üretiyor musunuz?
En az yaptığımız şey yeni şarkı üretmek. Çünkü 90’lı yıllarda 600-700 şarkı yapmışız. Dolayısıyla gün yüzüne çıkmamış en az 200 şarkımız var. Baktığım zaman, o şarkılar bu dönemde çıktığında da iş yapacak pozisyonda… Piyasaya sürmek için hem zamanını bekliyoruz, hem de buna ihtiyaç duymuyoruz şu an. 90’lara da artık büyük ilgi var. Böyle olunca ayrıca parçalar sayesinde de ciddi para kazanmalar var.
90’lar ruhunun günümüz şarkılarında olmadığı konuşuluyor. Sizce neden böyle bir hissiyat var?
O ruh yok tabii. Çünkü teknolojik olarak gelişmemiz, herkesin her şeyden fazla bilgiye sahip olması ve beynimizin bunlarla dolu olması, artık işin romantik kısmını biraz zayıflattı. Kafamız yeni gelen bilgilerle savaşıyor. Duygular azaldı, insanlar motorize oldu. Her şey teknolojik oldu. Bazı sanatçı arkadaşlarımız '90’larla anılmak istemiyorum. Ben güncelim’ diyorlar. Benim öyle bir kaygım yok. Ben 90’lar olmak istiyorum.
Bugünlerde işletmeciliğe el attınız. Nereden ortaya çıktı bu fikir?
İşletmecilik benim ruhumda hep vardı. Yıllardır kısa kısa aralıklarla Bodrum’da 3 ayrı mekânın işletmeciliğini üstlendim. Bundan keyif alıyorum. Burada sanatçı arkadaşlarımızla performanslar da sergileme şansımız oluyor. İşimin bir parçası aslında… Butik bir yer olacak.
Şimdiye kadar gerçekleştiremediğiniz bir hayaliniz var mı?
9 yaşında Erol Büyükburç, Barış Manço gibi sanatçıların yanında çalıştığım zaman onlardan bir şey öğrendim. Büyümenin sonu yok! Ben hayallerimi 5 yıl şeklinde planlayarak yaptım. Sadece 50 yaşına geldiğimde nasıl bir yerde olmak istiyorum onun hayalini kurdum. O da ailemi rahat ettirmek huzurlu olmak. Onu da gerçekleştirdim.
Evliliğimde fırtına kopsa bir şey olmaz
Eda Hanım’la 30 yıldır evlisiniz. Nedir bunun sırrı?
İki insanın birbirine denk düşmesi şans… Ufak yaşta evlendik. Denize bir sandalla çıktık. Dalgalar var. Açıldıkça dalgalar büyüyor. Dalgalarla mücadele ettikten sonra düzlüğe çıkınca daha da bağlanıyorsunuz birbirinize. Ondan sonra fırtına kopsa bir şey olmaz. Dalgalarla mücadeleyi aşk sayesinde aşıyorsunuz. Bizim de böyle oldu. Ardından aşk yerini sevdaya, saygıya bırakıyor.
Kişisel egolar yüksek
Bu sektörden dost çıkmaz derler. Siz de öyle düşünüyor musunuz?
Her sektörden ne çıkarsa buradan o kadar çıkar. Bu sektörden dost çıkar da burada şöhret diye bir bölüm var. Şöhretliler arasından çıkmaz diyorlar. Kişisel egoları yüksek olanlar, şöhretli oluyor, diğerleri şöhretten çok işiyle ilgileniyor. Örnek ben… Benim elime öyle imkanlar geçti ki zamanında kendimi çok farklı konumlandırabilirdim. Ama ondan hep ürktüm. Çünkü hayalim farklıydı.
AÇIKHAVA’YI DOLDURAMAYIZ
İnsanlara ‘Bu şarkı da Metin Özülkü’nün’ denildiği zaman ‘Yapma ya’ diyor. Bu güzel duygu… Çok bilinmekten ziyade takdir edilmek benim için önemli… Biz Eda (Özülkü) ile Açıkhava’da sahneye çıktığımızda 6 bin kişi getiremeyiz. Ama bir mekândaki programımıza gelen 150 kişi bizi mutlu eder.
Günümüzün sorunu teknoloji
Günümüz müzik dünyasının en büyük sorunu nedir sizce?
Müzik değil, bence hayatın en büyük sorunu teknoloji… Artık her gün araba sesleri vs. belli bir ritim içerisindeyiz. Dolayısıyla müziği de dinlediğimizde başladığı gibi biten eserleri seviyoruz.
Neler yapıyorsunuz? Stüdyonuzda yeni çalışmalarınız var mı?
Yoğun bir döneme giriyoruz. Yaş arttıkça işler hafifler derken tam tersi gelişiyor benim hayatımda… İşler artıyor. Popüler bir kimlik olmasam da sektör içerisinde ciddi ve yoğun çalışmalar içerisindeyim. Sahne, albüm çalışmalarım ve televizyonlarla ilgili yaptığımız projelerimiz var. Çılgınlar Kulübü grubumuzla konserlerimiz devam ediyor. Ayrıca albüm çalışmalarımız var.
ÇOK AZ ŞARKI ÜRETİYORUZ
Yeni projeler üretiyor musunuz?
En az yaptığımız şey yeni şarkı üretmek. Çünkü 90’lı yıllarda 600-700 şarkı yapmışız. Dolayısıyla gün yüzüne çıkmamış en az 200 şarkımız var. Baktığım zaman, o şarkılar bu dönemde çıktığında da iş yapacak pozisyonda… Piyasaya sürmek için hem zamanını bekliyoruz, hem de buna ihtiyaç duymuyoruz şu an. 90’lara da artık büyük ilgi var. Böyle olunca ayrıca parçalar sayesinde de ciddi para kazanmalar var.
90’lar ruhunun günümüz şarkılarında olmadığı konuşuluyor. Sizce neden böyle bir hissiyat var?
O ruh yok tabii. Çünkü teknolojik olarak gelişmemiz, herkesin her şeyden fazla bilgiye sahip olması ve beynimizin bunlarla dolu olması, artık işin romantik kısmını biraz zayıflattı. Kafamız yeni gelen bilgilerle savaşıyor. Duygular azaldı, insanlar motorize oldu. Her şey teknolojik oldu. Bazı sanatçı arkadaşlarımız '90’larla anılmak istemiyorum. Ben güncelim’ diyorlar. Benim öyle bir kaygım yok. Ben 90’lar olmak istiyorum.
Bugünlerde işletmeciliğe el attınız. Nereden ortaya çıktı bu fikir?
İşletmecilik benim ruhumda hep vardı. Yıllardır kısa kısa aralıklarla Bodrum’da 3 ayrı mekânın işletmeciliğini üstlendim. Bundan keyif alıyorum. Burada sanatçı arkadaşlarımızla performanslar da sergileme şansımız oluyor. İşimin bir parçası aslında… Butik bir yer olacak.
Şimdiye kadar gerçekleştiremediğiniz bir hayaliniz var mı?
9 yaşında Erol Büyükburç, Barış Manço gibi sanatçıların yanında çalıştığım zaman onlardan bir şey öğrendim. Büyümenin sonu yok! Ben hayallerimi 5 yıl şeklinde planlayarak yaptım. Sadece 50 yaşına geldiğimde nasıl bir yerde olmak istiyorum onun hayalini kurdum. O da ailemi rahat ettirmek huzurlu olmak. Onu da gerçekleştirdim.
Evliliğimde fırtına kopsa bir şey olmaz
Eda Hanım’la 30 yıldır evlisiniz. Nedir bunun sırrı?
İki insanın birbirine denk düşmesi şans… Ufak yaşta evlendik. Denize bir sandalla çıktık. Dalgalar var. Açıldıkça dalgalar büyüyor. Dalgalarla mücadele ettikten sonra düzlüğe çıkınca daha da bağlanıyorsunuz birbirinize. Ondan sonra fırtına kopsa bir şey olmaz. Dalgalarla mücadeleyi aşk sayesinde aşıyorsunuz. Bizim de böyle oldu. Ardından aşk yerini sevdaya, saygıya bırakıyor.
Kişisel egolar yüksek
Bu sektörden dost çıkmaz derler. Siz de öyle düşünüyor musunuz?
Her sektörden ne çıkarsa buradan o kadar çıkar. Bu sektörden dost çıkar da burada şöhret diye bir bölüm var. Şöhretliler arasından çıkmaz diyorlar. Kişisel egoları yüksek olanlar, şöhretli oluyor, diğerleri şöhretten çok işiyle ilgileniyor. Örnek ben… Benim elime öyle imkanlar geçti ki zamanında kendimi çok farklı konumlandırabilirdim. Ama ondan hep ürktüm. Çünkü hayalim farklıydı.
AÇIKHAVA’YI DOLDURAMAYIZ
İnsanlara ‘Bu şarkı da Metin Özülkü’nün’ denildiği zaman ‘Yapma ya’ diyor. Bu güzel duygu… Çok bilinmekten ziyade takdir edilmek benim için önemli… Biz Eda (Özülkü) ile Açıkhava’da sahneye çıktığımızda 6 bin kişi getiremeyiz. Ama bir mekândaki programımıza gelen 150 kişi bizi mutlu eder.
Günümüzün sorunu teknoloji
Günümüz müzik dünyasının en büyük sorunu nedir sizce?
Müzik değil, bence hayatın en büyük sorunu teknoloji… Artık her gün araba sesleri vs. belli bir ritim içerisindeyiz. Dolayısıyla müziği de dinlediğimizde başladığı gibi biten eserleri seviyoruz.