Muavin Veysel: 'Topuklularla soygun yaptım!'

ATV'nin sevilen dizisi 'Doksanlar'ın 'Muavin Veysel'i Adem Yılmaz, dizinin kendisine şans getirdiğini söyledi.

Muavin Veysel: 'Topuklularla soygun yaptım!'
MÜZİKAL EĞİTİMİ ALDIM

- 'Doksanlar'dan önce neler yapıyordunuz?

2004'te Bilkent Üniversitesi Oyunculuk Bölümü'nü kazandım. Tam burslu okuduktan sonra 2009 yılında Hollanda'ya müzikal eğitimi almaya gittim. Sonra Türkiye'ye dönüp tiyatroya başladım. 'Yerden Yüksek' ve '+18' dizilerinde rol aldım. '+18'de bir eşcinseli oynamıştım; o rolüm çok dikkat çekti. Derken, 'Doksanlar'da 'Muavin Veysel' rolünü aldım ve böylece daha çok tanınmaya başladım.

- Müzikal eğitimi almışsınız. Bu konuda bir şeyler yapmak istiyor musunuz?
Aslında idealist biriyim ama her oyuncunun faturalarını ödeyebilmek için dizilerde oynaması şart. Dizinin yanı sıra Talimhane Tiyatrosu'nda 'Seni Seviyorum' isimli müzikalimiz de devam ediyor. Çok güzel tepkiler alıyoruz; oyunculuğumu orada da geliştirme imkanı buluyorum. Altı genç olarak, İstanbul'da eşi olmayan bir müzikal sahneliyoruz. Tiyatro sahnesi, bir oyuncunun sürekli tazelenebildiği bir alan.

- Son dönemde üç sinema filminde rol aldınız ve bu yapımlar peş peşe vizyona girecek. Neler hissediyorsunuz?
'Bizum Hoca' filmi şu anda vizyonda. Filmde 'Ali Yavuz' isimli, köylü bir delikanlıyı oynuyorum. Ben çok naif bir adamım; böyle sert ve asi karakterleri oynamak bana keyif veriyor. 18 Nisan'da 'Oflu Hoca' filmi gösterime girecek. O filmde de bir belgesel yönetmenini oynuyorum. Son filmim 'Bi Gece', Mayıs ayında vizyona girecek. Orada kadın kılığında soygun yapıyorum. Beni bu filmde en çok zorlayan şey; topuklu ayakkabılarla yürümekti. Topukluları giyince kadınları gerçekten daha iyi anladım.

- Canlandıracağınız rolleri seçerken en çok neye dikkat ediyorsunuz?
Önce bana ne katacağına bakıyorum. Gerçekçi roller, beni etkiliyor.

- Peki tüm bunların yanında 'Doksanlar' nasıl gidiyor?
Artık birbirimize iyice alıştık. Dizide aşkıma kavuşabilecek miyim hiç bilmiyorum. Şu anda 1993 yılındayız. Bir süre daha aşkımın peşinde koşturacağım. Artık minibüs muavini diye bir şey kalmadı; bu yüzden de ilginç bir karakter. 'Doksanlar' ile şanslı bir döneme girdiğimi düşünüyorum.

DIŞIM AVRUPAİ AMA...

- Birbirinden çok farklı karakterleri canlandırmak, ruhsal açıdan sizi nasıl etkiliyor?

En büyük şansım; Hollanda'da doğmuş olmam. Birçok kültürün iç içe geçtiği bir yerde yaşadım. Çocukluktan beri iyi bir gözlem yapma yeteneğim var. Bunun role bürünmeme çok katkısı oluyor. Mesela 'Veysel', bana ne kadar uzak olsa da, aslında içimde var olan karakterlerden biri. Benim dışım Avrupai ama içimde bir 'Cemal' yatıyor! Arabesk müzik falan da dinlerim. Ayrım yapmayıp her şeyi izlediğim ve dinlediğim için bunu mesleğime de yansıtabiliyorum. 

YENİ ASIR
Konular Röportaj