O vasiyet, bürokrasiye takıldı!

Yavuz Sultan Selim’in “Öldüğümde mezarımın üzerine örtüle!” diyerek vasiyet ettiği ve 2006 yılına kadar türbesindeki sandukanın üzerinde örtülü olan “çamurlu kaftan” 8 yıldır yerine konulamadı.

O vasiyet, bürokrasiye takıldı!
Milliyet'ten Musa Kesler'in haberine göre Mısır’ı fethederek ilk Osmanlı halifesi unvanını alan Yavuz Sultan Selim, sefer dönüşünde hocası Kemalpaşazade ile yoldadır. Ordu ilerlerken bir ara çamurlu bir yerden geçilir. Kemalpaşazade’nin atının ayağı takılır ve yerden sıçrayan çamurlar Yavuz’un kaftanına gelir. Yavuz’un sert mizacını bildikleri için herkesin yüreği ağzına gelir. Mahçup Kemalpaşazade ise başını önüne eğer, endişe ile beklemeye başlar.

Durumu fark eden Yavuz: “Hocam üzülmeyiniz! Sizin gibi bir âlimin atının ayağından sıçrayan çamur bizim için bir ziynettir” diyerek hocasına iltifat eder. Kaftanını çıkarıp yaverine uzatır ve “Vasiyetimdir, öldüğüm zaman bu kaftanı sandukamın üzerine sersinler!” der. Yavuz’un ölümünün ardından bu vasiyet yerine getirilir.

Yapısı bozulur!

Türbelerin 1925’te kapatılmasından sonra türbelerin uzun süre kapalı kaldığı için yıpranan kaftan, 2006 yılında Milli Saraylar Daire Başkanlığı’nda bir yıllık bakıma alınır, ardından Müzeler Müdürlüğü’ne iade edilir. Ancak mezarın üzerine konulmaz. Dönemin Türbeler Müze Müdürlüğü 2012’de “İkilemde kaldık. Bir tarafta Yavuz Sultan Selim’in vasiyeti var, diğer taraftan da kaftanın türbenin otantik özelliğini bozma durumu var” açıklama yapmıştı.

Aradan yıllar geçti ama kaftan hala yerinde değil. Yeni müdür Prof. Dr. Mustafa Küçükaşçı ise “Müzede tamirat devam ediyor. Bürokrasi ve mevzuat süreci uzatıyor, kaftan depoda” dedi. Küçükaşçı, “Tamirat 8 yılda bitmedi mi?” sorusuna ise “Ben bir yıldır buradayım” diye cevap verdi.

‘Başka bir maksat var’

Tarihçiler ise duruma tepki göstererek kaftanın bir an önce yerine konulması gerektiğini söylüyor:

Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil (Marmara Üniversitesi): Yavuz’un kaftanı 500 yıla yakın süre türbesinde sandukanın üzerinde durdu. 8 yıl önce bakıma alındı, hala yerine konmadı. Defalarca yetkililere hatırlattık ama sürekli mazeret üretiliyor. Bunda bir başka maksat olduğunu düşünüyorum. Selim Han’ın vasiyetine sahip çıkmak tarihe sahip çıkmaktır. Bu durum Selim Han’ın hatırasına ve tarihe ihanet olarak görüyorum. Yetkililerden acilen kaftanın yerine iadesini bekliyorum.

Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci (İslam Hukuku Uzmanı): Kaftan yakın zamana kadar sandukanın üzerindeydi. Bir padişah vasiyet etmiş, yüzyıllarca bu vasiyete uyulmuş, bundan sonra da vasiyete uymak ahlaki bir borçtur.

Talha Uğurluel (Araştırmacı-Yazar): Yavuz ilim erbabı bir padişahtır. Mısır seferine giderken bile yanında yüzlerce kitapla gitmiştir. Sefer dönüşü sarayda ilk uğradığı yer de kütüphanedir. Bu vasiyeti de hem ilme hem ilim insanlarına verdiği ehemniyeti gösterir. Bakım ya da tamir denilerek bir kenara konması büyük bir vefasızlıktır. Bir an önce yerine konmalıdır. Biz bunun takipçisi olacağız.