'OHA' diyorum sayın Özkök!..

Bugün yağmurlu ve puslu bir Londra sabahında yatağımın içinde debelenirken magazinlere göz atayım dedim.

'OHA' diyorum sayın Özkök!..

Ve inan bir kaç tane espresso içmiş gibi oldum ve gözlerim faltaşı gibi açıldı.’YUH’ dedim röportajı bir kaç kez okudum.

Yıllardır köşe yazılarını takip ettiğimiz, saygı duyduğumuz yada saygı duymaya çalıştığımız bir adam bu kadar gaflet içinde olabilir mi? Ya da futbol maçlarında olduğu gibi uzatmaları oynamak böyle bir şey olsa gerek. Kazanmak için çırpınırsın ama nafile. Üstelik kendi kalene bile gol atarsın ve bir anda sana inandığını seni düşündüğünü sandığın taraftar seni alaşağı eder. Aslında gözlerinde büyüttükleri kişinin gol kralı olmasında ve yıldızlaşmasında en büyük nedenin takım arkadaşları olduğunu görür. Erol Evgin’in şarkısında olduğu gibi İŞTE ÖYLE BİR ŞEY…

Mini etekli namaz kılanları düşlermişsin ve türbanla şarap içenleri. Nasıl bir fantezi dünyasıdır bu?Hüseyin Üzmez gibi adamların yaptıklarını hep beraber yerdik, sapıklık, ahlaksızlık dedik, bu konuda günlerce yazılar yazıldı, konuşuldu. Şimdi biri çıkıp sana böyle bir laf ederse valla çok üzülürüm ne de olsa eski topraksın piyasada, yıllarca seni okuduk, genel yayın yönetmeni dedik. İçim acır.

Hayal gücümüzü zorlarsak bu lafın karşısında gerçekten tuhaf şeyler geliyor insanın aklına. Asıl bizim içimize şeytan karışıyor. Bugün okuyucularımdan birinden mail aldım .’Özkök’süz ve onun gibilerin olmadığı bir dünya düşlüyorum’ yazıyordu. Eskiden olsa itiraz ederdim ‘hayır onlar çok değerli kişiler, bu dünya da her fikre herkese yer var ‘derdim. Ama sadece ‘çok haklısınız’ diyebildim.

İnsanların duygularıyla bu kadar oynanmaz hele işin içine DİN girerse. Sırat köprüsü gibidir, çok dikkatli yol almak gerekir. Bir anda saf dışı kalabilirsin, o zaman kilisede namazını kılacak imam da bulamazsın.

Sen istediğin kadar şaraplarını iç, fantezilerini gerçekleştir ama bunları insanların duygularıyla oynayarak gözüne sokarak yapma.

Belki ben ve bir kaç kişi seni anlayabilir, yaş dönümü, tongaya düşmüş der geçeriz. Ama bunu anlamayanlar çıkabilir. Ve bir gün Hıncal Uluç gibi başka bir zat-I muhterem çıkıp ‘zaten su testisi su yolunda kırılır’diyebilir.

Bence yeni bir röportaj yapıp yanlış anlaşıldım kendimi ifade edemedim diyebilsen keşke…
Sevgi ve ışık içine dolsun…

Not: Hayatımda ender olarak tanımadığım kişilere SEN derim ama Siz diyemedim, özür dilerim.

Almula MERTER