Özhaseki: "'Bu kadar kirli bir ilişki yumağı görmedim"

Cumhur İttifakı'nın AK Parti Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Özhaseki, CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş hakkındaki iddialara ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Özhaseki: "'Bu kadar kirli bir ilişki yumağı görmedim"
İHA'nın haberine göre Cumhur İttifakı Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Özhaseki, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş hakkındaki iddialara ilişkin konuştu. İddialarda adı geçen şahsa Mansur Yavaş'ın gönderdiği mesajları gazetecilere okuyan Özhaseki, ayrıca toplantıya katılan gazetecilere kendi mal beyanını dağıttı.

Bu zamana kadar rakiplerinin özel konularına ilişkin konuşmadığını fakat rakiplerinin projelerinin olmayışını eleştirdiğini belirten Özhaseki, “Biz bir ittifak içindeyiz. Bu ittifak Cumhur İttifakı, niye kurduğumuzu her gittiğimiz yerde anlatıyoruz. Karşı tarafın da dürüst olmasını istiyoruz. Kimlerle ittifak yaptıklarını net bir şekilde söylemelerini istiyoruz. Karşı taraftan tehditkar sözler geliyor ama onlara da kulaklarımızı kapattık. Kayseri'ye adamlar gönderdiler, ‘açığı var mı?' diyorlar. Gülümsedim geçtim. Bir televizyonda gördüm, CHP'nin adayı, ‘Bırakın projeleri ne bantlar çıkacak ne bantlar' diyor. Ankara'da siyaset bu arkadaşlar tarafından böyle kirli mi yürütülüyor? Bandı bırak, Ankara'ya ne yapacağını söyle” diye konuştu.

“Mağdur edebiyatı yaptı”

Mansur Yavaş hakkında çıkan iddiaları kendisinin gazetelerden öğrendiğini ve Mansur Yavaş'ın bütün bu iddialara cevap vermesi gerektiğini söyleyen Mehmet Özhaseki, ”Bütün bu sorulara cevap vermesi gereken, olayın muhatabı olan Mansur Yavaş, çıkıp dürüstlükle bunların ne olduğunu, kirli ilişkiler bütününün neler olduğunu izah etmesi gereken oydu. Basının karşısına çıktı, sorulara cevap vermesini bekledik. Hiçbirine cevap vermedi, kısa bir bülten okudu, sessizce bırakıp gitti. Mağdur edebiyatı yaptı. Basını, Ömer Çelik'i ve beni suçladı” şeklinde konuştu.

“Biraz daha devam etse daha çok şeyler çıkacak gibi görünüyor”

İddialarda adı geçen şahıs ile Mansur Yavaş'ın mahkeme dosyalarına giren belgelere göre 10 yılık bir iş ilişkisi olduğunu kaydeden Özhaseki, “Beraber yeniliyor, içiliyor, alınıyor, veriliyor. Fakat şimdi o şahıs hakkında ‘kriminal suçlu, şu suçları var' gibi durmadan o şahsın suçlarını ortaya döküyorlar. Hazreti Ali efendimizin çok güzel bir sözü var, ‘Bana arkadaşını söyle, senin kim olduğunu söyleyeyim.' O suçladığın adam senin arkadaşın. Sen oturup kalkmışsın, iş ilişkisine girmişsin. Demek ki şimdi menfaat çatışmasına girmişsin suçlamaya başladı. Şuana kadar ortaya atılan belgelerden benim anladığım şu, kesinleşmiş mahkeme kararı var. O mahkeme kararı da senet sahte olduğunu, senet üzerindeki imzanın kendisinin suçladığı şahsa ait olmadığı ve bu konuda da yerel mahkeme karar verdiği gibi Yargıtay hükmü kesinleştirdi. Kesin olan bir şey var, ortada suçlanan şahsın imzası değil diyerek bir sahte senet var, buradan da kendisinin yemiş olduğu 500 bin liraya yakın imza inkar tazminatı ve ceza var. Bunun dışında onlarca birbirlerine karşı suçlamalar, davalar, icra takipleri geliyor. Biraz daha devam etse daha çok şeyler çıkacak gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

“Benim sorduğum net ve sade sorular var, Mansur Yavaş'ın cevap vermesini istiyorum”

Soracağı sorulara Mansur Yavaş'ın dürüstlükle cevap vermesini istediğini belirten Özhaseki, “Yine topu taca atarak, hiç ilgisi olmayan masum insanlara iftira ederek kurnazca basit polemiklere girip kaçmamasını rica ediyorum. Yıllardır ticaretin, siyasetin içinde bulundum, hukuk tahsili yaptım, ancak bu kadar kirli bir ilişki yumağı görmedim. Herhalde açıldıkça matruşka gibi sıkıntıların geleceğini tahmin ediyorum. Benim sorduğum net ve sade sorular var. Bir, bu senedi kim düzenledi? İki, ‘benim büromda senedi önümde imzaladı' dediğiniz mahkeme kayıtlarına da yansıdı, nasıl oluyor da o imza ‘önümde imzaladığı' dediğiniz şahsa jandarma, emniyet ve Adli Tıp raporlarında imza o şahsa ait çıkmıyor. Burada kocaman bir yalan var, bu yalanı kim söylüyor? Üç, bu kadar meblağlı senedi hangi hizmet karşılığında aldınız, ne iş yapıyorsunuz? 600 bin dolar, 3 milyon liradan fazla bir paradan bahsediyoruz, ciddi bir para bu. Hangi hizmeti veriyorsunuz da bu parayı alıyorsunuz? Siz burada avukatlık ücreti olarak alıyorsanız vekaletiniz var mı? Dört, danışmanlık ücreti olarak bunu istiyorsanız sözleşmeniz var mı, bunu ibraz edebilir misiniz? Bu kadar büyük bir parayı hangi maharetiniz ve hizmetiniz karşısında almayı düşünüyorsunuz?

Bu önemli bir maharet olsa gerek. Dışarıda söylenen dedikodular beni ilgilendirmiyor, kendisi buna dürüstlükle cevap vermediği sürece dışarıdaki dedikoduların önünü kesemez. Sözleşme veya vekalet düzenlememe sebebini 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki beyanında Mansur Bey diyor ki, ‘Makbuz kesildiği zaman yaklaşık 300 bin dolar vergiye gidiyordu, bunu da kaç yol sonra alacağımız belli değildi' gibi bir ifade var. Bu vergi kaçırmaya teşebbüs değil mi? CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak bu izahınızı ahlaki buluyor musunuz, vicdanınıza sığıyor mu, bunu partililerinize nasıl anlatacaksınız? Bir şey daha var, beni en çok ürküten de bu zaten. Karşısındaki muhatabına mesajlar geçiyor, birkaç tanesini okuyayım size, ‘Hukuk fakültesi diplomanı iptal ettiririm, sahtekar, seni yarın üniversiteden arayacaklar, hapistesin. Diploma iptali mi, rapor iptali mi? Tercih senin. Bugün ödemeye yanaşmazsan diploma iptali dilekçesi Çarşamba sabah hem fakülteye hem savcılığa veriliyor, askeri savcılığa da önümüzdeki pazartesi veriliyor.' Bunlar şantaj değil mi? Bildiğiniz bazı gerçekler var, örtüyorsunuz, adama durmadan bunları gönderiyorsunuz ve tehdit ediyorsunuz.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı ile ilgili geriye doğru baktığınız zaman bir takım kirli ilişkiler, arkasından vergi kaçırmaya teşebbüs, arkasından sahte senet, arkasından tehditler, şantajlar. Bunlar doğru mu? Yüzde 100 doğru. Mahkeme kayıtlarında var. Kendisi de inkar etmiyor zaten. Devam ediyor, ‘Bak Necmettin başlangıç olarak pazartesi baroya raporunu veriyorum, dahası da olacak. Öde borcunu konu kapansın. Emekliliğini iptal ettiririm. Ailen senin bir sapık olduğunu biliyor mu iğrenç adam.

Bilgisayar yarın ilgili savcıya veriliyor. Öde kurtul, vazgeçeyim hırsız.' Sonra arkasından bizimki çok mağdur edebiyatı yapıyor ya, şunlara bakar mısınız, 'kodese hazırlan, senin düğününü basacağım, seni rezil edeceğim, seni Ankara'da yaşatmayacağım, seni sürüm sürüm süründüreceğim.' Bütün bunlara bakıldığı zaman burada mağduriyetten ziyade tehditkar, şantajcı bir mağrur adam görünüyor ortada. Burada dikkat ettiğim bir şey daha var, ‘Öde kurtul vazgeçeyim bu işten.' Benim anladığım kadarıyla ‘bu parayı alırsam, hepsine göz yumacağım, sesimi çıkartmayacağım, gideceğim. Ama ödemezsen sen görürsün gününü.' Bu nasıl bir ruh halidir. Bütün bu soruların cevabını Ankaralı hemşehrilerimizin bilmek hakkı. Beni suçladığına göre, bana iftira ettiğine göre benimde öğrenmek hakkım”
dedi.