Özlem Yıldız: 'Kırgınlıklarımı içime atıyorum'

İş adamı Sinan Serter ile evlenerek ekran önünden cemiyet hayatına hızlı bir giriş yapan Özlem Yıldız, 4.5 yıl sonra boşanarak eski işine geri döndü.

Özlem Yıldız: 'Kırgınlıklarımı içime atıyorum'
Millet'ten Başak Çokan'ın röportajı..

- Evliliğinle, özel hayatınla ve dostlarınla sınandığın bir yıl geçirdin. Bu deneyimlerinden neler öğrendin?


Evlenmeden önceki hayatıma geri döndüm. Ama iyi anlamda değil. Magazin gündeminin ilk sıralarına yalan yanlış haberlerle manşet oldum. Herkes sırtımdan vurmak için fırsat kollamaya başladı. Bunları yaşarken dik durmak çok zordu. Her gün Allah’a “Bu linç girişimi son bulsun” diye yalvarıyordum. Çünkü kendini de ifade edemeyen biri olduğum için, insanlar meydanı boş bulup hakkımda çok acımasız yorumlar yaptı. Çok şükür hepsi geride kaldı. Oğlum, ailem ve dostlarımla çok mutluyum.

- Yeniden evlenmeyi düşünür müsün?

Kapalı değilim. Ancak o konunun sorumlulukları var. Ünlü, güzel ve başarılı bir kadınla olmak erkeklere ilk başta cazip gelse de, sonrasında öyle olmuyor. Beni taşıyabilmeli. Bunu da maddiyatla kesinlikle örtüştürmesinler. Para pul ikinci planda artık benim için.

- Özel hayatında da seninle çok paylaşımımız oldu. Etrafındaki insanların uyarısını pek dinleyen biri değilsin sanırım…

Annem, "Kızım bu insandan zarar göreceksin" derdi; "Of anne herkes mi kötü" derdim. Ve burnumun dikine giderdim. Ama annemin dediği her zamanda doğru çıkardı. Sinirlenirdim ama 17 yaşındaki saflıkla bu camiaya annemsiz girseydim, halim ne olurdu bilemiyorum. 

- Bu camiada hiç dostun var mı?

Eskiden vardı ama artık yok. Yaşadığım mutsuz deneyimlerden sonra daha dikkatli davranıyorum. Artık bir elin parmaklarını geçmez. Arkamı döndüğümde beni sırtımdan vurmak için bekleyen insanlar vardı etrafımda. Ama şükür şimdi mutluyum. Az insan çok huzur.

- Kendi ruhunu tazelemek için ne yapıyorsun?

Tatile yalnız çıkıyorum. İki gün herkesten uzak, tek başıma bir deniz kenarında kalıp, kendimi dinleyip, kitap okuyarak vakit geçiriyorum. Bunu mutsuz da olsam mutlu da olsam yapıyorum.

- Eski eşin Sinan Bey özel hayatına müdahale eder mi?

Sertçe uyarı yapmaz ama "Özlem dikkat et. Bu insandan zarar görebilirisin" falan diyor. Ancak insanların üzerime geldiği bir dönemde, bana inanılmaz destek verip hepsinin geçeceğini, benim güçlü bir kadın olduğumu söyleyerek beni teselli etti ve dostluğunu gösterdi. Onu da dolduruşa getirmeye çalıştılar. Ama şükür ki başaramadılar. Birbirimizi çok iyi tanıdığımız için bunları aştık. Ancak biliyorum ki bugün bana yapılanları o insanlar yaşamadan bu dünyadan göç etmeyecekler. Ben Allah’a çok inanıyorum. Hiçbir gece dua etmeden yatmıyorum. Allah her daim yanımda.

- Sinan Bey nasıl bir baba?

Çok ilgili bir baba. Bizim onunla farklı mutsuzluklarımız oldu. Bunu, onun babalığıyla karıştıramam. Sporu, tiyatrosu, sineması, çocuğunu elinden geldiğince mutlu etmeye çalışan bir baba.

- Zengin aile çocuklarıyla evlilik yapan ünlülerin, evli oldukları dönemde kenarda köşede kendilerine küçük bir servet yaptıkları konuşulur. Sende böyle bir şey oldu mu?

Boşanma sürecine girdiğim ilk günden beri söylüyorum. Bu evliliğin maddiyat üzerine kurulu olduğunu düşündüler. Böyle bir şey olabilir mi? Öyle olsaydı, ilk maddi sıkıntılar yaşandığında, henüz mallara el konmamış olduğunda, bu evliliği bitirip o malların da gitmesini engellerdim. Ben çok mücadele ettim ama olmadı.

DAHA ÖNCE FARK ETMEDİĞİM HIRSLARIMI GÖRDÜM

- Sen de yaz aylarını çalışarak geçiren ünlülerden misin?


Bu yaz, planlarımın arasında çalışmak yoktu. Ancak yarışma programı bana o kadar keyif verdi ki, devam etme kararı aldım. Haftanın iki günü çekimler olacak. Bu yüzden İstanbul-Çeşme-Bodrum arası gidip geleceğim.

- Eskisi gibi ekranda güzel görünmek gibi dertlerin kalmadı sanırım…

Beni yıllardır çok yakından tanıyan biri olarak, ne kadar komik bir kız olduğumu biliyorsun. Ancak benimle o kadar çok uğraşıp canımı yakmaya çalıştılar ki, insanlar beni hep üzgün ve mutsuz gördü. Oysa eğlenceli bir kadınım. Bunu da yeni televizyon programında gösterdim. Artık hiç öyle kaygılarım yok. Normal hayatımda olmayan, ancak yarışma programında ortaya çıkan hırslarım olduğunu da fark ettim.

ANNELİK BENİ DEĞİŞTİRDİ

- Annelik sana ne kazandırdı?


Bazen, "Oğlum olmasaydı nasıl bir hayatım olurdu?” diye düşünüyorum. Anne olduktan sonra daha hoşgörülü, daha pozitif biri oldum, önceliklerim değişti. Onun hayatında her şey güzel olsun, en iyisine sahip olsun istiyorum. Eskiden daha bencildim; şimdi paylaşımcı oldum. Oğlum, hayatımın odak noktası.

- Oğlun şöhret sahibi bir anneden rahatsız mı?

Bu konuda da şanslıyım. Çünkü Demir, annesinin tanınmış biri olduğunu ve yaptığı işi iyi biliyor. Örneğin önceki gün bir bayan Instagram’dan bana ulaşarak, "Oğlunuzu gördüm. Babasından şımarık bir şekilde oyuncak istedi ve ısrarcı davrandı" dedi. Ben de ona, "Bak insanlar seni tanıyor. Ben asla böyle bir çocuk olmadığını biliyorum. Ama insanlar böyle anlamıyor" dedim. Düşündü ve "Haklısın anne" dedi.

- Demir daha çok küçük. Bu yaşta bu kısıtlamalar yapmak doğru mu?

Haklısın ama benden ötürü tanınıyor. Dışarda hareketlerine dikkat etmesi gerektiğini şimdiden empoze etmeye çalışıyorum. Aslında ters tepebilirdi. Ama o utandı ve özür diledi.

- Boşanma sürecini çok güzel idare edip kriz masasını iyi yönettiniz. Sinan Bey’le sorunlarınız bitti mi?

Evet. Sinan’la o konuda üstümüze düşeni yerine getirdik. Arkadaşlarım şaşırıyor çünkü biz normal boşanan çiftler gibi değiliz. Aramızda tartışma yok ve sık sık bir araya geliyoruz. Hafta sonu oğlum ve Sinan’la yemek yiyip sinemaya gidiyoruz. Bu yüzden oğlum boşanma travmasını pek yaşamadı. Babası da onunla çok ilgili.

KIRGINLIKLARIMI İÇİME ATIYORUM

- Boşanma sürecinde Sinan Bey’le dengeleri sanırım sen kurdun?


Kızıp kırılacağım o kadar çok şey var ki. Aslında Sinan’la hiç görüşmemem gerekir. Ama ortada çocuk var. Alttan alıp içime atıyorum. Babasıyla zor günler geçirdiğim, haksızlığa uğradığım zaman da Demir'e hep babasıyla ilgili iyi konuştum. Aynı şekilde Sinan da benim için… Evliyken bile bir kere bile ses yükselmedi. Kavga olmadı.

- Demir, “Kavga olmadı, neden ayrıldınız?” diye sormadı mı?

Çocuğun kafası karıştı. Ona, artık babasına aşkımın kalmadığını ve onu sadece arkadaş olarak gördüğümü söyledim. “Senin nasıl ki iyi vakit geçirdiğin arkadaşların var, baban da artık benim için öyle birisi” diyerek durumu anlattım. Sonunda o da anladı. Artık hiç sorunumuz yok.

- Sinan Bey'e kızgınlığın geçti mi?

Geçmedi. Elbette hala süren kızgınlık ve kırgınlıklarım var. Ancak içime atıyorum. Çünkü ben bunları dile getiremiyorum. Oğlum  için fedakarlık yapıyorum. Sadece Sinan’a karşı değil, kimseyle küs kalamıyorum. Ancak ortak noktamız olan oğlumuzun psikolojisi olunca denge kurmayı başardık.
Konular Röportaj