Selin Ortaçlı: 'Şöhretli bir insan değilim'

Akşam'dan Erçin Dağ Eysen'in röportajı...

‘Kalp Hırsızı’ dizisine nasıl dahil oldunuz? Senaryoda sizi ne cezbetti?
Diziye en son ben dahil oldum. Setin başlamasına bir gün kala Birol Güven’le karşılaştık. Ondan sonra hatırladığım ertesi gün İstanbul’a dönmüş ve setteydim. Senaryoyu tabir-i caizse bir çırpıda okudum. Hikaye çok hızlı bir şekilde ilerliyor. Okudukça ‘Ee şimdi ne olacak?’ dedirtiyor. Aynı duygunun seyirciye de geçeceğine şüphem yoktu.

Biraz rolünüzden bahseder misiniz? Kendinizle bağdaştırıyor musunuz?
Filiz 20’li yaşlarının sonunda, dört kişilik bir çetenin tek kadın üyesi. Ekibin teknoloji beyni diyebiliriz. İlk gördüğü andan itibaren Tekin’e aşık ancak hep içinde tutmuş. Defne’nin ortaya çıkmasıyla kıskançlık duyguları tetiklenen ve yavaş yavaş aşkını gizleyememeye başlayan bir kadın. Filiz bana çok uzak bir karakter değil, samimi, sevdiklerini kollayan, her işini kendi görmeye alışmış olması ortak çıkış noktalarımız.

KENDİMİ ÇOK FAZLA ELEŞTİRİRİM

Rolünüz için herhangi bir hazırlık döneminiz oldu mu?
Projeye çok apar topar dahil olduğum için maalesef ön hazırlık için zamanım olmadı.

Böyle ses getiren yapımlarda yer almak nasıl bir tecrübe oluyor sizde?
İçinde severek bulunduğun her proje yepyeni bir tecrübe oluyor. Keyifle çalışıp emek verdiğin bir iş ses getirince tadından yenmiyor.

Kendinizi izlerken en çok neye sinirleniyorsunuz?
Benim için kendimi izlemek zor, çok objektif bakabildiğimi düşünmüyorum. Hiç sinirlenmiyorum ama kendimi eleştiri bombardımanına tutuyorum. O yüzden de genelde yalnız izlemeyi tercih ederim.

Projelerde kesinlikle reddedeceğiniz bir şey var mı?
Hayır, böyle köşeli düşüncelerim yok. Öyle bir şey karşıma çıktığında değerlendiririm.

ÖNÜME KISA VADELİ HEDEFLER KOYUYORUM

Geleceğe, oyunculuğa dair hedefleriniz ve hayalleriniz nelerdir?
Adım adım ilerlemeyi seviyorum. Kısa vadeli hedefler koyuyorum genelde önüme. Yaptığım işi iyi yapmak ve insanlardan işimi iyi icra ettiğimi duymak en yakın hedefim her zaman.

Geçmişteki Selin ile bugünkü Selin arasında değişen ve hiç değişmeyen neler var?
Birkaç cümlede anlatabilmek için çok geniş bir konu.. Ben küçüklüğümden beri kişisel gelişim kitapları okuyarak, seminerlere katılıp değişik şeyler deneyimleyerek büyüdüm. Her gün yeni bir şey öğrenmek, sevmediğim ve rahatsız olduğum bir huyumdan kurtularak huzurlu olmak yegane hedefim oldu hep. O yüzden geçmişteki Selin’le bugünkü arasında olan dağlar kadar fark, bundan sonrasında da devam edecek değişimlerin sadece bir başlangıcı diyebilirim. Değişmeyenlerim diyecek olursam, düzen tertip konusunda epey titizimdir, dakikliğim ve geç kalmaktan nefret etmem ise ilk sıralarda yer alır.

Şöhretli bir insan olmak hayatında nelerin frenlenmesine neden oluyor?
Ben şöhretli bir insan olduğumu düşünmüyorum. Sadece göz önünde bir iş icra ediyorum o kadar. Hayatı sakin yaşamayı seviyorum, kalabalığı çok tercih etmiyorum. Dolayısıyla hayatımda frenlemem gereken hiçbir şey yok.

Oyuncu olmanıza rağmen televizyon izliyor musunuz? Oyuncular takip etmek zorunda mıdır dizi gündemini… 
Ben genellemeler yapmaktan hoşlanmıyorum, herkesin kendi tercihi. Ben çok fazla televizyon izlemememe rağmen konuşulan işleri takip etmeye gayret ediyorum. Türk izleyicisi nelerden hoşlanıyor, ne tarz işleri daha çok takip ediyor anlayıp gözlem yapmaya çalışıyorum.

BOŞ ZAMANLARIMDA PLAYSATION OYNARIM

Çekimleriniz çok yoğun ama eğer boş vakitleriniz kalıyorsa neler yapıyorsunuz kendinizi geliştirmek, hayatı yaşamak adına?
Yemek yapmayı, mutfakta vakit geçirmeyi, kitap okuyup playstation oynamayı, puzzle yapmayı ve seyahat etmeyi seviyorum.

Her oyuncu için beyazperde önemli bir aşamadır. Siz film teklifleri alıyor musunuz?
Tabii ki , bugüne kadar böyle bir deneyimim olmadı, o yüzden kendini beyazperdede izlemenin büyüsünü yaşamadım hiç ama doğru zamanda doğru projeyle neden olmasın?