Yeni polemik 'doğum izni'!..

Yeni polemik 'doğum izni'!..

Yeni polemik 'doğum izni'!..

KÜRTAJ ve sezaryen tartışmaları sürerken, doğum konusunda üçüncü polemik de ’izin hakkı’ için çıktı. Polemik, ölü doğum veya düşük yapan 657 Sayılı Kanun’a tabi memurların durumu gündeme taşınınca başladı. Ölü doğum nedeniyle kullanılamayan doğum öncesi 8 haftalık analık izin süresinin, doğum sonrası analık süresine eklenip eklenmeyeceği tartışma yaratınca Devlet Personel Başkanlığı ’mütalaa’ hazırladı.

HÜKÜMLERE DİKKAT!

Mütalaada altı çizilen nokta ise kanunun 104. maddesindeki hükümler oldu. Yasada ’Kadın memura; doğumdan önce 8,  sonra 8 hafta olmak üzere toplam 16 hafta süreyle analık izni verilir. Çoğul gebelik durumunda, doğum öncesi 8 haftalık analık izni süresine 2 hafta eklenir’ deniyor.

Devlet Personel Başkanlığı mütalaasında, 2011 yılında Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğ hükümlerine de vurgu yapılıyor. ’Kadın memurun, 32. haftadan önce doğum yapması halinde, erken doğum sebebiyle kullanılamayan 8 haftalık doğum öncesi analık izni süresinin tamamının, doğum sonrası analık iznine ilave edileceği’ belirtilen tebliğde, mazeret izinlerinin veriliş şartlarına dikkat çekildi. ’Doğum olayının gerçekleşmiş  olması’ kriterine vurgu yapılırken, ’doğum yapan memur’ ifadesinin de yasada açıkça geçtiği kaydedildi. Konuyla ilgili olarak şöyle deniliyor: "32’nci haftadan önce ölü doğum yapan memura, erken doğum sebebiyle kullanamadığı sekiz haftalık doğum öncesi analık izninin tamamının doğum sonrası analık iznine ilave edilmesi gerektiği, doğumun ölü doğum ya da düşük olduğuna sağlık hizmeti sunucusu tarafından karar verilmesinin uygun olacağı mütalaa edilmektedir."

JİNEKOLOGLAR MECLİS’İ UYARDI

TÜRK Jinekoloji ve Obstetrik Derneği, yarın görüşülecek Sezaryen Yasa teklifi için atağa geçti. TBMM Sağlık Komisyonu üyelerine ve vekillere uyarı yazısı gönderen jinekologlar, sezaryen oranının yasakla azaltılamayacağını, yasaklama yerine ağrısız normal doğum (epidural normal doğum) yönteminin yaygınlaştırılmasını önerdi.

KADINLAR KORKUYOR

Vekillere e-postayla da gönderilen 18 maddelik pakette şu öneriler sıralandı:
- SGK’nın özel hastanelerden hizmet satın alması süreci ile sezaryen oranları arasındaki ilişki değerlendirilmeli. Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın başladığı 2002’de yüzde 21 olan sezaryen oranları 2012’de neden yüzde 48’lere çıktığı iyi sorgulanmalı.

- Doğumda ağrının azaltılması, epidural anestezi uygulamaları yaygınlaştırılmalı. Bir çok annenin normal doğuma karşılaşacağı ağrı nedeniyle istekli olmadığı bilinmekte. Hedef, ilk sezaryenleri azaltmak olmalı.

- Yüksek Okul mezunu ve donanımlı ebe-hemşire yetiştirme süreci hızlandırılmalı.

- Doğum takibi ve doğum tek kişilik doğum ünitelerinde gerçekleştirilmeli, bire bir ebe-hemşire desteği sunulmalı.

- Mahremiyet için tek kişilik odalarda normal doğum olmalı.

- Fazla sezaryen yapan kadın-doğum uzmanlarının eğitime alınmasıyla bu sorun çözülmez. Sezaryenin gerekli ya da gereksiz olduğuna hekim karar verir. Hekimin gereksiz sezaryen yaptığına kim, hangi koşullarda karar verecek? Eğer uygulama, hekimin sezaryen olması gereken olguyu da normal doğuma zorlamasına yol açar ve anne - bebek sağlığı tehlikeye girerse bunun sorumlusu kim olacak?

Hakkı KURBAN- Ebru TOKTAR ÇEKİÇ


Konular Kadın / Bakım